Elektrik traduction Anglais
9,709 traduction parallèle
"Elektrik sistemini kontrol etmek için geldik."
"We're here to check the electricals."
Elektrik sistemini kontrol etmek için geldik.
Wir sind hier wegen der Elektrik.
Elektrik hattını kontrol etmek için geldik!
_
Elektrik şebekesine son 6 saattir kısa devre yaptırıyoruz.
We've been shorting the wiring for the last 6 hours.
Elektrik hattını kontrol etmek için geldik.
Wir sind hier wegen der Elektrik.
Elektrik habire gidip geliyor.
_
Elektrik sistemini...
Wir sind hier...
Elektrik akımı sağladığımızda, bu kutu mikrofon vazifesi görecek.
Once we get a current, the can will act as a microphone.
Altımda 17 hp gücünde, arka tekerlere güç veren elektrik motoru besleyen bir batarya pakedi var.
Underneath me is the battery pack. That powers a 17-horsepower electric motor, driving the rear wheels.
Üç elektrik motoru var. İki tanesi ön tekerler için. Bir tanesi de arkadaki, çift-turbolu V6 için.
It's got three electric motors - one for each of the front wheels and then one at the back, to supplement the twin-turbo V6 -
Elektrik ve su faturanızı gizlice kim ödüyor?
Who pays your water and electric behind your back?
Elektrik sistemine ve güvenlik kameralarına müdahale ediyor olabilir.
Might be messing with the electrical system, security cams.
Elektrik şebekesinin devre dışı kalmasını göze alamayız.
We can't afford to have the power grid compromised.
Bağlantı bobinlerinin üzerine düşmüş olmalı çünkü hemen ardından elektrik kesildi.
He must have fallen into the coupling coil, because right then the power went out.
Kesintiler, elektrik bozuklukları falan?
Blackouts, electrical disturbances, things like that?
Elektrik şirketinden falan mısın?
Are you from the power company or something?
Elektrik faturasını biri ödüyor nasıl olsal.
Somebody's paying the electric bill.
- Burada elektrik yok, ısıtıcı yok.
So there's no power, no heat.
Gigi Red Devil'i elektrik tabancası ile vurdu.
Gigi tased the Red Devil.
Mekanik ustası ve dahi elektrik mühendisi Paige Dineen ve son olarak O'Brien'in ekibin süperdadısı olarak nitelendirdiği, Happy Quinn.
master fabricator and genius electrical engineer, Paige Dineen ; and lastly, what O'Brien termed the team's supernanny, Happy Quinn.
Bize eşlik eden adamdan hiç de iyi elektrik alamamış olmam da cabası.
Not to mention, I didn't get a good vibe from our escort.
Bu da ne Kriger? Kamışını elektrik prizine mi soktun?
What the hell, Krieger, did you shove your dick in a socket?
- Hayır, ondan pek elektrik alamadım.
With Stacy? No, no. I wasn't feeling her.
Dövdüler ve elektrik verdiler, evet.
Beat him and electrocution, yeah.
Aramızdaki elektrik yadsınamaz.
Oh! The chemistry between us is undeniable.
Eğer elektrik alamazsam, zamanımı boşa harcamam.
Hey, if I don't get the right vibe, I'm not gonna waste my time.
Aman elektrik çarpmasın.
Don't get electrocuted.
Bu küçük bayanın elektrik hareketini gördüğüm anda hadi bana eyvallah dedim.
And when I saw this little lady's electric slide, well... I was a goner.
Buralarda sana bir elektrik prizi bulabileceğimizi pek sanmıyorum.
I don't think we're going to find you an electrical outlet here.
Görünüşe göre elektrik tüketiyorlar!
( Grunting ) Looks like they drain electricity!
Elektrik ile beslenen yaratıklar için New York mükemmel bir ziyafet!
For creatures that feed on power, New York is a glorious feast!
- Elektrik santraline gidiyorlar.
Captain America : They're headed for the power plant.
Elektrik numarasıydı.
It was the electric slide.
Bütün elektrik kapatılmış olmasına rağmen gazın buruk kokusu hala alınabiliyor.
All of the lights are off, but the smell of toxic gases lingers in the air.
Val ve muhabereciler St. Louis civarında 10 bin kadar insan olduğunu düşünüyorlar. Ayrıca bir şekilde hâlâ elektrik ve altyapı yerinde duruyormuş.
Val and your comms team estimated that there may be as many as 10,000 people in and around St. Louis, that there's some kind of power and infrastructure still in place.
16 tane elektrik viski.
16 electric whiskies.
Elektrik kesintisi ve şofbenin bozulmasını araştırmamız gerek.
We need to look into the power outage and hot water. Do you have proof you pay your bills?
Ama elektrik faturamı her zaman öderim.
But I always pay my power bill.
Eğer bir saat içerisinde dönmeyi başarabilirsen Jake'in mahallesine gidip elektrik kesintisi olmuş mu ona bakmalıyız.
Well, when you finally change lanes an hour from now, we should go talk to Jake's super... see if there was a power outage.
Elektrik kesintilerini kontrol etmemizin sebebi sensin.
Hey, it's your fault we have to check up on your power outages.
Geç saatlere kadar kaldığın için elektrik faturası çok geliyor.
You're running up the electricity bill staying this late.
Mezuniyetinden sonra çıraklık yapacak, sonrasında da elektrik yüklenicisi olacaktı.
He was gonna do the apprentice thing after graduation and become an electrical contractor.
Cardiff Elektrik olmasaydı İsyan da olmazdı. Ve Gordon Clark olmasaydı seninle hiç tanışmamış olacaktım.
If it weren't for Cardiff Electric, there would've never been a Mutiny, and... you know, if it weren't for Gordon Clark,
Elektrik bütün kodları yakmış olmalı.
Lightning must've fried all the codes.
Elektrik zemin plakası bir güvenlik önlemidir.
Electrified floor plate... security measure.
Elektrik yok. Bildiğin yok yâni...
There ain't no electricity.
Elektrik o, elektrink değil. Kesik.
Electricity, not elenctricity.
- Teşekkür ederim ama biz "elektrik" diyorduk.
- Thanks, but back to the electricity. - Yes.
Evet tahnit için, elektrik devresi yapmak için kumaş tamiri için, bu tür şeylerin hepsinde kullanılıyor.
Yeah, for embalming, making circuit boards, Treatment of fabrics - - all kinds of stuff.
Elektrik faturalarını ödeyen hesaplar boşaltılmış.
Now, it turned out that the accounts to pay for the power had been drained.
Elektrik faturası, kablolu faturası, su faturası. Al bunları.
Here you go.