English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ D ] / Dîni

Dîni traduction Anglais

3,355 traduction parallèle
Dini konularda baskı olmayacağına dair Kuran'dan sıkça yapılan bir alıntı vardır ve İslam Peygamberi putperest Araplara itafen ;...
There is an oft-quoted example from the Qur'an itself, there should be no compulsion in religious matters, and the Prophet said even vis a vis the pagan Arabs,
İki yıl kadar önce, Shasta dağındaki bir dini harekete üye oldum.
Two years ago I joined this religious movement near Mount Shasta.
Ajansta doldurduğum formda, evlat alacak ailelerin dini inancı hangisi olsun isterdiniz sorusuna...
The agency form I filled out asked if I had a preference for the adopted parents religion...
Zuni Elder Clifford Mahooty'a göre kızılderili kabileleri Büyük yılana dini inanç olarak inanmıyorlardı
According to Zuni Elder Clifford Mahooty, the
Baskılarından kurtulmak isteyen öncülere Doğuda yaşayan meslektaşları tarafından hoş karşılanmıyorlardı Siyasi Dini ve sosyal deneyler olarak kullanılıyordu.
Judeo-Christian fundamentalism, the early pioneers could now experiment with political, social and religious philosophies which their Eastern counterparts had frowned upon.
200 dini liderin ani ölümü soruşturulmaya başlandı.
Sudden deaths of some 200 religious leaders are currently under investigation.
Cesetler dini hakları gereği yakılmak üzere cenaze evine gönderildi.
Their bodies were sent to the funeral home for cremation, as per their living wills and religious requirements.
Dini gizemli gibi mi?
Like, religious cryptic?
Bir dinin temellerini oluşturdu "İslam", İslam dini ölümünden sonra tüm dünyaya yayılan bir kültür ve medeniyet ortaya çıkardı, bir çok güzel mimari yapıya esin kaynağı oldu.
He laid the foundations for a religion, Islam, that after his death developed a culture and civilisation that spread around the world and inspired some of the most beautiful architecture.
Dini bakımdan olduğu kadar ekonomik anlamda da iki tarafı da zor duruma soktu.
There is, as it were, a religious aspect to it and an economic aspect that made relationships between the two very difficult.
Columba kesinlikle hissettim göl kutsal olduğunu ve orada Bir vardı orada mevcut bir şey oldu dini çağrışım, hangi neden o o yere gitti ile başlamak.
Columba definitely felt that lake was sacred and that there was something present there which had a religious connotation, which is why he went to that place to begin with.
Bak, annem Cuma günü Ohio nehrinde dini bir şarap tatma gemisine gidecek.
Look, my mom is going on a Christian wine-tasting boat down the Ohio River on Friday.
Mekke'deyken, daha çok bir dini vaiz gibi yaşamıştır.
Whilst in Mecca, he is very much a religious preacher.
Bugün Şeriat kanunları olarak bilinen İslam'ın dini kanunları, oldukça farklıdır.
What is known today as Sharia law, the sacred law of Islam, is very different.
Bu, sizin dini kendi emellerinize alet etmenizdir.
This is the way you are instrumentalising religion for your own sake.
Cezalandırmayla başlamayın, çünkü cezalandırma, seçilmemişlerin seçilmiş gibi görünmek için dini kendi emellerine alet etme şeklidir.
Not with punishment, because punishment is the way you instrumentalise religion just to make yourself be legitimate while you are not.
Ancak, Hz. Muhammed'in vefatının üstünden 100 yıl geçtikten sonra dünya genelindeki kadınlar örtünmeye başlamış ve bu, dini bir geleneğe dönüşmüştür.
But the more universal veiling of women did not become an Islamic custom until more than 100 years after Muhammad's death.
Dini açıdan bakıldığında, hem kadın hem de erkek için iffetin korunma gerekliliği olsa da, bunun nasıl korunacağı tartışmaya açık bir konudur.
As far as the religion is concerned, there is a requirement of modesty for both men and women, but how you fulfil that requirement is open to debate.
Müslüman kadınlar bu ayeti yorumlamışlar, Müslüman erkekler de başka toplumların ayetlerini dini tefsirlere eklemişlerdir, kimlik politikaları bu durumla çok alâkalıdır.
Now, Muslim women have interpreted it, Muslim men have interpolated practices from other societies into the interpretation of the religion, and identity politics has a great deal to do with it.
Yerinde durmamış, kabileleri ziyaret etmiş, büyük dini liderlerle ilişkiler kurmuş, antlaşmalar yapmış, Medine topluma bakıldığında da diğer inançlara sahip insanlar için yaşama alanı oluşturmuştur.
He went out, visited the tribes, engaged with major religious leaders, attempted to form pacts, created, if you look at the community at Medina, created a space for other faiths and other people.
Fakat günümüz dünyasında, Hz. Muhammed hakkındaki en genel yargı ; O'nun bir barış düşmanı olduğu, İslam'ın bir Cihat, yani "Kutsal Savaş" dini olduğu yönündedir.
And yet in today's world, the most commonly held views of Muhammad is that he is the enemy of peace, and that Islam is the religion of Jihad, commonly taken to mean "Holy War".
