Dois traduction Anglais
38 traduction parallèle
Gitmem lazım.
Je dois partir.
Je dois retourner à la bibliothèque.
Je dois retourner à la bibliothèque.
( "Evet, bunları su çiçeği olduğumda öğrendim. )" Oui, je les ai appris quan... ( "Şimdi gitmem gerekiyor çünkü büyük annem yanıyor." ) " Je dois partir...
"Oui, je les ai appris quand j'ai les pox de poulet. " Je dois partir maintenant parce que ma grandmère est flambée. "
Oraya gizlice girip iyice bakmalıyım.
All I have to dois sneak back in there and geta better look at it.
Evet..., ama tek yapmamız gereken denemek.
Yeah..., but all we can dois try...
Dois Mundos.
Dois Mundos!
Dois Mundos, biraz avansa ihtiyacım var.
Dois Mundos, I need a little up front.
Hayır Dois Mundos, kabul edemem.
No, Dois Mundos, I'll pass.
Sabah Dois Mundos geldi.
Dois Mundos came around earlier.
Dois Mundos tekne için bir alıcının olduğunu söyledi.
Dois Mundos says there's somebody making an offer on the boat.
Merhaba Dois Mundos. Biraz iş konuşalım kardeşim.
Hey, Dois Mundos, let's take care of some business, brother.
Dois Mundos'un.
Belongs to Dois Mundos.
Dois Mundos, dışarıda erketeye yattı.
Dois Mundos has the place staked out.
Dois Mundos'un bana ayarladığı ufak bir dairede kalıyorum şu sıralar.
I'm living in a little flat Dois Mundos lent me.
Dois Mundos bunların hepsini bana bıraktı.
Dois Mundos lent me all this.
Dois Mundos, nasılsın?
Dois Mundos, what's up?
- İlaçlardan kalan para Dois Mundos.
- From the medicine, Dois Mundos.
Kardeşim o hakkım olan parayı bana verirsen sana kiramı öderim.
Brother, if you pay me what you owe me... I'll pay you the rent, Dois Mundos.
S.ktir git Dois Mundos.
Go fuck yourself, Dois Mundos.
Benimle uğraşma Dois Mundos!
Don't mess with me, Dois Mundos!
Lanet olsun Dois Mundos!
What the fuck, Dois Mundos?
Evden çıktığında bu aileyi temsil ediyorsun, Ve en azından bizi küçük düşürmemeyi deneyebilirsin.
Every timeyou leave this house, you represent this family, and the least you can dois not humiliate us.
İkinci ekip pozisyon aldı.
Secçao dois em posiçao.
Kötü bir ayrılık yaşadım. En azından ilgileniyormuş gibi yapabilirsin.
I mean, I just went througha terrible breakup, and the least you could dois pretend to care.
Tek yapman gereken onu biraz tartaklamak. Hemen resimleri siteden kaldırır.
All you gotta dois go and rough him up, and he'll take my picturesoff the web site like that.
Senin tüm yapman gereken bebeğe bakmak.
All you have to dois take care of the baby.
Artık bir isim verseniz de, ona ne diyeceğimizi bilsek.
Now, all you gotta dois name him, so I knowhow to addressthe handsome fellow.
Sandığın kişi olmadığım için özür dilerim. Fakat geçmişte olanlar, geçmişte kaldı. Benim tek yapabileceğim ise değişmeye çalışmak.
Well, I'm sorryI'm not who you thought I was, but what's happenedis in the past, you know, and all I can dois try to change.
İyiyim anne. Tek yapmam gereken normal olmak.
I'll be fine, mom.All I have to dois be normal.
Hani, böyle sık sık ziyaret edeceksen beni, en azından, bir kaç şeyi yolumdan çekebilirsin.
You know, if you're gonna pay mesuch regular visits, the least you could dois throw a little something my way.
Senin görebildiklerini ve yapabildiklerini, Tanrı'nın elinin hayatlarımıza dokunduğunun en somut kanıtı olarak gösterebilirim.
What you can see and dois the closest thing I have to hard proof that god's handtouches all our lives.
Bu adam ne kadar zor olsa bile, asla çocuğunu terk edip gitmezdi.
About the fact that asdifficult as this man was, the last thing he would ever dois walk out on his child.
Tamam, iki numero yapıyoss Başka bir şey?
Okay, dois número 2. Anything else?
Sana bir hikaye anlatacağım.
What I'm going to dois tell you a story.
Je dois utiliser les toilettes.
Juliette : Je dois utiliser les toilettes.
- Je dois aller à la police.
- Je dois aller à la police.
Herkes sağır mı oldu? Neler döndüğüne bakacağım.
Je dois aller voir ce qui se passe ok?
Bir, iki, üç...
Um. Dois. Tres.