English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ F ] / Factory

Factory traduction Anglais

6,660 traduction parallèle
Bizim fabrikanın altında bulundu.
Found that under a building in my family's factory.
Fabrikanın altındaki kemikleri, yangını ve dönen adamları biliyorum...
I know about the bones under the factory, the fire, the men who returned.
Nehirdeki kemikler, sizin fabrika yangınının kurbanlarıydılar.
Those bones from the river, they were victims of a fire at your family's factory.
O zaman şilte fabrikasına gidebilirler.
Well, they can go to the futon factory.
Biraz K + A müziğinin vakti geldi.
Time for some C + C music factory...
bir olu adam bir de yasayan adam terkedilmis fabrikada birlikte bulundu.
One dead guy plus one live guy found in the same deserted factory.
Polise, fabrikanin icinde neler oldugunu soyledim.
I told the police down at the factory that I know them.
Sadece dokuzuncu portalin problemini cozmus, ki bu da beni o fabrikaya goturen problemin aynisi.
He only solved the Portal Nine problem, the same problem that sent me to that old factory last night.
Neden problemi fabrikaya birakmadi?
Why not just post the problem itself at the factory?
Eski bir fabrika opera salonuna dönüşebilir.
An old factory can become an opera house.
Charlie, bu buzlu çikolatanın yer fıstığı da... izleyen bir fabrikada yapıldığını okudum.
Charlie, I just noticed this frosting is made in a factory that has peanuts.
Dedeniz fabrikada çalışıyordu.
Your grandfather worked at the factory.
O fabrikada çekiç sallayan her adamın yüzünü hatırlıyorum.
I knew the faces of nearly every man who lifted a hammer in that factory.
Fabrika yangınında ölen o adamları diyorum.
Those men that died in the factory fire.
Çünkü er ya da geç, o fabrikayı hayata geçireceğim.
Because one way or another, I am gonna get this factory going again.
Bu fabrika sadece mobilya demek değil.
This factory isn't just about furniture.
Geri dönmek güzel, fabrikayı eski haline getirmek istediğinizi de duydum.
Feels good to be back, especially now that I hear you're getting the factory back on its feet.
Bakın, siz daha doğmadan önce ben o fabrikada çalışıyordum.
See, I used to work in that factory long before you were even born.
Fabrika arazisi tahmin ettiğiniz kadar değerli değil.
The factory land isn't worth what you think it is.
Ben sadece plastik fabrikasında çalışıyorum.
I just... I just work in a plastics factory.
Javier, Kirli John'dan 20 tane el yapımı cihaz aldı. Fakat Hayaletler, kasa fabrikasında sadece 15 tane kullandı.
Javier received 20 incendiary devices from Dirty John, but when The Ghosts hit the safe factory, they only used 15.
Belki de kasa fabrikasını basmaları bir deneme değil bir duyuruydu.
Maybe when they hit the safe factory, it wasn't a test run. It was an announcement.
Fabrika için tekrar anlaşmaya varıyoruz, ve bu işi yapabilmemiz için...
The factory deal is back on, and in order to make it happen...
Planladığımızdan biraz daha uzun sürebilir, ama er ya da geç, fabrikayı çalışır hale getireceğiz.
It may take a little longer than we had planned, but come hell or high water, we will get this factory up and running again.
Yanılmıyorsam fabrikada çalışıyordu.
Turns out he used to work in the factory.
Henry fabrika için yatırımcıyla konuşmuş.
Henry has been in talks with a potential investor in the factory.
Fabrikada mı?
In the factory?
Senin ve Henry'nin Fabrikayı yeniden faaliyete geçirmek gibi aptalca fikirleriniz varsa, başınıza gelebilecekleri hak ediyorsunuz demektir.
If you and Henry share some idiotic delusion that you can get the factory up and running again, you deserve everything that's coming to you.
1935'teki fabrika yangınını hatırlıyor musun, Henry?
! You remember the factory fire in'35, Henry?
Hayatımın yarısını fabrikada geçirdim.
I spent half my life in that factory.
Planlar fabrikanın yeniden yapıldığını söylüyor.
These blueprints show what was rebuilt at the factory.
Fabrika için bu insanları kurban ettiler.
They sacrificed those men for this factory.
Ben bu fabrikaya, alın terimi, kalbimi, her şeyimi verdim.
I gave everything to this factory... my sweat, my heart.
Oğlum ölü bulundu, ve üç saat öncesine kadar fabrikada olanları bilmiyordum!
My son was found dead, and I didn't know about it for three hours because of this factory!
Seni oraya ilk götürdüğümde bana söylediklerindi bunlar.
That's what you said to me the first time I took you to that factory.
Benim ailem senin fabrikanda bu kadar uzun çalıştı.
- Hey! - That's how long my family spent working at your factory!
O fabrika bizim hayatımızdı.
That factory was our life!
Fabrikanızda çekilmiş şu fotoğraftakiler çocuk değiller, değil mi?
This picture of your factory floor, those aren't children, are they?
Zamanında bitirebilecek bir yerel fabrika bulabileceğimizi söylemiştim.
I told you we'd find a local factory that would finish it in time.
Kara deliklerin devasa püskürtüleri bir yıldız fabrikası oluşturmak için gereken kıvılcımı yaratıyor.
THE BLACK HOLE'S COLOSSAL JET IS THE SPARK NEEDED TO CREATE A STAR FACTORY.
Ki Jae Myung'un bütün ailesi fabrikadaki patlamadan sonra ölmüş.
Ki Jae Myung lost all his family members from the factory explosion case.
Ki Ho Sang'a iftira atan üç fabrika işçisi varmış. Bu üç kişiden ikisi şu an ölü ve onların ölümlerinden sorumlu tutulan diğer işçi Moon Duk Soo şu an kayıp.
There are three factory workers who lied and framed Ki Ho Sang of false wrongdoing and two of those three workers are now dead and the suspect for their deaths, Moon Duk Soo, is now missing.
Bay Ki Jae Myung'un 13 yıl önce gerçekleşen patlamanın talihsiz kurbanı olduğu ortaya çıktı ve bu olay halkın ona daha fazla merak duymasına sebep oldu.
It was found out that Mr. Ki Jae Myung was an unfortunate victim of the tragic factory explosion accident that occurred 13 years ago and it has garnered him even more attention from the citizens.
Ki Jae Myung 13 yıl önce meydana gelen trajik fabrika yangınındaki kazanın talihsiz kurbanlarından biriydi. Ve bu durum vatandaşlar tarafından daha çok dikkat toplamasını sağladı.
It was found out that Mr. Ki Jae Myung was an unfortunate victim of the tragic factory explosion accident that occurred 13 years ago and it has garnered him even more attention from the citizens.
Tongsadong fabrikasında bir gaz tankerinin patladığı haberini aldım.
I got a call yesterday of a gas tank explosion at Tongsadong factory.
Akşam 19 sularında Han Nehri yakınındaki bir fabrikada patlama gerçekleşerek binayı çevreleyen büyük bir yangın meydana geldi.
An explosion erupted at a factory near the Han River around 7PM this evening followed by a huge fire which engulfed the building.
Evet, yangın Seul'deki Han Nehrinin yakınındaki fabrikayı yerle bir etti.
Yes, the fire erupted at a waste factory near the Han River in Seoul.
Yerle bir edilmiş fabrika mı?
A waste factory?
Şu fabrika...
That factory...
Dün beni gönderdikleri fabrika.
That's the factory I was dispatched to yesterday.
- Gaz tankeri patlamasının olduğu fabrika.
- The factory with the butane gas explosion.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]