Giderek gelişen dini bir toplumun ve Arabistan'ın en güçlü lideri olarak geri dönmektedir.
He was returning as the head of an ever-expanding religious community, the most powerful leader in Arabia.
Zaman zaman, yok olmanın eşiğine gelseler de, Hz. Muhammed'in dini, askeri ve politik liderliği sayesinde hayatta kalmayı başarmışlar ve en sonunda, görünürde onur kırıcı olan bir antlaşmanın ardından düşmanlarına karşı zafer elde etmişlerdir.
Time after time, they had been on the verge of destruction, but they had managed to survive through a combination of Muhammad's spiritual, military and political leadership, and, finally, after a seemingly humiliating treaty, to triumph over their enemies.
Dini bir oyun uygun olur muydu?
Would a religious play be alright?
İsa'yı canlandırmanın dini sadakatla ilgisi yok.
Portraying Jesus has nothing to do with religious devotion.
Dini olmayan bir adam bir hiçtir.
A man without his religion is... Nothing.
Hoşça kalın gülünç dini eşyalar.
Good-bye, amusing religious Tchotchkes.
Verandaya dini ama neşeli bal kabakları koyduğunuzda alacağınız ilgiyi düşünün.
Imagine the mileage you would get if you could decorate your front porch with divine cheery pumpkins.
Hristiyanlık Roma imparatorluğunun resmi dini oldu, dünya sonsuza dek değişti.
Christianity becomes the official religion of the Roman Empire, and the world is changed forever.
- İçeri girdiğinizde, dini objelere özel özen gösterin.
- Once you're inside, take special care with any religious objects.
Fakat kim polisi kandırıp dini bir ayine dalmasını ister ki?
But who would want to trick the cops into running into a prayer service?
Çünkü bazılarının dini inancının bilimle bi alakası yok.
Just because someone's religious doesn't mean they have a problem with science.
Dini bir şey mi?
Christian thing?
Ya şüpheli bunu dini ya da ruhani bir sebeple yapıyorsa?
What if there's a religious or spiritual motivation to why the unsub is doing this?
Dini bağlantılar, ruhani geçmişler, ne olursa.
Religious ties, spiritual background, anything.
Savunma, kurbanın dini yaşamına hakaret ediyor.
The defense is reviling her religious life.
Mormon Kitabı'ndan dini okuma yapmaya ne dersiniz?
Now how about we do some scripture readings from The Book of Mormon?
Çünkü ahlak pusulasından kastın Shirley'nin dini.
'Cause by moral compass, you mean Shirley's religion.
Gündelik kavgalara dini müzik bindirir.
He used religious music to make every day struggles spiritual.
Fakat, ABD'nin kurucu babaları gibi dini özgürlükten yanayım.
But, like the founding fathers, I believe in absolute freedom of religion.
Dini şeylerden dolayı mı?
Was that a political thing?
Dini bir çıkar grubuyla ilgisi olduğu sanılan bir kişi polis aracına bindirilirken görülüyor.
'A man thought to be connected with a religious pressure group, dragged to a waiting van...'
Dini bir dönüşüm geçirdi,
He had a religious conversion.
Film altı yıl yasaklanır, çünkü dini bir filmdir.
The film was banned for 6 years because it was religious.
Paul Schrader da, bir yönetmen olarak muhaliftir. Ama isyankarlığı her şeyden çok dini lütuf kavramına hayranlıkla ortaya çıkar.
When Paul Schrader came to direct, he was a dissident too, but his particular rebellion took the form of, of all things, a fascination with religious grace.
Aşağıda faşistlerle, dini fanatiklerle dolu bir dünya vardır. İsa'nın imgelerini oluşturmak için vücudunun kalıbını çıkarmışlardır.
Below him is a mad world of fascists and religious obsessives, who have used his body as a mold to make images of Christ.
Klasik bir dini destana benzer, biraz öyledir de.
It looks like a conventional biblical epic and in some ways it is.
Biz dini hor görmeyle tedavi ediyoruz.
We treat religion with contempt.
Üç yıl boyu dini tavsiyeler ve karbonhidrat yüklü hamur işlerinden sonra nihayet ihtiyacım olan bir şeye sahipsin ve- -
After three years of religious advice and carb-laden pastries, you finally have one thing I actually need, and...
Eski bir tanıdıktan gelen bir haber veya dünyadaki en büyük dini kurumlardan birinin başındaki kişinin "Sweet Georgia Brown" eşliğinde smaç basması. Seç.
An e-mail from an old acquaintance, or the head of one of the largest religious institutions in the world slam dunking to "Sweet Georgia Brown." Pick.
Sinemayı icat etmemiş büyük bir sinema endüstrisi kuracak kadar zengin olmayan ve dini İslam olduğu için görüntülere şüpheyle yaklaşan bu ülke selüloidin son günlerinde sinemaya kutsalmış gibi ibadet eder.
A country that didn't invent cinema, that wasn't rich enough to have a major film industry. A country, whose religion, Islam, was in some way suspicious of imagery, was, in the last days of celluloid, using film devotionally, as if it's sacred.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]