Eyalet traduction Anglais
6,726 traduction parallèle
Diğeri de eyalet dışında. Ama görünüşe bakılırsa onaylanmamış.
Another is out of state, but apparently it's unconfirmed.
İşin aslı, bu suçlamaları eyalet savcılığının yaptığını düşünüyoruz,... çünkü Cary oldukça etkili bir avukattır.
In fact, we think that the state's attorney brought these charges because Cary is such an effective advocate.
Eyalet Savcısı senin aleyhine olan tanığı kaybetti.
The state's attorney lost its witness against you.
O olmadan, eyalet savcılığının elinde dava filan olmaz.
But without him, the state's attorney has no case.
Gizli muhbirleri olmadan Sayın Yargıç, eyalet savcılığının elinde bir dava olamaz.
Without their confidential informant, Your Honor, the state's attorney's office has no case.
Eyalet Savcısının tehditlerini duymak istemiyor musunuz?
You don't want to hear about the state's attorney's threats?
Cary Agos kovuşturması ile Eyalet Savcılığı kampanyan arasına bağlantı kuruyorsun. Hayır.
You're making a connection between Cary Agos'prosecution and your campaign for state's attorney.
Tebrikler, Bayan Eyalet Savcısı.
Congratulations, Ms. state's attorney.
Ama duyduğuma göre eyalet savcılığına aday olmuşsunuz.
But I hear you're going to run for state's attorney.
Peter yarın itibariyle Eyalet Savcılığı için destek verecek,... ben de en üst rakiplerin listesini yapıyorum.
Peter needs to endorse tomorrow for state's attorney, and I'm putting together a list of the top contenders.
Kendisi Eyalet Savcı Vekilliği de yapmış,... ve hapise onun tıktığı mahkumlar da var orada,... bu da ona bir uçuş rizikosuna neden oluyor.
He was a deputy state's attorney, and, uh, there are prisoners inside who he put there, so that makes him a flight risk.
Eyalet sınırını geçmişsin.
Why? You went over the state line.
Bugünkü olduğum yerde olsaydım ve bunu bana 6 yıl önce sormuş olsaydınız,... eyalet savcılığına aday olmazdım.
If you had asked me six years ago where I would be today, it would not be running for state's attorney.
Adamımız Rodney Tanner, pedofil cinsel sapık tamamıyle iğrenç biri şu anda Chino eyalet hapishanesinde
That would be Rodney Tanner, pedophile sex offender, all-around icky person, currently residing at Chino state prison.
Eyalet Kıyı Komisyonu'na deniz fenerinin tuzlu su korozyonundan zarar gördüğünü söyle.
Tell the State Coastal commission the lighthouse failed due to saltwater corrosion.
Eyalet yasaları onu Potter mezarlığına gömmemi söylüyor.
And the state requires that I bury her in a Potter's field.
Görünüşe göre babanın ölmeden hemen önce eyalet iş ve hizmet vermek için evsizleri tespit edecek bir uygulama başlatmış.
Turns out that shortly before your father passed, Hawaii launched a program to issue state I.D.'s to the homeless, so they could apply for jobs and services.
ABD Dokuz Eyalet Temyiz Mahkemesi oturumu açmıştır.
The United States Court of Appeals for the Ninth Circuit is now in session.
Günaydın, Dokuz Eyalet Mahkemesi'ne hoş geldiniz.
Good morning, and welcome to the Ninth Circuit.
Eyalet genelinde yüz binlerce oy kayıp.
Hundreds of thousands of votes across the state disappeared.
Kaliforniya no-fault * ilkesi kullanılan bir eyalet.
California is a no-fault state.
Neden Eyalet Savcılığına aday olmak istiyorsunuz Bayan Florrick?
Why do you want to run for state's attorney, Mrs. Florrick?
Çünkü mevcut Eyalet Savcısı makamını politikaya alet ediyor.
Because the current state's attorney is using the office politically.
Mevcut Eyalet Savcılığında... daha fazla yolsuzluk meydana geldi. -... şeyden bu yana.
There has been more corruption in the current state's attorney's office than at any point since...
Hiçbir şey yok, o nedenle eyalet savcılığına hiçbir şey olmadığını göstermeliyiz.
There's nothing there, so we should show the state's attorney there's nothing there.
- Eyalet Savcılığı yarışına mı?
To a state's attorney's race?
- Bu Eyalet Savcılığı yarışına.
Well, to this state's attorney's race.
Hepsi de mevcut Eyalet Savcısının hatalı olduğu yönünde.
They were all about what the current state's attorney's doing wrong.
Peki bunun Eyalet Savcılığı yarışında ne önemi var?
And that matters in a state's attorney's race?
Eyalet Savcılığı disiplin kurulu için, o sabah Finn'in ifadesi üzerinde...
I was taking Finn through his testimony that morning
Bir zamanlar Eyalet Savcılığında çalışmış bir araştırmacı.
She's an investigator who used to work in the S.A.'s office.
Eyalet Savcılığı tarafından yapılmış bir saldırı olduğuna inanıyoruz.
- We believe that this... real estate attack by the S.A.
- Eğer bu Eyalet Savcılığı celbine uyarsak,... bu itaati Cary'nin davasında...
- Well, if we comply with the S.A. subpoena, we think they intend to use that compliance
Sorun şu ki, Bay Bishop, Eyalet Savcısı bizim çıkar çatışmamızı bir avantaj olarak kullanıyor.
The problem is, Mr. Bishop, the state's attorney is taking advantage of our conflict of interests.
- Alicia Eyalet Savcılığına aday olacak.
- Alicia's running for state's attorney.
Sen Eyalet Savcılığında çalışıyorken Peter Florrick seninle yattı.
Peter Florrick sleeps with you while you're working at the state's attorney's office.
Eyalet Savcılığına aday olmayı düşünüyorum.
I'm thinking of running for state's attorney.
Eyalet Savcılığı için.
- For state's attorney.
- Evet, Eyalet Savcısı olacağım.
- Yes, I'll be state's attorney.
Alicia, Eyalet Savcılığına aday olmayı düşünüyor.
Alicia's considering running for state's attorney.
Eyalet Savcılığına adaylığımı koyuyorum.
I'm running for state's attorney.
Neden Eyalet Savcılığına aday oluyorsun?
Why are you running for state's attorney?
Alicia, Eyalet Savcısı.
_
Ama sen Eyalet Savcılığının küçük bir departmanında çalışan Savcı Yardımcısının seni tanıtmasını mı isteyeceksin?
Then you have an ASA from a tiny division of the state's attorney's office introducing you, too?
Eyalet Savcılığına adaysın.
You're running for office.
- İyi bir Eyalet Savcısı olmanın.
- Of being a good state's attorney.
Hey, gelecek Eyalet Savcısı.
Hey, next state's attorney. Hi.
Ben seni destekliyorum çünkü tabiatım gereği bencilim,... ve senin harika bir Eyalet Savcısı olacağına inanıyorum.
I am endorsing you because I'm inherently selfish, and I think that you'll make a great state's attorney.
Eyalet Savcılığındaki durumuna rağmen kabul etti.
He said "yes," despite his standing in the state's attorney's office.
Eyalet Savcılığındaki durumu neymiş ki?
What standing in the state's attorney's office?
- Eyalet Savcısı benimle buluştu.
The state's attorney met with me.