Endeavors traduction Anglais
177 traduction parallèle
Bu kez aynı düşüncedeyiz, Maréchal. Her ne kadar sanat çalışmalarınıza katılmıyorsam da sizi tebrik etmeme izin verin.
Although I won't join in your artistic endeavors, Maréchal, let me congratulateyou...
Hep bir şeyler öğrenmek için çabaladı.
He endeavors to learn everything.
İnsanlığın sahip olduğu tüm bilgiyi derleyip sınıflandıran bir çalışma.
A work which endeavors to compile and catalog all human knowledge.
Öyle olabilir, ama modern ticarette dükkan sahibi talep oluşturmaya çalışır.
Maybe so, but in modern merchandising, the storekeeper endeavors to create a demand.
Ve önemli olan da bu isteklilik, değil mi?
You'll get there because you're so willing, and it's the willingness that counts, isn't it, in all noble endeavors?
İnsanları çabalarının boşunalığı konusunda uyarabilecek meselelerde şaka yapmamanızı tavsiye ederim.
I advise you not to joke on matters that may alert men to the vanity of their endeavors.
Akademik hayata devam etseydim, senin parana güvenebileceğimi biliyordum.
I knew if I continued my academic endeavors... I could depend upon that check of yours every month.
Menajerin olarak çabalarımızın meyvesi olan başarıdan başka bir şey beklemiyorum.
As your agent, I expect nothing but success in our endeavors.
Bazen Makedonya sigarası ile Jamaika purosu arasındaki farkı söyleyebilmek, hayati bir durum.
In our endeavors, it is sometimes vital to distinguish between, say, the ashes of a Macedonian cigarette and a Jamaican cigar.
Başarılı çalışmalarımdan biri değil.
It has not been one of my more successful endeavors.
Devrim niteliğinde olmaya çalışan bir süreç.
A process which endeavors to be revolutionary.
Geniş çaplı tarımsal çalışmalar için. Her neyse...
the most formidable force in the world for large-scale agricultural endeavors.
Bilimsel çalışmalarında sana yardımcı olmam emredildi. Hiçbir alakan olmayan askeri konularda sana danışmakla yükümlü değilim!
My orders are to assist you in your scientific endeavors not to consult with you on military matters which are none of your damn concern, sir!
askeri çalışmalarla ilgili çalıştırarak.. ... kendini fakirleştiriyor.
And by employing perhaps half the scientists and high technologists on the planet in military endeavors.
Ancak insan gayretini ölçmek için başka bir bakış açısı daha var
But there is another perspective by which to measure human endeavors.
Hayatımın çabaları saçmalık mı?
My life's endeavors are bullshit?
Hepimizin yapmakla yükümlü olduğu görevleri var. Ve bunlar haklı olarak, bizim zorlu çabalarımızı talep ediyor.
We have, all of us, living duties, and living affections, which claim, and rightly, our strenuous endeavors.
Geldikten sonra tüm işi iptal etmek için çabaları... Hayır, görünenden fazlası var.
And then upon his arrival his endeavors to call the whole thing off, no, there's more to this than meets the eye.
Tanrım, girdiğimiz tüm tehlikeli olaylarda Hak yolunu kaybetmememizi sağla.
And, Lord, whatever dangerous endeavors we may take let us never be without Your sanctuary.
Longstreet, bir askeri üs içindeki, küçük bir kasaba üzerinde, elektro-manyetik füze kalkanı oluşturmak için, Maller'in araştırmalarını, kendi çalışmalarına ithal ediyor.
1984, Nevada, shortly after my father's death, longstreet incorporates mailer's research in his own endeavors to generate an electromagnetic missile shield over a small town near a military base.
Kesin olarak bilmiyorum ama inanıyorum ki, insan olmanın ne demek olduğunu tecrübe etmeye en yaklaştığım anlar yaratıcı gayretlerim esnasında oluyor.
I do not know for certain but I believe it is during my creative endeavors that I come closest to experiencing what it must be like to be human.
Seni böylesine temelsiz...
What endeavors you...
Nelly, edebi çabamdaki sabırlı yardımcım.
Nelly, my patient helper in my literary endeavors.
Her kim ki iyi yaşamak ister kendine güvenip bu olmadan yaşamayı öğrenmeli.
And any man that means to live well endeavors to trust to himself and live without it.
