Etkileyici traduction Anglais
9,001 traduction parallèle
Bu fotoğraf çok etkileyici.
This is so powerful.
Etkileyici.
Charming.
Asıl anlatmaya çalıştığım şey etkileyici olduğu. Sen etkileyici birisin.
All I mean is... it's impressive, you know.
Çok etkileyici Bay Allen.
- Very impressive, mr.
Yaptığın şey çok etkileyici.
What you are doing is damn impressive.
- Kabul et. Çok etkileyici bir dört gündü.
You gotta admit, it's been a pretty impressive four days.
Köfte'nin Jamestown Revival gibilerle aynı sahnede olması oldukça etkileyici.
You know, the fact that Meatball is playing with the likes of Jamestown Revival is really impressive.
Epey etkileyici bir yer, Lee.
You got quite the wow factor here, Lee.
Etkileyici duruyor.
Ooh, sounds impressive.
Belki de duyduğum en etkileyici şeydi.
Maybe the most eloquent thing I ever heard of.
Çok etkileyici.
That's very impressive.
Etkileyici.
Impressive.
Senin Rana da çok etkileyici...
I was so impressed with your Rana...
Bu etkileyici.
It's impressive.
- Etkileyici mi?
Impressive?
Etkileyici değil mi?
Fascinating, huh?
Biriyle yattın değil mi? - Jiletsiz bir yerde uyumuşsun ve kadın sabunu kokuyorsun. - Bu çok etkileyici.
You got laid, didn't you?
Jiaying'in herhangi birini kanatları altına alması gerçekten etkileyici.
You know, it's really impressive for Jiaying to take anyone under her wing.
Çok etkileyici göründüğünü söylemeliyim.
I must say, it looks very impressive.
Yine de, tabi... gerçeği daha etkileyici.
Although, the... the real thing is considerably more impressive.
Çok etkileyici Ajan Sousa.
This is all very impressive, Agent Sousa.
Dunbar burada oldukça iyi bir oy oranına sahip, Başkan Underwood'dan epey fazla, ancak burada konuşma fırsatı bulduğum birçok Iowa'lının kafasında kendisinin tecrübe eksikliğiyle alakalı soru işaretleri var. Ayrıca kendisinin bu kadar etkileyici bir geçmişe sahip olan bir
Dunbar has incredibly high favorability numbers here, much higher than President Underwood's, but I have spoken with many Iowans who have doubts about her lack of experience and whether she'll be able to stand up to a Republican candidate
Etkileyici ama burada misafir sayılmam. Ayrıca hoş da bulmadım.
Charming, but I'm hardly a guest here, and certainly not welcome.
BuzzFeed'e göre, El Presidente'nin bıçaklanması son beş yılda görülen en etkileyici 17 ölüm sahnesinden birisiydi.
According to BuzzFeed, El Presidente's stabbing was one of the 17 most unforgettable death scenes of the past five years.
Ama etkileyici girişler yapmak için yüksek merdivenlerden iniyor.
But he doesn't mind giant staircases for grand entrances.
- Oldukça etkileyici bir tesismiş.
This is quite an impressive facility.
Kendisi son derece etkileyici ve güçlü biri.
He is a very fascinating and powerful man, deserving of respect, and to that end,
- Etkileyici biri.
- Well, he's very charming.
Tam da etkileyici prensten bahsediyorduk.
Speak of prince charming.
Çalışmanın çok etkileyici bir karmaşası var.
Your work has such fascinating complexity.
Evet, etkileyici karmaşası ile çok dandik değil mi?
Yes, it is lousy with fascinating complexity, isn't it?
Çok etkileyici.
It is most impressive.
Temize geçir ve içine etkileyici ufak şeyler kat.
Type them up and add a little sizzle and topspin.
Bu adam zeki görünen ve etkileyici biridir.
This many will be superficially intelligent and charming.
- Çok etkileyici.
- Very impressive.
- Vay be. Etkileyici adammış.
Charming guy.
Etkileyici ama bu yine de bize nereye gittiğini ve kiminle buluştuğunu göstermiyor.
Impressive, but it still doesn't tell us where he was going and who he was meeting with.
Gayet etkileyici.
It's impressive.
Siciliniz çok etkileyici.
Your record is pretty impressive.
Hayli etkileyici.
Very dramatic.
Etkileyici Tony Nathan şimdi yavaşça 30. çizgiye geliyor.
A devastating hit on Tony Nathan, and he is getting up slowly at the 30-yard line.
Ve halk, atmosfer etkileyici.
And, folks, the atmosphere is electric.
- Oldukça etkileyici.
- Very impressive.
- Etkileyici!
- Impressive!
Kumdan kalen oldukça etkileyici duruyor.
Well, sandcastle is pretty impressive.
O çok etkileyici.
She's super cool.
Aslında çok etkileyici çevre savunma grubunda çalışıyor.
No, actually, she works for a very, um, fascinating environmental... - advocacy group. - Oh.
Oldukça etkileyici.
It's pretty impressive.
Ne kadar etkileyici.
So powerful.
Etkileyici.
That's impressive.
Etkileyici bir fikir.
Intriguing idea.