Eşkıya traduction Anglais
326 traduction parallèle
Godfrey Parke, seni yaşlı eşkıya!
Godfrey Parke, you old mug!
Eşkıya mı? Neden bunu söyledin?
Ah, Hooligan!
Bir Sakson eşkıya güzellikten ya da hanımlardan ne anlar?
What can a Saxon hedge-robber know of charm? Or ladies?
Eşkıya mı?
A hedge-robber?
Seni eşkıya!
You thug!
Bunu da al, seni çirkin eşkıya!
Take it, you ugly mug!
Babana bir eşkıya çaldığını söyledim... Ve kaçağı yakalayıp hayatımı kurtardı.
I told Daddy how you knocked a bandit down... and caught the runaway and saved my life.
Hırsız! Eşkıya!
You thief!
Nesin sen, eşkıya mı? Söylesene!
What are you, a gangster?
Ankara'ya giden şu yol Türkiye'de ne kadar haydut, eşkıya varsa onların yuvası.
I, only I, brother. After all, this road to Ankara is the home of every mother-selling bandit bastard in Turkey.
Eşkıya herifler, kız kaçırmayı gösteririm ben size. Alacağınız olsun!
Scoundrels, I'll show you what taking a girl away from home means!
Eşkıya benimle işini bitirdiğinde...
When the bandit finished with me...
Bak, Tono, seni hayatın boyunca tanımıyor olsam, sana eşkıya derdim!
Look, Tony, if I hadn't known you all your life I'd say you are a gangster!
bir eşkıya için seni sevdim ve beni sakladı.
When I saw you, I loved you for a bandit and hid me.
"İşte eşkıya şerefi!"
"That's outlaws'honour!"
Jacques'in ölümünden üç gün sonra üçüncü sınıf bile olmayan iki eşkıya Ville-d'Avray'a doğru tek yönlü bir yolculuğa çıktı.
Three days after Jacques dies, two thugs who weren't even third-rate take a one-way trip to Ville-d'Avray.
Ben şöhretli bir eşkıya değilim, sadece ucube bir hırsızım.
I'm not a famous bandit, just a petty thief.
Senin gibi pis bir eşkıya için bile.
Even for a dirty tramp like you.
Kral seni biliyor, seni yol kesici eşkıya.
The king knows about you, highwayman.
Biz eşkıya değiliz.
We are not bandits.
- Eşkıya başına para koymak iyi akıl değil oğul hem hükümete karşı hem de eşkıyalara karşı.
It is not wise to put a price on the head of a bandit. Because of the state and also for the bandits.
- Eşkıya yapacağını yaptı artık.
The bandit does what he does.
Şimdi dinden de imandan da... Doğrudur, doğrudur. Bütün ağalar dağda eşkıya beslerken bizimkisinin yaptığı pek doğrudur.
While all Aghas are feeding bandits in the mountains, our Agha is doing the right thing.
Demiş ki "her kim Mustafa'nın başını getirir, ona 10 bin lira. Her kim Avni'nin kellesini getirir, 7 bin lira. Her kim Eşkıya Mahmut'u getirir, 4 bin lira."
He said for the one who brings the head of Mustafa he will give 10.000, for the head of Beko Avni 7.000 and for the head of Mahmut 4.000 lira.
Adam listeye bakıp sonra Eşkıya Mahmut'un üstüne bir çizgi çekmiş.
He looked at the list and drew a line through the name of Bandit Mahmut.
Bir adam gelmiş sizin köye. Eşkıya.
A man came to your village.
Eşkıya celladın?
The bandit killer?
- Eşkıya avına çıkmıştım.
I begun hunting bandits.
Eşkıya avcısıdır, kerata.
He is a bandit hunter.
Annesi romantik bir İngiliz kızıydı, Korsika'ya eşkıya aramaya gelmişti.
Her mother was an English girl - romantic - who had come to Corsica to look for bandits.
Haydut, eşkıya!
- Bandit!
Eşkıya?
Highwayman?
Eşkıya'nın bir şey yapmasına müsaade etmem.
Even if the bandits are here, they can't do a thing
güneydoğunuzda Shan liang adlı bir eşkıya olduğunu duydum.
The place in southeast is Liang Shan I heard there're bandits there
Eşkıya sensin.
You are the bandit
Ben bir eşkıya ile tanışmak istemiyorum.
I don't want to befriend a bandit
Ne Eşkıya Liang'mı?
Liang Shan bandit?
Evde eşkıya barındırmanın suç olduğunu biliyorsunuzdur.
Harboring bandits is a felony
Eşkıya barındırmak bir suçtur.
Harboring bandits is a felony
Eşkıya yüzünden iş yapamaz duruma geldik.
Since you think I can do the job
Ancak eşkıya için çalışan kim olursa olsun,
If he's working with the bandits
Yeteneksiz bir eşkıya tasarımlarımı katledemez!
I will not have my designs butchered by a no-talent Cossack!
Bu vahşetin ardında, Rif Berberilerin şefi ve eşkıya başı Mulay el-Resuli var.
The act of barbarous criminality appears perpetrated by Mulay el-Raisuli sherif of the Rifian Berbers and the last of the Barbary pirates.
Ama eşkıya ve suçlu da.
But he is a brigand and a criminal as well.
Ata binmeyi silah atmayı gırtlak kesmeyi ve eşkıya olmayı öğretecekler.
Teach us to ride shoot cut men's throats and be brigands.
- Eşkıya olan sensin! - Hayır efendim önce siz!
- How can I, you're the bandit!
# Eşkıya dünyaya anam, hükümdar olmaz. #
Bandits can't rule the world.
Bir eşkıya gibi dövüştün az önce pratik yaptığın zamankine benzemiyordu.
You fought like a thug just now Not like when you are practising
Köle, eşkıya, savaşçı ve kavgacıyız.
Slaves, bandits, fighters and brawlers.
Onlar eşkıya.
They're bandits.
- Eşkıya eşkıya.
- Eskiya, eskiya.