English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ E ] / Either

Either traduction Anglais

57,021 traduction parallèle
Her şekilde gideceğim.
I'm going either way.
- Onu da yapamam.
- Stop. - Can't do that either.
Evet, ben de.
Yeah, yeah, me either.
- Onlardan da bir şey çıkmadı.
None of them either.
Ve bence içten içe sen de istemiyorsun.
And you know, deep down, I don't think you want that either.
Onu da görmüyorduk.
Haven't seen him in a while, either.
Ama berbat bir fikir de olabilir.
Either that or it's the worst idea ever.
Ben de öyle.
I've never met another person either.
Ya ben, ya o.
Well, it's either her or me.
Ben de seninle dövüşmek istemiyorum.
I don't wanna fight you, either.
Charter çanını sallandırırlar ve zenginin biri çanı çalar ya iki tarafında da kötü iç savaş üniformaları giymiş aptallar dikilir?
You know, the one where they put the charter bell on a float, and some rich guy rings it while two dumbasses stand on either side of him wearing moldy Civil War uniforms?
Her iki şekilde, kardeşim öldü.
Either way, my brother's still dead.
Ve bende seni kaybetmeyi hayal edemiyorum, ama...
- Mm-hmm. And I can't imagine losing you either, but...
- Son zamanlarda ben de kendimde değilim.
- I haven't been myself lately, either.
Yani ya kendine çok güveniyorsun, yada işin içinde bir hile var.
So either you're very trusting, or you're very manipulative.
Ve şu çan onu ya kurtarabilir, yada sürekli acı çekmesini sağlayabilir?
And that that bell could either save him, or make sure that he keeps being punished?
Ama her iki durumda da,
But either way,
Açıkta kalmayın. Cade seni veya bu insanlardan yüz tane öldürmem için günbatımına kadar süre verdi, ve bende ikilemde kalmak istemiyorum.
Cade gave me till sundown to kill a hundred of these people or kill you instead, and I don't want to be tempted by either.
Ben de.
I don't either.
Dün Stefan'ın sana uğrayacağını biliyorum, ve eve hiç gelmediğini düşünürsek, demek ki çok iyi geçti, ya da... gerçekten kötüydü.
I know Stefan was gonna pay you a visit last night, and judging by the fact he never came home, it means it either went really well, or... really... not.
Ama eğer cehennemden çıkmak istiyorsan, ya bana güvenirsin yada sonsuza kadar Cade'den kaçarsın.
But if you want out of hell, it's either trust me or run from Cade forever.
Her iki durumda da yeni bir silaha ihtiyacınız var.
Either way, you're gonna need a new weapon.
Sen ikisinden de kötüsün.
You're worse than either of them.
Benim de hiç şansım olmadı.
I never had a chance, either.
Her hâlükârda başlarının tehlikede olabileceği konusunda uyarmalıyız.
Either way, we should warn them that they could be in trouble.
Yani ikimiz de ona gerçekten ne verebildik ki?
I mean, what did either of us really give her?
Ya kendi yüzünüzü kesersiniz ya da Malibu Üniversitesi'nden masum 1. sınıf Rick Cormier zehirlenme sonucu ölür.
You can either... carve up your own face, or... Rick Cormier, an innocent freshman at Malibu State, will die of poisoning.
O e-postayı ben göndermedim ve bunu da ben göndermedim.
I didn't send that e-mail, and I didn't send this one either.
Ya kendi elinizi iş yapamaz hale getirirsiniz ya da...
You can either destroy your hand or...
Ondan da emin değilim.
I'm not real sure about that either. I, um...
Buna bakmayacağım da.
And I'm not checking either.
Ya bize yardım et ya da çek git!
So either help us or get the hell out of here!
Her şekilde öldürdüğü zavallı insanlar geri gelmeyecek.
Either way, nothing can bring back the poor people she killed.
Massachusetts'deki cinayetten de bahsetmiyorlar.
Well, no mention of the Massachusetts murder either.
Ya iyi anlamda hızlısındır ya da hızlı bir şekilde ölürsün.
Either you get good fast or you get dead faster.
Her şekilde bir yaratık eksilir değil mi?
Either way, one less monster, right?
Onun da kim olduğunu bilmiyorum.
Now, I don't know who he is either.
Dosya 42'ye geçiyorum.
Me either. Uh, moving on to case 42.
Ya Ramsey'i öldüreceğiz ya da köpek onu yiyecek.
So we either kill Ramsey, or the hound eats her.
- Gerçekten mi?
But if... if we can save people, then it... either way, I-i shouldn't have lied to you. Really?
İkiniz de Kendricks'de birçok testi geçtiniz. Bu doğal yeteneğimizle ya da eski tarz sıkı çalışmanızla oldu.
Michael, you have both conquered many trials here at kendricks, either through natural talent or good old-fashioned hard work.
Yani Sam, Dean ve diğer avcılar itaat etmeyi öğrenirler ya da onlar Bay Ketch'e havale eder ve yeniden başlarız.
So either Sam and Dean and the rest of their ill-bred lot learn to obey, or you turn them over to Mr. ketch... and start fresh.
Senin de öyle olduğunu sanmıyorum.
And I suspect you aren't either.
İkisi de değil.
It's not either / or.
İkimiz için de iyi bir son yok.
There is no happy ending for either of us.
Eğer zamanımız biterse sizden biri bir masumu öldürebilir mi?
If you run out of time, could either of you kill an innocent?
Benim için de bir anlam ifade etmiyor Dean.
I mean, look, this doesn't make any sense to me either, Dean.
Hayır kaba olmaya da çalışmıyorum.
No, I'm not being curt either.
Bilmiyorum.
If you didn't board the ship, then she wouldn't have either, right? I don't know.
Ben de onları sevmiyorum ama eğer insanları kurtaracaksan o zaman...
I don't like them either, but...
İki yönde de.
Either way.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]