Düştü traduction Anglais
13,056 traduction parallèle
Anlaşma düştü mü?
Did the settlement fall through?
Hewitt benim yüzümden böyle bir duruma düştü.
And Hewitt's like this because of me.
Ve fısıldayan şeytan arkadaşlarıma yaptığı gibi bugün de sırları olanların peşine düştü.
And now the very same traitorous wretch who silenced my fellows seeks once again to remove a secret before it can be brought to light.
Vücudun üst bölgesi çok zayıf düştü.
A lot of weakness in my upper extremities.
- Sana da bebek bakıcılığı görevi mi düştü?
You pulled babysitter duty?
Südüklü suya düştü
Snotlout's in the water!
Önce vahşi ejderhaların üzerine gitti, sonra da bizim peşimize düştü.
First is just went after wild dragons, then it started coming after us.
Kafana saksı düştü de beynin falan mı zedelendi?
Did you maybe damage your brain or something?
Daha önceki her krallık gibi Wessex de düştü.
Like every kingdom before it, Wessex has fallen.
Yıllar önce, Rory karanlık zamanlarından birine düştü.
Years ago, Rory fell into one of her dark periods.
- Tamir için iş başa düştü.
It's time for some hands-on engine repair.
Jeton düştü.
The penny drops.
- Kuyuya çocuk mu düştü? Hayır!
- Did some kid fall down a well?
Ronnie, kemeri boynuna dolayıp dolaba astıktan sonra pantolonununnasıl düştü? Hem de pornografik şeylere bakarken...
Ronnie, how'd you get that belt around your neck, then caught on the filing cabinet, which made your pants fall down while you were researching pornograph...
Utanç verici bir yanlış cevap daha ve skorun 80 puan ve 12 dolara düştü.
Another embarrassingly wrong answer, bringing your score down by 80 points and 12 dollars.
Eskiden The Hood olarak bilinen Starling City Arrow'unun maskesi düştü ve milyarder Robert Queen olduğu ortaya çıktı.
The Arrow of Starling City formerly known as The Hood, has been unmasked as billionaire Robert Queen.
Fiyatlar, düşkünler evi cesetlerini önümüze getirdiklerinden beri düştü.
The prices have dropped since talk of them bringing the workhouse stiffs our way.
Şansına nehre düştü ama düşüşündüğün gibi değil.
It did got here by accident, but not that way.
Çöpleri çıkartıyordum ve bu düştü.
_
Böylece o mahalledeki son beyaz domino taşı da düştü.
And the last white domino in that neighborhood falls.
Waren! Planınız çukura düştü!
Your mission's fallen down the rabbit hole!
Annen hastalığa yenik düştü.
Your mother succumbed to an unseen weakness.
Kim düştü?
Who's gone over?
Sam ilk önce düştü, yine de bize Anlaşma'nın öldürülebileceğini gösterdi.
Sam fell first, and yet he showed us that the Covenant could be killed.
Ama Büyük Cadılar Konseyi aşağılık bir duruma düştü.
But the Grand Coven let it collapse in disgrace.
Bugün de sivillerin peşine düştü.
Today he went after civilians.
Atmoster basıncı bir anda 200 hPa düştü.
Atmospheric pressure just dropped 200 hectopascals.
- Evet, aslında o iş suya düştü.
Yeah, that, uh... that job actually fell through.
- Bebeğin kalp atışı düştü.
- Baby's heartbeat stopped.
4.5 metreden düştü.
He fell 15 feet.
Kurt hendekten zıpladı, ona doğru bir bakış attı ve tekrar düştü. Sonra sanırım şimdi başım belada dedi.
And Kurt jumps out of the ditch, looks at him and then falls right back and says, "I guess I am now."
Gözlerimdeki ölçekler düştü.
The scales fell from my eyes.
Muhtemelen işler kötüye gidince buraya düştü.
Probably crashed back when everything went bad.
Vücudunda her zaman çürükler vardır ama bu sefer kötü düştü.
She's always covered in bruises, but this fall she just took.
Spor çantamdan lokanta üniformam düştü ve Air Yugoslavia'da hostes olduğuma inanmadılar.
My diner uniform fell out of my gym bag, and they didn't believe I was a stewardess on Air Yugoslavia.
Fitness bandım düştü!
My fitness band slid off!
Evet, yüzüme düştü.
Yeah, it fell on my face.
Bu yüzden izlenme oranımız çok düştü.
We lost a lot of our audience because of it.
İlk yarışta, 3 kez düştü.
The first race, he fell three times.
Stoner'ın Ducati'deki başarısı, zamanla düştü.
NARRATOR : Stoner's success rate at Ducati had declined over time, though.
Biri düştü, bu Simoncelli!
COMMENTATOR 2 : Someone else gone, it is Simoncelli!
Simoncelli'düştü.
COMMENTATOR : Oh, Simoncelli's gone down!
Marco Simoncelli, ilk MotoGP podyumuna yaklaşmışken virajda düştü.
Marco Simoncelli, he's in line for a first MotoGP podium and crashes out at turn one.
Simoncelli düştü Ve Jorge Lorenzo'yu da düşürdü.
COMMENTATOR : Simoncelli's gone down! And he's taken with him Jorge Lorenzo.
Pedrosa düştü!
COMMENTATOR : Oh!
Lorenzo düştü.
COMMENTATOR : Oh! Lorenzo goes down.
Ve düştü!
And he's gone!
İlk üç yarışta düştü. Sonra kalan on etabın yedisini kazandı.
He crashed out of the first three races, then won seven of the next ten.
Cal Crutchlow, Marquez'in birkaç yüz metre ilerisinde düştü.
Cal Crutchlow went down a few hundred yards ahead of Marquez.
İşte, düştü.
There, he fell.
Ateşi düştü, nefes alışı normale döndü.
His fever broke.