Doppelganger traduction Anglais
326 traduction parallèle
Klonu neden ters çevirdiniz, Albay?
Why did you reverse "Doppelganger", Colonel?
Fırlatma Merkezi, Burası Klon.
Launch Control, this is Doppelganger.
Anlaşıldı, Klon.
Roger, Doppelganger.
Kontrol, burası Klon.
Control, this is Doppelganger.
Fırlatma kontrol, burası Klon.
Launch Control, this is Doppelganger.
Klon, burası EUROSEC Fırlatma Kontrol.
Doppelganger, this is EUROSEC Launch Control.
Klon'dan Fırlatma Kontrol'e.
Launch Control from Doppelganger.
Klon yeniden söyle.
Doppelganger, say again.
Klon'dan Fırlatma Merkezi'ne.
Doppelganger to Launch Control.
O zaman kopyam çok ciddi zarar yaratmamış?
Then my doppelganger caused no serious damage?
Bayanlar ve baylar, o benim kardeşim Bernard. Benim karmik ve görsel ikiz dostum. Benim ikizim.
Ladies and gentlemen, that's my brother, Bernard, my karmic doppelganger, my buddy, my twin, who pulled me out of my time in trouble.
İkizlere özel tarife.
DOPPELGANGER SPECIAL.
- Bu olaya musallat olan cin.
- Our doppelganger.
Kendisinin kayıp ikizim olduğunu sanmıyorum.
- lt's not exactly my doppelganger.
İkiz Sendromu'nu duydun mu?
You've heard of the Doppelganger Syndrome?
Şu Millander'ın benim ikizim olması mantıklı geliyor.
Stands to reason this Millander is my doppelganger.
- Sahte ikizi, besbelli. - Mentollü merhemin yanında mı?
A doppelganger, evidently.
O Kahlua'ın ikizini aldı.
He adopted Kahlua's doppelganger.
Aynı yara izi.
It's a doppelganger, with an identical scar.
- Hayır, ben müdürün yansımasıyım.
- No, I'm the Director's doppelganger.
- Yansımalar kızgın olabilir mi?
So a doppelganger is someone who's pissed?
- Yansıma gibi bir şey mi?
- Is that like doppelganger?
- Sanki "Doppelganger"?
Like a Doppelganger?
Sizde Prensin ikizi mi var?
You mean you have a cat that's Prince's Doppelganger?
Kendi kendini gördüğün zaman kendi hayaletini ölme vaktinin geldiği söylenir.
They say when you see yourself, your doppelganger... that it's time to die.
Tıpatıp ikizinle burun buruna geldik.
We came face-to-face with your doppelganger, my friend.
Bu, seni öldürme uğraşına, niye ara verdiğini açıklar. Ama senin gücün yerindeyken, onunki neden zayıflıyor?
Which is why he pushed pause on his one-man mission to kill you, but... why would your doppelganger weaken if you didn't?
Morgan tıpatıp Coraline'e benziyor.
Morgan is a perfect doppelganger for Coraline.
Pekala, yeni ikizinle tanışalım.
all right, let's meet your new doppelganger.
"İnsanın Emsâli."
Doppelganger.
Bunu, Clark'ın yerini alan ikiziyle paylaşmakta çok hızlı davrandın ama neden Clark'a hiçbir şey söylemedin?
You were very quick to share all this with Clark's doppelganger, but... why didn't you tell Clark?
Ama kendimi ikizimle, onun ofisinde böyle karşı karşıya bulacağımı asla düşünmezdim.
But I never thought I'd find myself sitting opposite my own doppelganger, in his office, - like this.
Buna "doppelganger" ya da "bilokasyon" fenomeni denilir.
It's called a "doppelganger" or "bilocation" phenomenon.
Eğer benim tıpatıp aynımla bir buluşmuş olsaydım, Hiroşima'ya atılan bombanın bir milyon katı enerjiyle patlardık.
So if I ever do meet my doppelganger, we would explode with an energy equivalent to a million Hiroshima-sized atom bombs.
Hikâyenin kahramanı, kendisine tıpatıp benzeyen biriyle tanışır. Bu kişi, kendisinin öteki beni gibidir. Uzun zaman önce kaybettiğin ve seni yok etmek isteyen bir ikizin gibi.
It's the story of this guy who meets his doppelganger, which is a double, a look-alike... a long lost twin who exists to destroy you.
Bu senin dünya eşin.
That's your doppelganger.
İkizim, benim dünya eşim.
My twin, my doppelganger.
Adam tıpatıp eşine karşı.
Man versus doppelganger.
Üçüncü yaşayan hayaleti gördük!
We saw the third doppelganger!
- Benim kalin kafali, aptal yansimam Elena'nin kimligine burunecegim.
I'm impersonating my dull as dishwater doppelganger, Elena.
Neden onu oldurmedim saniyorsun?
Why do you think I haven't killed her? She's the doppelganger.
Gerçekten de Katherine'nin aynısısın.
You really are katherine's doppelganger.
Senin tanıdığın Jason Webb ben değilim yani yalnızca yaramaz bir klonuyum.
It would seem I'm not the Jason Webb that you know, only an impish doppelgänger.
- Bir ikiz öyle mi?
- A doppelganger.
Yakaladım seni, aptal ikizim.
Got you, my rumpy doppelgänger.
"Dublör Didi" nerede?
Where is "Diddi der Doppelgänger"?
Musallat olan cin.
Doppelganger.
Belki bunu her zaman hazır olan dostun Eddie'ye sormalıyız.
You should ask your always-better-prepared doppelgänger. - Eddie.
Annie az önce bana Frisky'nin ikizini gösterdi.
So, Annie just showed me the Frisky doppelgänger.
Aslında onu Micheal'ın hapishane dışındaki şeytan ikizi diyebiliriz.
He's kind of Michael's doppelgänger really, on the outside of the prison.
Benzerin, seninle aynı hıza, güce ve hatta ahlâk anlayışına sahip.
Your doppelgänger possesses all of your speed, strength, morality even.