English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ E ] / Edit

Edit traduction Anglais

601 traduction parallèle
Artık o zavallı ruhlar için endişelenme kardeş Edit.
"Don't fret over those poor souls now, Sister Edit."
Kardeş Edit ölüyor ve seni sordu.
"Sister Edit is dying and she has asked for you."
Eğer Kardeş Edit seni görmek istediyse, bir an önce gitmelisin!
"lf Sister Edit wants to see you, you must go at once!"
Kardeş Edit öldü ve ben de yanı başındaydım.
"Sister Edit is dead, and I have been at her side."
İşe koyulup yazdığım müsvedde üzerinde çalışmaya başlasan iyi olur.
You better get to work and edit my manuscript.
Bir gazeteyi yazar, düzenler, basar, paketler ve satabilirim.
I can write'em, edit'em, print'em, wrap'em and sell'em.
Ailesini görmek için her dönüşünde Lelia'yla fotoğraflarını düzenlerdi.
Each time he returned home to see his family and edit your photos with Lelia.
Sadece bant kaydını kurgulamış olmalısınız.
You simply edit the tape recording, don't you?
ÜÇ SALAKŞÖRLER ( TONGUÇ-EMİR-HAKAN )
transcript : O'cairn Text edit-Synchro :
Ben de kasetleri dinleyip yazıya döküyorum.
I edit the tapes and prepare the draft manuscripts.
Gazetenin editörlüğünü mü?
Edit the newspaper?
Üniversitede gazete editörlüğü yapan ilk kadın bendim.
I'm the first woman to edit the newspaper at my college.
Ama herşeyi yoluna koyabiliriz.
But we pull edit off anyway.
Bunu çıkar, Frank.
Edit that out, Frank.
Bunu da çıkar.
Edit that out, too.
Hepsini çıkar, Frank.
Edit all that out, Frank.
Editörümle kavga ettim. Buluştuk, bir film izledik yemek yedik, yatağa geçtik, belki seviştik sen reklam çekiminin montajı için gittin ve ben de ajansa geri döndüm.
I fought with my editor, we met, we saw a movie, we ate, we went to bed, maybe we had sex, you left to edit your commercial, and I went back to the agency.
Yerel gazetede editörüm.
I edit the local rag.
Hepsi aynı... Rüyalarını kontrol edemeyip anılarını yönetemiyorsan... Gerçek bir yaratıcı değilsin.
All the same... if you can't control your dreams, or edit your memories... you're still not a true creator.
Makalelerime müdahele edip, onları makaslıyorlardı.
The way they edit my copy. They just butcher it.
Bu kısmı çıkarmalı mıyız bilmiyorum.
I don't know whether to edit or leave it raw like this.
Gerçekten de seks el kitapları basıyor musun?
Do you really edit sex manuals?
Düzenlemesini daha sonra yaparız.
We'll edit it later
Eşleşecek şekilde sıraya koymak için, düzenleme yapmam gerekecek
In order for it to match, I'll have to edit it
Bunu düzenlediğinde uzak çekimi, bir yakın çekim takip edecek konu bütünlüğü sağlanacak.
When you edit this remember that when a long shot is followed by a close-up the subject must face the same way.
Hacker çok berbattı, abuk sabuk laflarını kayıttan çıkartabilir misin?
Can we edit that awful Hacker waffle down to two and a half?
Sonra Croton'a döneceğiz ve Devrimde kadınlar hakkında yazdığım makaleleri toparlamama yardım edecek. Sonra birbirimizin kitaplarını düzenleyeceğiz.
And then we're gonna go back to Croton and he's gonna help me edit my collection of articles on women in the Revolution, and then we're gonna help edit each other's books.
Verin parayı, görün harikaları kitap yazmanız, basmanız, yayına hazırlamanız yetmez
A coin and you'll see marvels! It's not enough to write, print and edit books, you need to sell them.
Film montajını öğrenmek zor değil, veya bir kamerayı çalıştırmak...
It's not hard to Iearn how to edit the film, how to work a camera...
Madem emir verildi montaja başlayalım, beyler.
I n that case, gentlemen, let's edit.
- Sonra üstünde oynayabilmek için.
- So, that we can edit later.
Ve şu reklâm işlerini de halledebilir misiniz?
And have'em edit out all the commercials?
Sevmediğim bir bölüm olursa, keseceğim.
And the parts that I don't like, I'm gonna edit out.
Ben haber görüntüleri montajlardım.
I used to edit newsreel footage so...
Hepsini yeniden yaptım. Yeniden, gerçeklerle, seslendirdim.
All I've done is re-edit them, re-voice them and put in the truth.
Hazırlaman gereken bir gazete yok mu?
Don't you have a newspaper to edit?
Kurguda hallederiz.
We'll do an edit.
Fırtına gibi haber istiyorsan...
Edit the Daily Strom.
Hayır değil. Eğer bir mahkeme celbi aldıysa studio zaten onu kovar dolayısıyla filmi yine bitiremez.
If he gets a subpoena, the studio fires him so he can't edit it anyway.
Cevabımı kısa ve öz tutmamı ister misiniz ya da saçmalamaya başlamam durumumda sonradan düzeltebilir misiniz?
Would you like me to keep my answer succinct... or will you be able to edit later on in case i start to ramble...
George, Rava'nın bana kitabının editörü olmamı teklif ettiğinin farkında mısın?
George, do you realize that Rava has asked me to edit her book?
Son kısmı düzeltebilir miyiz?
Could you edit that last part?
Sonra kayıtlarda montaj yaparak telefon konuşmasını hazırlarız. - Ve Bay House'a dinletiriz.
And then we edit the tape recording up and we make one end of a phone call and play it to Mr. House.
Kimse Smallville Gazetesinde çalışma şansı için... gecenin bir vakti harika bir işten vazgeçmez.
Nobody gives up a great job in the middle of the night... because they have the chance of a lifetime to edit the Smallville Gazette.
Herneyse, son halini okuyordum ve çok fazla ünlem işareti kullanıldığı dikatimi çekti.
And anyway, I was just reading your final edit and there seems to be an inordinate number of exclamation points.
Edit fermanını unutuyordum.
I forgot the Edict of Nantes.
Bu seferkini içeriden dışarıya bakarak düzenleyebilirsin.
You can edit this one from the inside, looking out.
Sinir krizlerime müdahale etme, Clark!
Don't edit my tantrums, Clark!
Hawks : "Büyük yığınları ve hareketlerini göstermek için güzel fakat belirli bir yere odaklanmak ve düzenlemek çok zor." diyerek yakınıyordu.
He complained, "It" s good only for showing great masses and movement. It "s hard to focus attention, and it" s very diffiicult to edit. "
Kurgu odasini öglen için ayirttik... sansimiz varsa yarin öglene kadar biter.
We have the edit suite booked for noon... so with any luck, we should be done tomorrow afternoon.
İlk görüntüye odaklan.
Edit out your initial shock.
edith 120

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]