Empire traduction Anglais
5,694 traduction parallèle
- Babam beni Empire'ın prensi olmam için hazırlıyor.
My pop's setting me up to be the prince of Empire, so...
Keem, ona Empire'ın prensi olduğundan bahset.
Yo, Keem, tell her you're the prince of Empire.
Empire'ın alt eşiğini arttırmak için akış modeli oluşturmam gerek.
Find streaming model to increase Empire's bottom line.
- Bak bunu halledersen Empire senin olur.
- Look... you get this done, and Empire is yours.
Megan McGann tüm gün boyunca bundan rant sağladı. Empire'ı borsaya açmanın sorumsuzca olduğunu söyledi.
Megan McGann has been ranting about it all day, saying that it's irresponsible to grant Empire a seat on the NYSE.
Bak, eğer o açıklamayı yaparsan sanatçılar kaybedeceğim, Empire zarar görecek.
Look, if you make that announcement, I'm going to lose artists, which will hurt Empire.
Empire Müzik Yapım Şirketi şiddete sebebiyetle suçlanıyor.
Empire Enterprises has been accused of perpetuating violence.
Gördüğünüz gibi Empire sanatçıları gelecek nesillere Trayvon Martin gibi adamların it gibi sokak ortasında öldürüldüğünü...
You see, the Empire artists are telling the next generation that even though they live in a world where Trayvon Martin can get shot down like a dog without...
Şimdiden geçerli olmak suretiyle Empire'la olan sözleşmen feshedildi.
Effective immediately, your contract with Empire is terminated.
Ve bir gün Empire senin olacak.
And one day, Empire is gonna be all yours.
Eğer hiç Vocal Adrenaline'in şeytani imparatorluğunu dengelemek için birilerine ihtiyaç olunduğundan şüphelendiysem,... artık tamamen inanıyorum.
And if I ever doubted that there needed to be somebody out there to balance out the evil empire of Vocal Adrenaline, I am a true believer now.
Aynen, seksist imparatorluğunuz burada olamaz bile.
Yeah, your sexist empire doesn't even exist.
Bir boya sandığından imparatorluk kurmuş.
He built an empire from a shoe shine box,
Babası bir imparatorluk kurmuş, o da onun olanı istiyor.
His father built an empire, and he just wants what's his.
Otto'nun babası Dieter, yasak varken içki kaçakçılığı yapmaya başlamış. Kendini kamyonculuk imparatorluğu kurarken bulmuş.
Dieter, that's Otto's dad, started runnin booze during Prohibition, ended up buildin'a trucking'empire.
Bir teknede gizlice Amerika'ya gelip bir imparatorluk kurmuş dedemi.
Grandpa, who stows away on a boat, comes to America, and builds an empire.
Creedmoor'un en büyük yıldızlarının çoğu elektronik dans müziği yapıyor. Empire pek bu tarzı kullanmıyor.
Mo-Mo-Most of Creedmoor's biggest stars are in EDM, and Empire doesn't really do EDM.
Bir hafta önce ofisime geldin ve SEC'e gidip Empire'ın uyuşturucu parasıyla kurulduğunu söyleyeceğini söyledin.
Now, a week ago, you walked into my office and said you were gonna go to the SEC ( sighs ) and tell them that Empire was started with drug money.
Empire'ı iyi yerlere getirecek.
She's gonna do well for Empire.
İmparatorluğunun peşine düşeceğim.
I'm going after his Empire.
Empire benim olacak.
I'm gonna take it.
Kötü güçlerin senin binanı satın aldığını duydum. Sen de onlara katılmışsın. Ne yaptılar?
Found out the evil empire bought your building, and you joined forces with them.
Bir imparatorluk inşa etti.
He built an empire.
Ve siz de Yahudiye'ye bütün... Roma İmparatorluğu'nun ağırlığını indirdiniz.
And you brought the full weight of the Roman Empire down on the whole of Judea.
Bu, Şeytan'ın işi.
It's the creation of Empire.
İngiliz imparatorluğuna karşı savaşıyor...
And he is fighting against the british empire...
Venedik'in donanması Osmanlı'nın donanmasına yakın güçte.
Venice's fleet nearly rivals that of the Ottoman Empire.
Cumhuriyetinizle Osmanlı İmparatorluğu arasındaki antlaşma neyin nesi?
What of the treaty that exists between your Republic and the Ottoman Empire?
Başarılı bir iş adamı ve kendi imparatorluğunu kendi elleriyle inşa eden adam.
A successful businessman... who built his mighty empire from scratch.
Annesinin gözbebeği... ve babasının imparatorluğunun tek varisi...
The apple of his mother's eye and the sole heir to his father's empire.
Herkes bana paralarımı babamın verdiğini sanıyor ama ben imparatorluğumu kendim kurdum.
Everyone says that dad gave us all this money... and you're crazy to actually build the empire that we've built.
Eğer Kree İmparatorluğu bu deneylerin başarılı olduğunu öğrenirse bu deneyleri yinelemek isterler.
If the Kree Empire learned that these experiments were a success, they would be likely to renew them.
Önce Central Park ve Empire State binası sonra Trinity Kilisesi, sonra da Özgürlük Anıtı. Nasıl sence?
So, first up, Central Park and then Empire State Building and then Trinity Church and then Statue of Liberty.
- Empire State binası mı o?
Is that Empire State Building?
Empire State?
Empire State?
Birlikte mirasçısı olmayan bir imparatorluk yönetiyorlar.
Together, they rule an empire without heirs.
- Geçen bölüm Empire'da...
- Previously on Empire...
Empire'ın peşindeyim, ve o şirketi elde edeceğim.
I'm going after his Empire, and I'm gonna take it.
Empire Elle Dallas'ı bırakamaz.
Empire can't cut Elle Dallas.
O Empire ailesinden biri.
She is Empire royalty.
- Anne, onun Empire'a olan maliyeti resmen bir servet.
- Mom, she's costing Empire a fortune.
Empire açıldığında, o karanlık kulübeye ışık tutan benim sattığım albümlerdi.
When Empire started out, it was my record sales that kept the lights on in that black shack.
Empire şampanyan?
Empire champagne?
Empire seni epey meşgul tutuyor olmalı.
Empire must be keeping you busy.
Empire Şirketlerinin kurucularından biriyim.
One of the founders of Empire Enterprises.
Empire'ın yeni starı.
Empire's next big artist.
Empire'ın yeni güvenlik şefiyim.
Empire's new head of security.
Bu Empire State Binası, bayan.
That's the Empire State Building, lady.
1,000 sene sonra Justinyen Veba Salgını Bizans İmparatorluğu'nu kırıp geçirdi.
1,000 years later, the Justinian Plague ravages the Byzantine Empire.
Merrick kan İmparatorluğunu inşa etti.
Merrick built his empire on blood.
İmparatorluk budur.
That's what an empire is.