Ever traduction Anglais
187,240 traduction parallèle
Hiç Mont Saint Michel'e gittin mi?
Have you ever been to mont Saint-Michel?
Hacker Helldritch'i hiç duydun mu?
Ever heard of the hacker helldritch?
Neden bunu yaptın ki?
Why would you ever do that?
Geyliğini açıklamana yardım ettiğime pişmanım
♪ Ever helping you out your closet ♪
Yani bu resimdeki adamın karısını asla asla ve asla öldüremeyeceğini ileri sürüyorsunuz.
So you contend the man in this photo could've never, ever, ever murdered his wife.
Hayatındaki en iyi müvekkili kaybettin az önce.
You just lost the best client you ever had.
Hayatımda harcadığım en iyi 4 / 3 milyon.
Best three-quarter of a million pound I ever spent.
Hayatımda gördüğüm en iyi öğretmendi.
He was the best teacher I've ever observed.
- Tibet halkı kötü mal yapar mı?
Have the Tibetan people ever let you down?
Lizzy Bealer aşkını hiç öğrenemedi mi?
Did Lizzy Bealer ever find out that you loved her?
Ve sevgilinin son yaptığı ise silahı ateşlemek.
And that's the last thing your lover ever did.
# Hiçbir şey alıkoyamaz seni yolundan #
♪ Nothing's gonna ever keep you down ♪
- # Hiçbir şey alıkoyamaz seni yolundan #
♪ Nothing's gonna ever keep you down ♪
Natalya Abelev, şimdiye kadar gördüğümüz en garip şampiyonluk maçı diyebileceğimiz bir karşılaşmayla unvanını korudu.
Natalya Abelev has defended her title in what may go down as the oddest championship match we've ever seen!
Siz çalıştığım en garip ajanlar topluluğusunuz.
You are the oddest bunch of agents I've ever worked with.
Bir dâhiye duygusal tavsiyeler vereceğim kimin aklına gelirdi ki?
Who'd ever think I'd be giving emotional advice to a genius?
Bu benim savaşım. New York'taki çatıda kötü yanımı... yok etmeye çalıştığımdan beri öyleydi.
This is my battle to fight, and it has been ever since I tried to destroy my dark side up on that rooftop in New York.
Ben hep orada olacak olan şeyim.
I am all that will ever be there.
Doğrudan doğruya söyleyeceğini sanmıyorum ama şüphe çekebilecek bir şey diyebilirsin ya da davranışta bulunabilirsin, bu riske giremeyiz Paige.
I don't think you'd ever tell him straight out, but you might end up saying something or acting in a way that would draw suspicion, and we can't risk that, Paige.
Yani hiç erkek arkadaşım olamaz mı?
So I just can't ever have a boyfriend ever?
Morozovların evini izleyen arabayı buralarda görüyor musun?
You ever see the car that watches the, uh, Morozovs drive by here?
Ona bir şey söylemiyorum, söylemem de.
I am not, I would not ever, ever tell him anything.
Başlamadan önce Matthew'layken kontrolü kaybettiğini hissedersen tam manasıyla kaybeder gibiysen ona düşünmek için zamana ihtiyacın olduğunu söyle.
Before we start, if you ever feel that you're losing control with Matthew, really losing control, just tell him you need some time to think.
Rusya'da tanıdığı herkes bildiği her şey yok olunca Alexei'nin ne diyeceğini görmek isterdim.
I'd like to see what Alexei has to say when everyone and everything he ever knew in Russia is wiped out. Well, hopefully, we'll prevent that from happening.
Bütçe bakımından şimdiye dek gördüğüm en kötü gazi hastanesi bu.
This is the worst VA hospital, budget-wise, I have ever seen.
O tek seferdi zaten...
You know, that was the only time I ever...
Sanırım önceden hiç evinin içinde ateşte marshmellow yapan görmemiştim.
I don't think I've ever seen someone make a s'more inside before.
Bir hayli gelişme de kaydettik şu anda dünyanın en güçlü buğday türünü elde etmek üzereyiz.
And we're- - we're making a lot of progress, and we're close to developing the strongest strain of wheat the world's ever known.
Böyle bir şey bir daha olamaz.
That can't happen ever again.
Ayrıca sende hiçbir sorun yok, hiç de olmadı.
And there is nothing wrong with you- - ever.
Hiç oldu mu ki zaten?
Has he ever been?
Hiç birini öldürdü mü?
Did he ever kill anyone?
Hiç okudun mu bunu?
Did you ever read it?
Başka biriyle aynı evde yaşadın mı hiç sen?
Did you ever live with anyone?
- Hiç biriyle ayrılmış mıydın?
Have you ever broken up with someone? Yeah.
Birbirimizi bir daha görebileceğimizden şüpheliyim.
I doubt we'll ever see each other again.
- Yani hiç erkek arkadaşım olamaz mı?
So I just can't ever have a boyfriend?
Hiç öğle yemeğinde nereye gideceğini sorarlar mı?
Do they ever ask you where you went for lunch?
Kimse öyle bir şey demedi.
Nobody's ever said that.
Hiç mi?
Not ever?
Ben böyle bir şeyi atlatabilir miydim, bilmiyorum.
I don't know how I could ever get over that.
- Hiç mi?
Not ever?
Lyndhurst iptali olayı için para iadesi almış mıydık?
Did we ever get reimbursed for the Lyndhurst cancellation?
Paige'den daha başarılı olabileceği aklının ucundan geçmiş miydi hiç?
Did you ever think that he'd be doing better than Paige?
Tuan sana kızlar konusunda herhangi bir şey söyledi mi hiç?
Does Tuan ever say anything about any girls to you?
Hiç gitmek istemiyor.
He don't want to go ever.
- Bu işin bir parçasıysa gördüğüm en iyi büyük resim oyuncusu.
If she's a part of this, she's the best long-game player I've ever seen.
Sence herhangi bir noktada Paige'le Henry'yi alıp ülkemize dönebilir miyiz?
Do you think that... we could ever take Paige and Henry... back... home?
- Oradaki hayata alışabilirler mi, hiç bilmiyoruz...
We don't know if... they would ever really adjust to life there...
Ne yaptığın ne zaman umrumda oldu ki?
When have I ever cared what you do?
Şimdiye dek yaptıklarımın en iyisi.
Best I ever made.