Dımı traduction Anglais
180,563 traduction parallèle
Geri çekilip sonuçlarını yazmayı mı tercih ediyorsun?
You'd rather stand back and write about the aftermath?
Üçüncü saldırganı bulabilecek miyiz bakalım.
Let's see if we can I.D. the third attacker.
Bak, Joe'yu bizim dışımızda birinin büyütmesi gerekecekse ben Mitch ve Cam derim.
All right, look. If someone other than us needs to raise Joe, I vote Mitch and Cam.
Bir bakıcı tutarım. Bu evi satıp apartman dairesine geçerim.
I'd hire a nanny, sell the house, downsize to a condo.
Dışarıdayım.
I'm outside.
Bu konuda senin tarafında mı yoksa Jax amcamın tarafında mıdır?
Well, is she standing by you or, you know, is she standing by... Jax?
- Bir dakika yasa dışı yapabileceğimiz bir şey var mı yani? - Hayır.
No.
Chicago'da program yapan tanıdığım bir yazar.
- A writer I know is one of those Chicago shows.
Tanrım, seni bu evde tekrar göremeyeceğimi sanıyordum.
God, I thought I'd never see this house again.
Açtıkları davanın çökmesinden dolayıdır diye umuyorum.
I'm hoping because their case is falling apart.
İtiraz ediyorum sayın yargıç Kinayeli eziyet diyebiliriz sanırım.
- Objection, Your Honor. I guess I'd call it sarcastic badgering.
Bakın, olabilsem anında heteroseksüel olurdum ama bu oturumun tam ortasında oral seks yaptırmaya hazırım çünkü Amerika'ya inanıyorum!
Look, I would... I'd be a heterosexual in a second, if I could be, but I'm willing to be fellated in front of this panel because I believe in America.
Ortadan kaldırmak derken tartışmanın dışında bırakmayı kastetmiştim.
I'm talking about taking her out of the debate.
Nasıldım?
How'd I do?
Yardımcı olur mu bilmiyorum ama Kresteva'nın patronu ki kendisi bakan yardımcısıdır bu soruşturmanın ırkçılıkla ilgili olduğunu görüyor.
I'm not sure if this helps, but... Kresteva's boss, the assistant attorney general, was concerned that the investigation was seeming... racist.
- Adliyede tanıdığım biri var.
I have somebody down at County.
Resmen tanıştığımızı sanmıyorum ama Colin Sweeney'i tanıdığını biliyorum ve onun adına ifade vermende sana ihtiyacı olabilir.
I don't think we've officially met, but I know you know Colin Sweeney, and I think he may need you to testify on his behalf.
Tavsiye isteseydim bile, bir kaptandan alacağımı sanmıyorum.
And If I wanted advice, I doubt I'd take it from a pirate.
Sen pişman olacağın.. bir şey yapmadan önce onu başka bir yere yolladım.
I sent him somewhere else before you did something you'd regret.
Pişman olacağımı kim söyüyor?
Who says I'd regret it?
Oğlumu bir daha görüp... ondan özür dileyebilmek için... herşeyi yaparım.
I'd do anything to see my boy... and tell him I'm... I'm sorry.
Montana'da somon vurmayı tercih ederim. O yüzden bu yıl NFL takım sahipleri toplantısına gitmemeye karar verdim.
And I'd rather be in Montana shooting salmon, so I've decided I'm not going to go to the NFL owners meeting this year.
Wings'deki taksi şoförüyle evlenseydi kıskanırdım.
Yeah, and I'd only be jealous if he married the cab driver from Wings.
Başka bir Jedi'la karşılaşacağımı asla düşünmemiştim hele ikisiyle asla.
Never thought I'd meet another Jedi, much less two.
Bakın bilsem bile onun canını yakmazdım.
Look, even if I'd known, I wouldn't have hurt him. You have proof?
İste tanıdıgınız bir düsmanı var mıydı?
Did she have any enemies here at work that you know of?
Oglumuz, Wolfe'yi reddettigi icin kızgındım.
I was furious that she'd rejected our son, Wolfe.
Dısarıya cıktıgımız zamanlar icin tasmanız falan yok mu?
Don't you have a leash or something for when we go out?
Sizleri ailemize katmaktan cok mutlu olacagımızı söylemek istedik.
I just wanted to tell you that we'd be so happy to have you as part of the family.
Neyse, senin yerinde olsam cocugumu o okuldan alırdım.
You know, if I were you, I'd take my child out of this school.
Lucifer, annem ve benim yaptığım şeye tatil yapmak demezdim, ama...
I'm not sure I'd call what Lucifer, Mom and I are doing going a vacation, but...
Emin ol, alkışlardım... yani kelepçelenmemiş olsaydım. Üzgünüm.
I'd-I'd applaud, you know, if I weren't cuffed.
Tanıdık geliyor.
I'm waiting on a DMV photo. She looks familiar.
Yani, kendini bunun dışında tuttuğun için sana teşekkür ederim. Çünkü şimdi anladım.
So, thank you for getting a special dispensation for yours because now I got it.
Kendi annem ve... dedektif tarafından dışlandım.
I have been sidelined by my own mother and the detective.
Annemin bağırsaklarını dışarı çıkaracak ya da, kardeşimi hadım ederek nasıl her şeyi mahvedebileceğini düşündüm.
Thought about how she might ruin everything by disemboweling my mum or castrating my brother.
Minions gün dışarı mı?
Minions day out?
Neden minibüsün Eagle Rock'daki terk edilmiş bir deponun dışında Dün gece saat üçte mi?
Why was your van outside of an abandoned warehouse in Eagle Rock at 3 : 00 a.m. last night?
Sanırım bunu duymak istiyor.
I think she'd like to hear this.
Bir isyan başlatacağım ♪ ♪
♪ I'd start a riot... ♪
♪ Ateşi aydınlatırım ♪
♪ I'd light the fire ♪
♪ Ben isyan başlatacağım ♪
♪ I'd start a riot ♪
Sizi markette gördüm ve haberlerden tanıdım.
I saw you at the grocery store, recognized you from the news.
Ne buldun? Daha fazlasını öğrenince seni arayacağımı söyledim.
I said I'd get back to you when I know more.
Beni heyecanlandıran özel bir ameliyat buldum. Başaracağımı biliyordum. Harika bir iş çıkaracağımdan bir an bile kuşku duymuyordum.
I found a special surgery that I was excited about, that I knew I could excel at, and I wasn't worried for one second about whether I'd be able to perfect it... not for one second until you guys got here,
Cross karantinaya mı alınacak?
D-Does Cross get quarantined?
Ben dışarı çıkıyorum.
I'm going out.
Dışarı mı? Dışarı deyince randevu akla geliyor.
Out? "Out" sounds like a date.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
I don't know what to... what to do now. I d...
Seni kaybettiğimi sandım Max.
I-I thought I'd lost you, Max.
Biliyorum, yerde olsaydık hemen ameliyata alırdım ya da Burr deliği açardım.
Listen, if we were on the ground, I'd be rushing him to the O.R. or drilling burr holes.