English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ E ] / Elemental

Elemental traduction Anglais

206 traduction parallèle
Anlaşılan siz İspanyollar, aşk gibi basit ve ilkel bir konuda fazlaca yaygaracısınız.
Evidently you Spaniards make too much fuss about... a simple, elemental thing like love.
İlkelliği büyüleyici bir hale sokmak medeniyet belirtisidir.
But that's civilization. Disguise the elemental with the glamorous.
- Tüm bunları çıkartınca sadece "gerçek" kalıyor.
- Prove most elemental fact in deduction.
Hipnoz ya da belkide çok daha basit bir şey.
It's hypnosis, or something more elemental perhaps.
Çok temel bir ayrılık.
They are too elemental.
Daima içimizde ilkel ruhlar olmuştur, evladım.
There are elemental spirits about us... at all times, my son.
Bütün bir geceyi burada, sürekli dolaşan çingene kabilesi gibi temel görgü kurallarından yoksun geçirmemiz normal miydi?
Was it normal we have spent the all night here without elemental law of etiquette like a wandering tribe of Gypsies?
Hiçbir heyecan orgazmın temel gücüne denk olamaz.
No excitement can ever equal the elemental force of the orgasm.
Doğal.
Elemental
O çok yapmacıksız bir kişi.
She's a very elemental person.
Bu dansın anafikri tohumların büyümesini kontrol eden Elemental ruhlarla arkadaş olmaktır.
The object of this dance is to befriend the elemental spirits who control the growth of the seeds
Asit şekerlerle tepkimeye girecek ve karbon elementiyle beraber kalın, yapışkan bir tortu oluşturacak.
The acid will react with the sugars to form an elemental carbon and a thick gummy residue.
Oldukça basit bir spor gibi duruyor ama neresi komik anlamadım.
Rather an elemental sport but I don't see the humour in it.
Yeniden diriliş öylesine bir yolda ki ; ilkel sürekliliğinden kaçamayız.
- resurrection itself - in such a way that we cannot escape its elemental continuity.
Seninki gibi bir güzellik gördüğümde, yabani, işlenmemiş, taze güzellik onu hür bırakırım.
When I see beauty like yours, wild, untutored, elemental beauty I long to liberate it.
Yani, burada hayat, çok gerçek o kadarda doğal.
I mean, life here is so elemental, so real.
Bu yıldızın içindeki karbon ve oksijenin hidrojen elementine dönüşmesi için zincirleme bir etki yaratacak.
This will cause a cascade effect that will transform the star's carbon and oxygen into elemental hydrogen.
Böyle bir temel yaşam enerjisi bolluğu.
Such an abundance of elemental life energy.
Temel Dönüştürücüyü montajlıyor.
Assembling his Elemental Converter.
Element Dönüştürücüm aktif edildikten sonra, bana gezegeninizdeki son lezzetli lokmamı sunacak.
Once my Elemental Converter is activated, I shall feast upon your planet down to the last delicious morsel.
Ufak bir ihtimal ama Galactus'ın Element Dönüştürücüsünü analiz edebilirsem, böylece makinenin başka bir boyutu içine çekmesini sağlayabilirim.
It's a long shot, but if I can analyze the molecular structure of Galactus's Elemental Converter, I may be able to shift it into another dimensión and thereby...
Analizlerim sonucu, Galactus'ın Element Dönüştürücüsü ; dünyevî molekül bileşiklerini ve onun metabolik süreci arasında bir senkronizasyon oluşturduğunu kanıtlıyor.
And yet my analysis proves that Galactus's Elemental Converter creates a synchronicity between earthly molecular compounds and his metabolic process.
Element Dönüştürücü, Galactus'ın sindirim sistemindeki molekülleri dünya molekülleriyle aynı hale getirir.
The Elemental Converter makes earth molecules the same as the molecules in Galactus's digestive system.
Onun, Element Dönüştürücüsü çalışma sıcaklığına yaklaşmak üzere.
[Uatu] His Elemental Converter is nearing operational temperature.
Onun güçleri Savage Land'de oldukça ben besleniyorum.
Her elemental power surges throughout the Savage Land, feeding me.
Topraklarımıza bir mutant gelip güçlerini serbest bıraktığında uyandım, zayıftım ama yaşıyordum.
When a mutant came to our valley and released her elemental energy, GAROKK : I awoke, weakened but alive.
Bunu nasıl biliyorsun? - Garokk bilgedir. - Garokk bir hayal!
Her elemental power surges throughout the Savage Land, feeding me.
- Çekil kenara kadın. Neredeyim ben?
When a mutant came to our valley and released her elemental energy,
Seyahate çıkıyoruz! Ne heyecanlı! Sarı Taşlı Yolu takip et.
Throughout the centuries, an elemental balance of power, of good and evil, has always denied me final victory.
Bu yüzden onları elemental inceleme bölümüne gönderdim.
So I had them send over a sample to the elemental analysis unit.
Pentagramın doğal güçleri kontrol etmede kullanılan bir çeşit koruyucu sembol ya da pozitif güç olduğu düşünülür.
A pentagram is meant to be a symbol of protection,..... used to control the elemental forces.
O telepatik iletişimin bir şekli veya daha basit bir şey olabilir.
It could be a form of telepathic communication or something more elemental.
Değişmeyen, bu harika derin doğanın gücü olan su sonsuza kadar saflığını koruyacak.
Changeless, this great deep of elemental water remaineth forever pure.
varoluşumun en büyük amacı bu oldu.
This has been the elemental drive of my existence.
İnsanoğlunun, cüret ettiği esas şey ise ; dünya medeniyetidir.
An elemental part of the great human venture that is world civilisation.
Deri, doğa şartlarının vereceği hasarlarla örtüşmüyor.
The skin's not consistent with elemental damage.
Yoğun tropikal orman bu 17,000 adalık arazinin yarıdan çoğunu kaplar. Doğa güçleri burada hala varlık göstermekte.
Dense tropical jungle covers more than half this land of 17,000 islands a land where elemental forces are still at work
Asal sayılar ve doğal sayılar.
The prime numbers and the elemental constants.
Hatta, diyebilirim ki halkımın karşılaştığı durum hayati.
In fact, I would have to say that the conditions my people face are positively elemental.
Bu bir anı, arkadaşlığı anımsatması için.
It's elemental. Something to remember a great friendship by.
- Daha saf bir şey beklerdim. - Biz bir yöne gidiyoruz,..
I was expecting something a little more elemental.
Bu yüzden bunu doğanın kendinden sağlamalıyız!
That we must harness the elemental power of nature itself!
Bunlar doğal güçler.
These are elemental forces.
Büyük şehre yolculuğumuza geç kalmamak için hemen eşyalarımızı toparlamamız lazım.
I think we've got an elemental. - Boom!
Tereyağ gözlemenin en önemli maddesidir.
Butter is elemental.
Bunları asla bilemeyeceğiz.. ... ama burada bu kadar önemli bir gücün kontrol altında alınmasıyla herşey mümkünmüş gibi görünüyor.
We'll never know, but certainly, here in the safe glow of such an elemental force, anything does indeed seem possible.
Bu Aereon. Elemental ırkından bir elçi.
This is Aereon, an envoy from the Elemental race.
Şimdi ise bir Elemental hakkında düşünceler bulduk.
Now we find thoughts of an Elemental.
- Bir Elemental.
- An Elemental.
Elemental'lar.
Elementals...
"Adam tam bir çılgın, acayip bir tip, bir deha, insanı" hayrete düşüren hayalperest biriydi.
And so it was like meeting a, an elemental force of some sort.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]