Elisabeth traduction Anglais
598 traduction parallèle
Elisabeth, onca gün dururken neden bugün gidiyor?
Why is Elisabeth leaving. - today of all days?
Elisabeth neden gitmek zorunda ki?
Oh why does Elisabeth have to go away?
Elisabeth'le ne olduğunu sana anlatacağım.
I'll tell you what happened with Elisabeth!
Kapıyı aç!
Open up, Elisabeth, it's us
Elisabeth hiç kimseye teşekkür etmezdi.
Elisabeth did not thank him.
Elisabeth cadalozluktan bakıcılığa geçmişti.
Elisabeth switched roles from shrew to nurse
Elisabeth, aşağı gelmeni istiyorum.
I want you to come down
"Elisabeth" deyip durma! Sadece dediğimi yap!
No buts, just obey.
Dramın gittikçe geliştiği ama henüz kimsenin fark etmediği Paul'un sütünü içip ilacını aldığı Elisabeth'in dergisini okuduğu hayattan sürülmüş gizli güçlerin hüküm sürdüğü oda. Çünkü hayatın mekanizmasını rahatsız ediyorlar.
Paul with his milk and his towels Elisabeth with her magazines and strange forces at work hostile to daily living
Bu aydınlatıcı sahneden Gérard sadece bir şey hatırlıyordu. Elisabeth ona canım demişti.
From this scene Gérard took in only one thing.
Bana Elisabeth de.
My name's Elisabeth
Onu çekmeceye geri koy.
Put the picture back, Elisabeth
Elisabeth birdenbire Paul'un duvarlara astığı boksörlerin, detektiflerin ve Amerikalı film yıldızlarının Agathe ve Dargelos'a benzediğini fark etmişti.
Suddenly, Elisabeth realized that the boxers, detectives and stars pinned up by Paul on the walls all resembled Agathe and Dargelos / Athalie
Elisabeth senin burada kalmana müsaade etmemeliydi.
Elisabeth was wrong to make you live here
Yarın düğünümüzden sonra, Elisabeth'den ayrılıyorum. Seni suçlamıyorum.
After the wedding, I leave Elisabeth
Mariette ve sürücü hariç tüm hizmetçileri gönderecek.
I'll be here Elisabeth's only keeping Mariette and the chauffeur
Elisabeth onunla parası zarafeti ya da albenisi için evlenmemişti.
Elisabeth married Michael not for his charm, wealth or looks
Elisabeth, Agathe ve Gérard, önceleri sadece burayı ziyaret edebiliyorlardı ama bu harika mobilya manzarası dışında yaşayamaz duruma geldiklerinden hızlı bir şekilde Paul'un yanına göç etmişlerdi.
After a visit or two, Elisabeth, Agathe and Gérard moved in, unable to resist Paul's exciting new artificial room scape
Kederli bir şekilde korkudan terleyen o ellerini yıkadı.
Her eyes cast down, Elisabeth washed her appalling hands
Zehrin o pis kokusu etrafa yayılırken dönen dolabın o aldatıcı mekanizması da açılıvermişti. Elisabeth yalan söylemiş!
Like the poison spreading its noxious fumes the plot laid bare its hideous mechanisms
Ona seni sevdiğimi söylemiştim!
Elisabeth lied to you, Paul.
Elizabeth Teyze çok fazla içti.
Aunt Elisabeth drank a lot.
Affet beni sevgili Elisabeth.
Forgive me, dear Elisabeth.
Zavallı Elisabeth Teyze!
Poor Aunt Elisabeth!
Sevgili Elisabeth'im.
- My dear Elisabeth.
Sevgili Elisabeth'imiz. Hayır.
- Our Elisabeth!
Çünkü Elisabeth düşmanlarımızı davet etmiş! Özellikle de Kont Andrassy denilen asiyi!
That Elisabeth has invited our enemy... that traitor, Andrassy!
Sophie Anastasia Amalie Elisabeth Francisca Stephanie Caroline Maria. "
Amalia, Elizabeth, Francisca, Stephanie, Carolina, Maria... "
Orada sadece kendisinden emir alacağım. Sevgili Elisabeth'im.
Where I will be exclusively at Her Majesty's personal command!
Hayır. Benim...
Our dear Elisabeth!
Elisabeth'im.
No.
Çünkü Elisabeth düşmanlarımızı davet etmiş!
Because Elisabeth invited our enemies!
Elisabeth Francisca Stephanie Caroline Maria. "
Elisabeth Francisca Stephanie Caroline Maria. "
Elisabeth!
Elisabeth!
Elizabeth'in yaptığı her şeye bir mazeret buluyorsun.
You always find excuses for everything that Elisabeth does.
Dürüstlüğünden kuşku duyulmayan kişilerden gelen mektuplarda Kont Andrassy'nin Elisabeth'e âşık olduğu bildiriliyor.
I have come upon letters from people of absolute integrity, which all report that Count Andrassy is in love with Elisabeth. But, Mama!
Kont, haber vermeksizin şatoyu ziyaret edebiliyor Elisabeth'e her gün çiçek gönderiyormuş. İlişki yaşayan beyefendilerin tiyatrolarda böyle yaptıkları görülüyor.
He is allowed to appear at the castle without prior announcement, and he sends Elisabeth flowers every day, just as the gentlemen at the theatres usually do when they are having their affairs.
Sevgili Franz, Hariciye Vekiliyle ayni görüşteyim. Elisabeth ile buluşacaksan resmî bir vasfı olmalı.
Yes, I must agree with the Minister, my dear Franz.
Siz Elisabeth Kruse'siniz, değil mi?
You are Elisabeth Kruse, aren't you?
Sadece bu değil Elisabeth.
Not only that, Elisabeth.
Şu ağacın yaptığını keşke biz de yapabilseydik, Elisabeth.
If only we could do what this tree is doing, Elisabeth.
Şu güzelim kaz ciğerine bak Elisabeth.
Look at that lovely goose liver, Elisabeth.
- Elisabeth?
- Elisabeth?
Elisabeth...
Elisabeth...
Elisabeth.
Elisabeth.
Elisabeth bütün gün yataktan çıkmamıştı.
Elisabeth stayed in bed all day
Benim... Elisabeth'im.
No, my Elisabeth!
Sevgili Elisabeth'imiz.
My dear Elisabeth!
Aziz dostum, bana korkunç bir şey oldu.
My Elisabeth. Dear friend, something awful has happened to me.
Ama Anne!
If you travel towards Elisabeth, the journey must have an official character.
Hadi biraz yürüyüşe çıkalım Elisabeth.
Let's go for a walk, Elisabeth.