Ej traduction Anglais
76 traduction parallèle
"Kaptan E. J. Smith." Bunu kaptan köşküne teslim et ve elini çabuk tut!
"Captain EJ Smith." Deliver this to the bridge, and hop to it!
EJ Hanussen'i duymadınız mı?
Haven't you heard of EJ Hanussen?
EJ yedim kayıp.
My EJ7 is missing.
Ej lM - ta fe DE - ja i...
Ej lM-ta fe DE-ja i...
Ej lM - ta fey
Ej lM-ta fey
Ej lM - ta fey DE - ja i ejdahk - so - TAS ghos va Skral byteek
Ej lM-ta fey DE-ja i ejdahk-so-TAS ghos va Skral byteek
Gerçekten geriye dönüp ve o aileye orada kalamayacaklarını söylememi mi istiyorsun?
Ej lM-ta fey DE-ja i ejdahk-so-TAS ghos va Skral byteek
Güzel, çünkü çok eğleneceğimizi sana garanti ediyorum, Bay Vulcan.
Ej lM-ta fey DE-ja i... Paris to Torres. I'm almost finished.
Sorun değil. Şahdamarından açarım.
- I'll throw in an EJ.
Gates, şahdamardan açamazsın.
You cannot put in an EJ.
Ukala bir paramedik. Acil servis onay verdi.
ER said okay on the EJ.
- Nabız 84. Sistolik kan basıncı 86. Şahdamar açıldıktan sonra bir litre verildi.
Systolic, 86, after a liter into the EJ.
- Sana onu yapmamanı söylemiştim.
EJ? I told you not to do that.
GY- - Gezingenin Yükseltisi.
EJ - Elevation of Trajectory.
Karım, EJ'yi bilmiyor. Böyle kalmasını istiyorum.
My wife doesn't know about E.J.
EJ'yi kimin öldürdüğünü bulmak istiyorsanız benimle daha fazla vakit kaybetmeyin.
If you want to find out who killed E.J., I suggest you not waste any mo time on me.
Sözü geçen Nisan ayında, ikisi de Akron Ohio'daki EJ Thomas Hall'da konser vermişler. Ben doğmadan 9 ay önce.
That April found them at the EJ Thomas Hall in Akron, Ohio... for a standing-room performance nine months before I was born.
Korktuğum şey ej...
I'm scared of d...
Bunun için izin almanız gerekir, efendim.
You're going to need an EJ-75 for that, man.
Eğer bir çocuk, EJ.
If a boy, EJ.
E.J. Barrett.
EJ Barrett.
Teşekkürler EJ.
Thank you, EJ.
Ben E.J.
It's EJ.
EJ'le çok ortak noktamız var.
EJ and I have a lot in common.
NCIS'de EJ'le görüşmemizi yasaklayan kurallar olmaması güzel.
It's nice to have somebody to talk to... NCIS doesn't have any policy against it.
Üç ajan kurum içinden kişilerle evli. Ve teknik olarak EJ'le birlikte çalışmıyoruz.
You know, there are married agents, and technically, EJ and I...
E.J.'in evinde bırakmışım.
Left it over at EJ's.
Cobb'un aklına girmesine izin verme EJ, onun da istediği bu.
You're letting Cobb get inside your head, E.J., and that's exactly what he wants.
EJ, erkek arkadaşımı görmeye gidiyorum.
E.J., I'm going to see my boyfriend.
Palmer ve EJ'in cep telefonları kapalı. GPS ile takip edemiyoruz.
Both Palmer and E.J.'s cell phones have been disabled, so GPS tracking is inoperable.
Yem olarak EJ'i kullandı.
He used E.J. as bait.
Neyi araştırdığını bilmiyorum ve bilmek de istemiyorum. Levin ve Franks'i kaybettiğimizden ve E.J. ayrıldığından beri NCIS çok şey atlattı.
I do not know what you are investigating... and I do not need to know, but ever since we lost Levin and Franks and EJ left...
Evet. Görünen o ki sen ve E.J.'in benzer çakı zevkleriniz var.
Yes.It seems that EJ and you share an affinity for retractable weaponry.
Bir şey aldın E.J. İnsanların bir nedenle çok önemsediği bir şey.
You took something, EJ, something that's causing people a lot of concern.
Gerçeği bilmeliyim E.J.
I need to know the truth, EJ.
Arabaya bin E.J.! Hemen!
Get in the car, EJ!
E.J.'in yardımıma ihtiyacı vardı.
EJ... needed my help.
Şimdi anladım. Peşinde olduğun kişi E.J. Fotoğraftaki oydu değil mi?
Makes total sense... since EJ's the one you are after.
- Yanından uzaklaş E.J.
Step away from him, EJ.
E.J.'den başkente gelmemi isteyen bir mesaj aldım.
I got a message from EJ to come to DC.
- E.J. bu gece buraya gelmeni kim istedi?
EJ, who told you to come here tonight?
- E.J.
EJ.
E.J'in yapmadığını biliyordum ama Cade'i bulmam için yardımı gerekiyordu.
Yeah, I knew EJ didn't do it, but I needed her help to bring Cade in.
Hepimiz kullanıldık.
When EJ took the microchip... the doors opened. We were all used.
- E.J. bu gece buraya gelmeni kim istedi? - Senin istediğini sanıyordum.
EJ, who told you to come here tonight?
Seninle ilgili fark ettiğim bir şey var EJ.
You know, I've noticed something about you, EJ.
EJ'in başından geçenlere saygım sonsuz ama..... nasıl oldu da bizim onu korumamızdansa kendini tavaya atmanın daha doğru bir fikir olduğunu düşündü.
With all due respect for what she has been through, Tony, how could EJ think that living off the griddle is a better option than having us protect her?
Uyuşukluğunu üzerinden atmalısın EJ.
You should cut yourself some slack, EJ.
EJ gitti demek.
EJ is, uh... gone, huh?
E.J., L.J.,...
EJ, LJ.
- EJ. - EJ.
- EJ.