Editor traduction Anglais
2,936 traduction parallèle
Editör yardımcısıydım Indoor Living.'in
I was assistant editor of Indoor Living.
Times'in bilim editöründen bir telefon aldım.
I just got a phone with the science editor from the Times.
Editör Bey...
Mr. Editor...
Korea-Fans Çeviri Ekibi
Timers : nikoochii, gleemonex Editor / QC : koreanpears
Korea-Fans Çeviri Ekibi
Timers : nikoochii, julier Editor / QC : langdon813
Korea-Fans Çeviri Ekibi
Timer : casajuve Editor / QC : langdon813
~ Kötü Adam ~
Timer : szhoang Editor / QC : la _ tofu
Bence senden nefret editor.
I think he hates you.
Kieren da editörlük yapıyor
And Kieran here is an editor at Rolling Stone
O derginin büyük beden editörü.
She is the plus-size editor.
Evet, artık editörüm.
I'm an editor.
Bu öğrenci gelecek yıl okul gazetesinin editörü olacak.
Wall, this one student is in line to be editor of The Daily Musket nextyear.
Murrah Lisesi'nde editörlük.
editor.
Mississippi Üniversitesi Rebel Rouser editörlüğü.
Ole Miss Rebel Rouser. editor.
Dernek editörlüğü.
editor.
Son editör toplantımız 17 Aralık'ta. Yazdıklarının okunmasını istiyorsan o güne kadar elimde olsun.
Our last editors'meeting is December 17th, so if you want a prayer of this getting read,
Bugüne dek bu kasvetli yerden kaçmayı başaran en iyi editöre.
Oh, to the best editor who ever escaped the dreary halls of GPH.
- İhtiyar bir editör olarak masana zincirlenmek istemezsin, değil mi?
You think? You don't want to be chained to your desk as an old editor, do you?
2 hafta öncesi editöre yazılmış bir mektup.
It's a letter to the editor from just a few weeks ago.
Tüm editör yazıları aynı şeyi yazıyor... 3. sayfa haberlerine bak.
All the editorial pages say the same... Check the crime blotter.
Editör bir meslektaşının kızını işe aldı.
The editor hired a colleague's daughter.
Editör bir dahakine seni alacağını söyledi.
The editor says next time.
Editör bey!
Mr. Editor!
Gazetenin editörünü arayacağım.
I'll call the editor of the paper.
Sadece editöre iyi bir yazar olduğumu söyledi.
He only told the editor I'm good.
Onu kurtarırsan, hangi mevkiye geleceksin, baş editörlük mü?
If you save him, what'll they make you, managing editor?
Editörlük yapıyorum.
I'm an editor.
Yeni bir editörle görüştüm.
Meeting a new editor.
Dergideki yardımcı editörüyle uzun süreli cinsel bir ilişkisi var.
He's had a long sexual relationship with his co-editor of the megazine.
PHOTO EDITOR :
PHOTO EDITOR :
Henry Matthew, Houston Chronicle baş editörü.
Henry Matthews, editor-in-chief of the Houston Chronicle.
Yerel gazetenin yazı işleri müdüründen, kayıp kişilerden bahseden bir telefon aldım.
I got a call from the editor of the local newspaper, talking about missing persons.
Editörüm beni nefessiz bıraktı.
Our editor-in-chief breaths down my neck.
İki aydır o editörden bir cevap bekliyorum.
I've been waiting for two months the response by that editor.
Editörümün arkadaşı.
- HE'S FRIENDS WITH MY EDITOR.
- Damian Westlake editördü.
Damian Westlake was the editor.
Belki editörü biliyordur.
Maybe his editor knows.
Arkadaştık. Gazetenin editörü olunca ilk olarak onu işe aldım.
We were friends, so when I became editor of the paper, he was my first hire.
Editörüyle bağlantı kurayım. Nerede kaldığını öğrenelim.
I'm gonna to get a hold of his editor, find out where he might have been staying.
Dün gece bir şey yok. Geçen günlerde de editöre yapılan birkaç arama.
Nothing last night, and only a few calls to his editor in the previous days.
Tommy Bollinger. Spor editörü.
Tommy Bollinger, Sports Editor.
Ben sadece spor editörüyüm.
I'm just the sports editor.
Mayısa kadar editör olursun, seni tanırım.
Knowing you, you'll be editor by may. Your plan's working.
Seni tanıyorum, Mayıs ayına kadar editör olursun.
- Knowing you, you'll be editor by May.
Makaleni "Details"'den se Vanity Fair'in alt editörüne gönderdim.
I gave your article to a junior editor at "Vanity Fair," not "Details."
Van Der Woodsen fotoğrafı editörün fikriymiş William'ın bununla hiçbir ilgisi yokmuş.
The Van Der Woodsen photo was the editor's idea, and William had nothing to do with it.
"Paris Match" in editörü aradı.
I got a call from the editor of "Paris Match."
DIRDIRCI Editör X. LOVEGOOD "Uçurulabilir erikleri yemeyin."
"Keep off the dirigible plums."
Evet, sanki editör keşke daha komik bir şekilde ölseydi diye düşünmüş.
Yeah, it's kind of like the writer was thinking, "I just wish he would have died a little bit funnier."
Aşağısı temel prodüksiyon bölgesi, konferans salonu ve bu kapılar da baş editör Stefano Tonchi'nin.
Down there is the main production area, Conference room, and through those doors- -
En yakın ne zaman onunla başbaşa oturabilirim?
Editor in chief, stefano tonchi.