Şimdi tüm girişimlerde eşit ortak olarak birleştiğimize göre korkması gerekenler sadece düşmanlarımız olacak.
And now that we are joined together equal partners in all endeavors the only people with anything to fear will be our enemies.
Yaratılanlar içinde en çok tercih edilen onlardı... ve aralarından bazıları Tanrı'nın var olduğuna bile inanmıyor!
They were favored best among all His endeavors... and some of them don't even believe He exists!
Çünkü öyleyse... bu size bir öğrenci gibi mi... yoksa, nasıl desem, başka şeyler peşindeki biri gibi mi davranacağıma... karar vermemi sağlayacak.
Because if it is it will help me determine whether I should treat you as a student or as someone here simply to pursue... How should I put it? Other endeavors?
Eğer çabalarımı desteklemezseniz, kendinizi riske atarsınız.
If you do not support me in my endeavors, you do so at your risk. Vlad :
Genetik çoğalma ölme riskine girmeye değen ender uğraşlardan biridir.
Genetic propagation is one of the few endeavors worth the risk of death.
çabanızda en iyisini dilerim.
I wish you the best in your endeavors.
Bazı alanlar var ki... böyle kişisel bağlarının olmaması bir avantaj olarak kabul edilebilir.
There are certain endeavors... where your lack of personal connection would be considered an advantage.
Tüm karşılaşmaları zaferle sonuçlanır.
Victory in all endeavors,
- Belli spor müsabakalarının çeşitli yönlerinden keyif alırız.
We enjoy various aspects of certain sporting endeavors.
Seni sevdi. Özellikle de belli spor müsabakalarının çeşitli yönlerinden keyif aldığını öğrendikten sonra. - Sen başlattın.
He loves you, especially when he found out you share his love of various aspects of certain sporting endeavors.
Size aktarıyorum : "Cadı, Tanrı'nın yasalarını bilmesine rağmen Şeytan'la bir anlaşma yapmak için bu yönde çaba sarf eden kişidir."
"A witch is a person who, though cognizant of the laws of God, endeavors to act through a medium of a pact with the Devil."
Güçlü gayretler ilham vericidir.
Mighty endeavors are inspiring.
O da çok üzgün, ve ilerideki teşebbüslerinde başarılar diliyor.
He's very sorry about that, and wishes you the best luck in all your endeavors.
Ortağınıza da dediğim gibi, şu anda yeni projeler kabul edemiyorum.
As I told your associate, I'm not able to take on any new endeavors at this time.
Ve gelecekteki çabalarınız için iyi şanslar dilerim beyler.
And the best of luck to you in all your future endeavors, Detectives.
Bencilce gayretler için saçıp savurduğun bir şey.
One that you've squandered on selfish endeavors.
Çabalar.
Endeavors.
Size kalmış. Bence zamanımızı boşa harcamak yerine daha yapıcı şeyler için çaba harcamalıyız. Mesela, Delinda'yı Mystique'i açması için getirmek gibi.
I think we should be spending our time... on more constructive endeavors, like getting Delinda back to open Mystique.
- Devam et. Kendimi yenileme çabalarımla alay et.
- Go ahead, mock my endeavors at self improvement.
Çalışmalarınızda başarılar.
Good luck in your endeavors.
Pek çok endüstri ve pek çok teşebbüs örtülüdür.
It covers many industries and many endeavors.
Yoksullukla kendi çabalarımızla mı baş ettik sanıyorsun?
Do you think we have overcome poverty through our own endeavors?
Çünkü sahnede ailemi utandırmayacağıma söz verdim.
I promised I wouldn't embarrass my family with my theatrical endeavors.
Bu nitelikleri takdir edip paylaşıyor ve daha üstün... amaçlara bağlı kalmaya çalışıyorum.
I cherish and share these qualities and remain committed to more elevated endeavors.
Sorgunun sınırlarının aşılması durumunda ortak gayretimize olan katılımınız sona erdirilecektir.
The ramifications and repercussions of impeded access will comprise accommodative responses detrimental to your unabated participation in our shared endeavors.
Bu aynı zamanda geçen beş bin yıl boyunca Çin halkının, dünya tarafından tanınmak için gösterdiği çabaların belirtisidir.
It also means that the endeavors of Chinese people for the past five thousand years have been recognized by the world.
Gelecekteki çalışmalarında başarılar sana.
And best of luck in all your future endeavors.