Evlat traduction Anglais
38,761 traduction parallèle
Dövüşe sakla bunu, evlat.
Kid, save it for the fight.
Yavaş, evlat.
Easy, kid.
Ayağa kalk, evlat.
Get up, kid.
Umarım buna değersin, evlat.
Hope you're up to it, kid.
Sana bir soru sorayim, evlat.
Let me ask you a question, son.
Jason, seni görmek ne güzel evlat.
Jason. Good to see you, son.
Hep seni, evlat.
I'm always leaning towards you, son.
Seni altidan aliyoruz, evlat.
We're taking you at six, son.
Devam et, evlat.
Let's go, kid.
Ne yapmaya çalışıyorsun, evlat?
What are you trying to pull, kid?
Yapabileceğim bir şey var mı, evlat?
Is there anything I can do, boy?
Hadi, evlat!
Come on, boy!
O şovda siyahi çocuk, beyaz bir aile tarafından evlat edinilmiş.
You know, the black kid the white family adopts on that show?
Hadi evlat!
get to the boat.
Peki, dinle şimdi, evlat...
So listen now, son...
- Beni neden evlat edindin?
I... Why did you adopt me?
Demek başka çocuk istediğin için evlat edinildim.
So, I was adopted because you wanted another child.
Evlat edinilmen hakkında bilgi istiyorsun.
You wanted to know about your adoption.
Seni evlat edinip eve getirdiğimde birkaç günlüktün.
You were only a few days old and I... I adopted you and brought you home.
Gloria Barker Lynelle ile kocasının geçirdiği kazadan bir yıl sonra evlat edinmiş.
Gloria barker adopted him a year after Lynelle and Gloria's husband were in that car crash.
Gloria, Stuart'ı evlat edinmeden birkaç gün önce 16 yaşındaki kızı Lynelle doğurmuş.
Ok, just days before Gloria adopted Stuart, Lynelle, Gloria's daughter, then 16, had a baby.
Şu an gizli evlat edinme kayıtlarını kurcalıyorum. Ve...
And I am prying open the sealed adoption records now.
Hey, gül biraz evlat.
Hey, buck up, kid.
Hey, evlat.
Hey, kid.
- Seni incitmek istemiyorum evlat ama dışarıda kar fırtınası var.
- I don't want to hurt you kid but there's a blizzard out there.
Benim yaptığımda bu, evlat.
It's what I do, son.
- İyi misin evlat?
You all right there, kiddo?
Yağmurlu, evlat, Jackie, Alka..
Fatty, Kiddo, Jackie, Alka..
Evlat, hayır..
Kiddo, no..
- Öyleyse iyi o zaman evlat.
- Good. That's good, kid.
Hadi, evlat.
Come on, kid.
Senin sayende evlat.
'Cause of you, bud.
Evlat, sana bir şey göstermem lazım.
Son, you need to see something.
Çılgın bir dünyada yaşıyoruz evlat.
It's a crazy world we live in, son.
Tabii ama, evlat, ben de...
Well, yeah, but, son, I...
Benim için bir zevk, evlat.
My pleasure, son.
Bak Kara, istediğini yazabilirsin ama işin aslı şu ki bir evlat olarak hep yetersiz kalmışımdır.
Listen, Kara, you can write whatever sounds good, but the truth is, as a daughter, I always seemed to fall short.
Bak, sen ve ben... biz birbirimizi o kadar iyi tanımıyoruz evlat.
Look, you and I, we... we... we don't know each other that well yet, kiddo.
Bir evlat kazandırdı
It made me a mother.
Oh, evlat
Oh, kid.
Jules bunu öğrenirse Leah ve sen beni evlat edinebilirsiniz.
If Jules finds out about this, you and Leah can adopt me.
Seni seviyorum evlat
I love you, kiddo.
Kendine bir iyilik yap evlat.
Do yourself a favor, son.
Evlat, bir kelime.
Son, a word.
Etkisini hissediyor musun, evlat?
You feeling the buzz yet, son?
Hatırlatmak isterim ki siz de bu komitedeki işinizden izin sebebiniz, Çinli bir göbek izin sebebiniz, Çinli bir bebek evlat edinmekti.
I would like to remind you that you intend to be absent from this committee in order to procure a Chinese labia... I-in order to adopt a Chinese baby.
Ama birkaç gün önce, Meksika'da ki annesinin akrabaları onu evlat edinmek için mahkemeye başvurdu.
But recently, her mother's family back in Mexico has taken steps to adopt her.
Evine dön. Bak, evlat, yanlış anlama,
I ain't senile, for God sake.
İyi misin evlat?
( GROANS ) Oh! You okay, kid?
Efendim evlat?
Yeah, bud?
Evlat
Kid.