Execution traduction Anglais
2,810 traduction parallèle
Verilmesi gereken tek karar idam olmalıdır.
An execution is the only just decision.
Zaten bu yüzden, infaza giden o çocuğu kurtarmak için bir şeyler yapmak istedi.
That's why, when he saw a young man facing execution, he did something about it.
Kendi idam emrinizi verdiniz,... ve bütün gezegen sizi duydu.
You've given the order for your own execution, and the whole planet just heard you.
Yani onu yok ettiniz.. vampirler için yapılan bi sandalyede
An execution device, designed especially by and for vampires. That's different...
Bi sürü hikaye var bu konuda Anlat nasıl olacak bu
But it's gotta have a lot of story. Not a lot of style bullshit. So tell me, how does this execution bit play out?
New Jersey'den polis memuru Glen Randall'ın ölümü davayı çok daha bilindik hale getirdi.
The execution of New Jersey State Trooper Glen Randall has made this an extremely high profile case.
Mükemmel bir ikmali gerektirir. Apollo 13'ün aya gitmesi gibi.
I mean, it takes perfect execution, like the Apollo 13 moon landing.
Bu ayın on beşinde Huntz'ın onuncu ölüm yıldönümü anılacakmış.
The ten-year anniversary of Huntz's execution is the 15th of this month.
Ve bu adamı şereflendirmekte bu kadar kararlıysa, yarınki yıldönümünü idamın duyulması için kesinlikle boşa geçirmeyecektir.
And if he's that determined to celebrate this man, then he's definitely not gonna let tomorrow's anniversary of his execution go unnoticed.
Son derece organize planlar yapıyor, ama gerçekleştirirken düşüncesizce davranıyor.
He's highly organized in his planning, But then impulsive in his execution.
Vereceğiniz idam pasaportuyIa darağacı denen istasyondan... İ .ahret alemine severek giderim!
I will gladly depart to afterlife from the station of gallows with the execution passport that you will give me.
Sundra nın kardeşi, büyük savaşçı biz onu görmeden önce... hahaha buradan uzaklara kaçmaya çalışıyordu ama yakalandı bu bir ceza mı hayır, hayır, hayır, bu şekilde dövüşebiliyor onun rahatsız olduğu insanlarla ama eğer bana kadın..... sorarsan
Sister of Sundra, the huge warrior that we see before us... hahaha He was trying to run away with the commoner but was caught Is this an execution
Biri göğse diğeri kafaya sıkılmış. Yani infaz tarzıyla öldürülmüşler.
once in the chest, once in the head- - execution style.
Tamam, idam hatalıydı. ama bu kararı değilştirmez, saygıyla, ip koptuğu için asamadığınız bir adamı tecil etmezsiniz.
Granted, the execution was flawed, but that doesn't defer the sentence.
- Başarısız bir idam için geçerli.
- for an execution which has failed.
Evet, valinin arayıp idamı durdurması gibi.
Yes, as in a call from the governor, a stay of execution.
49 yaşında ; 20 yıl Huntsville'deki idam mangasında çalışmış.
Richard Stahl. 49 years old. He spent the past 20 years on the execution team at Huntsville.
Stahl, kötü giden bir idam nedeniyle suçlanmış
A botched execution. Stahl was blamed.
Bir idamı gerçekleştirmek için bir takım gerekir.
Takes a team to carry out a full execution.
Stahl'ın kovulmasına neden olan idamda ne olmuştu?
That execution that went wrong, the one Stahl got fired for? What happened?
Sana söylemiştim idam için tam bir takım gerekir.
I told you, it takes a full team to carry out an execution.
"uygulamalar ve teslim belgeleri üzerinde..."
"Upon execution and delivery of documents..."
Kendisi sevimli, kurnaz ve şimdiye kadar yaptığı seçkin sergi ve müze işlerinde kusursuzdu.
He's charming, cunning, and until now, flawless in his execution of high-end gallery and museum jobs.
Oswald Danes, idam edilen herif.
Oswald Danes the execution guy.
İdam.
Execution.
Bu benim planım, benim infazım.
It's my idea, my execution.
Lütfen beni idam ettirmeyin!
Please don't report me for execution.
Ya Brett'in idamın erteletemezsen?
What if you can't get brett's execution stayed?
Sana hiç bir şey ifade etmiyor mu?
That at the very least, it wasn't a wrongful execution?
Sence haklı idam diye bir şey var mı Dr. Turner?
Do you think there's any such thing As a rightful execution, dr. Turner?
Validen idamı ertelemesini rica etmenizi istiyorum.
I want you to ask the governor for a stay of execution.
İdamı seyretmenize izin verebilirim, ama bu kadar.
I can let you in to witness the execution, but that's it.
Dine karşı geldiğini kabul ederek idam edilmekten güç bela kurtulabildi. Ve yaşamının son dokuz yılını ev hapsinde geçirdi.
He narrowly avoided execution by recanting his so-called heresy and was confined to house arrest for the last nine years of his life.
İdam edilmeyi beklerken valinin yürütmeyi durdurmasıyla idamdan kurtulan müvekkillerim olmuştu.
Now, I had had clients on death row who'd been saved by a governor with a stay of execution.
İyi de o kadar caydırıcı olsaydı birinci idamdan sonra başka bir idam yapılmaması gerekirdi.
Well, hell, if it was really a deterrent, there never would have been a second execution after the first one.
Şayet bir infaz için yürürlüğü durdurma talebi gelirse katiplerimden beni günün her saatinde uyandırmalarını istemiştim.
Oh, I left instructions for my clerks to wake me at any hour, if a request for a stay of execution came through.
İdam cuma günü.
The execution is going down on Friday.
Bu kontroller idamın en insanî ve etkin yoldan gerçekleşmesi için yeterli akımın üretilmesinden emin olmak adına yapılıyor.
This is done to ensure enough current is generated so the execution can be carried out in the most efficient and humane way possible.
İdam edin!
Execution!
Gösteriye mi geldik, infaz edilmeye mi?
We come for a show or an execution?
Yürütmeyi durdurma kararının çıkmasını bekleyemeyiz.
We can't wait for the execution decision to be issued.
Yürütmeyi durdurma kararı çıkarıyor.
It stop its execution.
Ve grubun geri kalanı...
Do you think it was an execution? Well, maybe it was a message, you know.
Efendim, bu kız idam sehpasında durup televizyon kanalları vasıtasıyla hikayesini dünyaya anlatmak istiyor.
Sir, this girl wants to stand at the execution podium and tell the world her story through television channels.
İdam sehpasında durarak mı?
Standing at the execution podium?
Lütfen başkanı uyandırıp bu idamı durdurun.
You please wake up the president and stop this execution.
Cezalandırıcı! Siyaha boya!
Executioner, black execution!
Şimdiye dek yapılmış son şaka uygulaması için ana bilgisayar aranıyor.
Seeking mainframe access for execution of last joke ever.
Evet ve burdaki her pislik her cinayet bundan çıkmış
He was involved in witches. That is, every arrest, every execution, every torture came from this man.
El yapımı patlayıcı Wo Fat'in favori infaz yöntemlerinden biri. Özellikle de bir mesaj göndermeye çalıştığı zaman.
The improvised explosive device is one of Wo Fat's preferred ways of execution, especially when he's trying to send a message.
Şu andan itibaren, işlerini aksatmayacak şekilde, binbaşı Taylor ve Buzz'da dâhil olmak üzere bölümünüzdeki herkesle görüşmeliyim.
I need to interview every member of your division, including Commander Taylor and Buzz Watson, starting now, as long as it doesn't interfere with the proper execution of their duties.