English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ D ] / Duramıyorum

Duramıyorum traduction Anglais

1,011 traduction parallèle
Vicdanı olmayan insanları görünce isyan etmeden duramıyorum.
People without a conscience revolt me.
- Duramıyorum.
- I can't stop.
Şimdi duramıyorum bile.
Now I can't even stand.
Ağlamadan duramıyorum.
I can't.
Kendi ayaklarımın üzerinde bile duramıyorum.
I can't even stand on my feet.
Ben bir yerde duramıyorum.
I got impatient.
Duramıyorum!
I can't stop!
- Gülmeden duramıyorum!
- I can't stop laughing!
- Duramıyorum!
Can't stop!
Başım dönüyor, ayakta duramıyorum.
My head is turning, I can't stand upright.
Duramıyorum.
I can't stop.
Ayakta duramıyorum.
I can't stand it.
- Acele edelim. yerimde duramıyorum.
I stand on sudden haste.
Uzak duramıyorum.
I simply cannot stay away from it.
Ayakta duramıyorum.
I can't seem to stand up.
O yüzden, bir türlü yerimde duramıyorum.
So I throw my weight about.
Bak, ayakta duramıyorum, şöyle gel.
Listen, can't be standing up, come here.
O kadar gerginim ki gülmeden duramıyorum.
I can't stop laughing.
Geceleri ağrıdan duramıyorum.
I was in severe pain all night.
Sonra yeniden doluyor içim duramıyorum.
Then it starts again, I can't help it.
Kaptanı düşünmeden duramıyorum.
I can't help thinking of the captain, though.
Bir, iki, üç, dört duramıyorum! Dursana lan! Dursana lan.
One, two, three, four I can't stop!
Duramıyorum dursana lan.
I can't stop! Come on stop!
Çekiç dur, duramıyorum.
Stop hammer! I can't stop!
Son zamanlarda yerimde duramıyorum hareket istiyorum, gitmek...
I've been restless lately... and I want to move, to go...
Düşünmeden duramıyorum.
I can't stop thinking about it.
O kötü zamanları düşünmeden duramıyorum.
I can't help thinking about those bad times.
Ayakta bile duramıyorum.
- I can't even stand up.
Mesela ben şimdi duramıyorum, duramıyorum.
- No, I'm here, Mahmut Beg! - I thought you're literature teacher. - I am.
Duramıyorum, beni durdurun.
Do you have any objection? - Yes, there's very much noise.
- Seni düşünmeden duramıyorum.
- I never stop thinking of you.
Elbiselerle duramıyorum
And take off the clothes
" ama 18 Ağustos 1934'ü düşünmeden duramıyorum.
" but I can't help remembering August 18, 1934.
Hâlâ olduğum yerde duramıyorum, bu yüzden alelacele buraya geldim.
I can't sit still, so I hurried here.
Ben ayakta bile duramıyorum.
Even for virgins. I can not...
Sersem gibiyim, ayakta duramıyorum.
I'm so dizzy, I can't stand up.
Ve her defasında işler sarpa sarsa da... yine de ondan uzak duramıyorum.
And even though I know how balled up everything always gets... I really can't stay away.
Senin kendini tutamamanla ailenin çöküşünü ilişkilendiremeden duramıyorum.
I cannot help associating your lack of firmness with the decline of your family.
Yerimde duramıyorum!
I'm on fucking fire!
Ama uzak da duramıyorum.
But I can't keep away.
Yatıyor olmam lazımdı, kusmadan duramıyorum.
I can't even sleep.
- Şimdi de ben titremeden duramıyorum.
- I can't stop shivering now.
Kaşımadan duramıyorum!
I can't stop itching!
Daha fazla duramıyorum.
I can't any more.
Ama bu işin sizinle..... nasıl olacağını düşünmeden de duramıyorum doğrusu.
Yet the pull is strong. I cannot help imagining what it would be like with you.
Üzgünüm ama bana böyle seslenildiği zaman gülmeden duramıyorum.
[Chuckles] I'm sorry... but I can " t keep from laughing whenever I hear that term applied to me.
"İçinden oynamak geliyor mu? Ben yerimde duramıyorum."
" Say, have you a buzz on yet?
- Bir yerde duramıyorum!
- I can't sit still.
Işık dengemi bozuyor. Ayakta duramıyorum.
the beam is destroying my sense of balance I can't stand
- Duramıyorum.
- I still can't stop.
Sadece..... kanatlarımla havada duramıyorum o kadar.
I can't seem to get airborne with my wings for some reason.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]