Effects traduction Anglais
4,534 traduction parallèle
Bu bankanın merhum Edward Kessler'ın şahsi eşyalarını sakladığı haberini aldım.
It's come to my attention this bank is storing the personal effects of one Edward Kessler, deceased.
Ama ortalama deneklerde etkisi çarpıcıydı.
- Yes. But the effects in average subjects have been impressive.
Bazı etkilerini su yüzüne çıkarabilmeyi umuyorum beyin dokusunu örneğini alır almaz tabii.
I'm hoping to shed some light on its effects once I extract a brain-tissue sample.
Bana verdiğin şu fare zehri... Onun yan etkisi var mı?
The rat poison that you gave me, are there any side effects?
Sanırım güzel haber etkisinin kısa süreli olması sadece ona saldıracak zamanı tanıyacak kadar sürüyor.
Well, I-I guess the good news is the effects are only temporary, just long enough for it to strike.
Hiç yan etkisi yok mu?
No side effects?
Peşin hükümlü babam tarafından yeni doğan bebeğim kollarımdan alındı psikopatın teki ailemi katletti ve 500 sene kaçak yaşamak zorunda kaldım. Ama bunun hiç kalıcı etkileri olmadı ya.
I only had my newborn ripped from my arms by my judgmental father and then had to run 500 years after my entire family had been slaughtered by a psychopath, but, hey, that didn't have any lingering side effects.
Bu da güzel etkilerden biri.
That's one of the other fun side effects.
Eşyalarını vermek için, ailesini arıyoruz.
We're trying to find his family, to return his effects.
- Ardıl etkisi var mı?
Any residual effects?
Asanın etkileri... kalıcı mı?
The effects of the staff, are they permanent?
Peki ya... diğer etkileri?
What about the other effects?
Sakinleştiricinin etkisi neredeyse geçmiştir.
The effects of the tranquilizer should be nearly gone.
Öte yandan Neptün, içten ısınma kaynağına sahiptir ve bu yüzden çok daha fazla hava olayları gözlemlenir.
Neptune, on the other hand, has an internal energy source and, therefore, displays a lot more weather effects.
Arama Bülteni'miz sayesinde, adli tabip ikinci kalemi bu adamın kişisel eşyalarını tekrar araştırdığında bulmuş.
Thanks to our BOLO, the M.E. found a second pen when he went back through this man's personal effects.
Kanıt zincirini korumak amacıyla, ceset ve kişisel eşyalar birlikte gider.
Body and personal effects travel together in order to preserve the chain of evidence.
Evet, adli tabip bürosuna göre, bir FBI ajanı kişisel eşyaları transferden hemen önce 9 : 15'te toplamış.
Yeah, according to the M.E.'s office, an FBI agent collected the personal effects just before the transfer at 0915.
Toplamak kişisel etkileri konuyu peşin, ve sonra onlara hediye psisik revelations.
You gather personal effects on your subject in advance, and then you present them as psychic revelations.
Etkilerini hâlâ bile hissedebilirsin. Her şey doğan o gayri meşru çocuk yüzünden, senin yüzünden oldu.
The effects can be felt even now... centered around you, the forbidden child.
Etkileri aniden gelişmiyor değil mi?
And the effects are not sudden?
Üniversitede, makyajda özel efektler diye bir ders alıyorum.
Hey, I took a special effects makeup class in college.
Kütüphanecinin eşyaları polis haczinden yeni geldi.
The librarian's personal effects just came in from Impound.
Hodgins onun eşyalarında bir güvenlik kartı buldu.
Hodgins found a security card with her effects.
Yan etkilerini anlatan bir etiket tak bari.
At least slap a warning label on her with a list of side effects.
Tedavisi kolay değil tedavi edilse bile bazı yan etkileri olacaktır.
It's something that cannot be treated easily, and even if it is treated, there will be side effects.
Bu zehrin etkilerini biliyorum kararma ve menekşe kokusu.
When I know the effects of this poison. The blackening, the smell of violets.
Hâlâ etkisini hissettiğimiz, 400 yıllık zulümlere ne dersin?
How about 400 years of oppression that we are still feeling the effects of to this day?
Gerçekten çok etkili.
It's right, the effects are the best.
Kırmızı ve beyaz kan hücrelerinde aşırı düşüşün olduğu.
Troubleing side effects in animal tests, a significant decrease in the red and white blood cells in the animals?
Uzun vade efektlerini bilmiyoruz.
We don't know, what the long term effects are.
Uzun vade efekt filan yok.
There are no long-term effects.
Hayır, bunlar AZT kutusunda yazan yan etkiler.
Nah, that there comes.. ... in a box of AZT, a list of the side effects.
Şu an üstün olan taraf Birleşik Devletler ancak kızgın bir Rusya'nın ve Rus iş dünyasının Rus ekonomisine korkunç etkiler yapacağı Amerika'nın Birleşmiş Milletler'deki vetosuna karşı nasıl tepki vereceğine dair korkular mevcut. Film? 1 : 45'te Film Forum'da.
The U.S. has the upper hand for now, but fears exist about exactly how an angry Russia and Russian business will react to the likely disastrous effects for the Russian economy of America's U.N. veto.
İçtikten sonra burda dinlenmelisin.
It may have certain side effects.
Bu mutajen saldırının etkilerini tersine çevirebilecekti.
This mutagen would be able to reverse its effects.
İlaçların herhangi bir yan etkisi oldu mu?
Any side effects with the meds?
Bence tüm aksiyon ve özel efektler 24'te beklendiği türden ve benim yapacağım da bu zaten.
I think all the action and special effects are what you usually expect on "24,"
Özel efektlerimizi yapan adamlar, çatlak bir ekip oldular. 24 için çok önemli bu.
The guys that do our special effects... they've been a crack crew. It's very important for "24."
Fakat, ağır kabızlık gibi yan etkilerden beri, bilirsiniz...
However, since side effects included severe constipation, well...
"Yan etkileri mutluluk yapabilir."
"Side effects may include happiness.".
Onun kişisel eşyaları ile daha sonra ilgileneceğiz.
We will deal with his personal effects later.
Ve şimdi bu yöntemin, inanılmaz derecedeki mucizevi etkilerini göreceksin.
And now you will see the miraculous effects of this remarkable new therapy.
Haklıydın, doktor. İlacın bazı yan etkileri var. Bugün korkunç şeyler yaptım.
You were right, Doctor - - there are side effects to the drug.
- Efekt pedalları mı?
- Effects pedals? - Don't judge.
Haloperidol'ün yan etkilerine.
Look up the side-effects of Haloperidol?
Yan etkilerini mi istiyorsun?
You want the side-effects?
Zararlı etkilerini görmek birilerini oldukça heyecanlandırırdı.
Someone would have to be real excited to experience any deleterious effects.
Doktorunuz, kemoterapinin yan etkileri konusunda sizi uyardi mi?
Did your doctor caution you against the potential side effects of chemotherapy?
Proje, petrol boru hatlarındaki çatlaklar ve bu nedenle oluşan sızmalara sebep olan evresel etkileri kontrol etme çabalarından doğmuştur.
The project was born out of efforts to... control the environmental effects of... oil pipelines ruptures and spills.
İşe yarayıp yaramadığını kimse bilmiyor bile ve insan üzerindeki etkilerinin ne olduğunu da.
Nobody even knows if it works or what the long-term effects are on one's body.
Tabii biz özel efekt pürüzlerini hallettikten sonra.
Yeah, and-and clearly the movie's pretty kick-ass right up until we get to the special effects snafu.