Faithful traduction Anglais
2,321 traduction parallèle
Bu bayrak... şerefli Amerikan ordusunun hediyesidir... Ve Amerikan ulusu, kocanızın yaptığı şeyleri, hiçbir zaman unutmayacaktır.
This flag... is presented on behalf of a grateful nation... and the United States Army... as a token of appreciation for your loved one's... honorable and faithful service.
Diyor ki, onunla olduğun zamanların anısıyla bana karşı olan duyguların arasında kalmışsın.
She says that she can tell that you're torn... between being faithful to her memory... and the feelings that you have for me.
Çoğunlukla Tanrı'ya % 100 inandığımızı sanırız.
Very often we think we're 100 % faithful to God.
% 100 inançla ilgili vaazı hatırlıyor musunuz?
Remember our conversation about being "100 % faithful"?
"Eski sadık yaver, efendisinin dönüşünü bekler".
"Old Faithful Awaits His Master's Return".
Çünkü ben çağrıma sadığım.
I would do a good job, too, because I would be faithful to my calling.
Eskiden rahibeler o kadar inançlıydılar ki tanrıların gücünü aktararak ölümden döndürdükleri oluyordu.
In the past there were clerics so faithful that they could channel the magic of the gods to bring back the dead.
İlk aşkına sadık kaldığını söylüyorsunuz.
He stayed faithful to his first love, do you say?
O çocuk sadık kalırsa Ponyo sihir gücünü iade edip gerçek bir insan olabilir.
If the boy faithful. Ponyo can turn into a real human, in exchange with her magical power.
Ana cadde inananlarla doluydu.
The main drag was swarming with the faithful.
Sen de sadık olacağına söz vermiştin, lanet herif.
And you promised me you would be faithful, you son of a bitch.
- O Come All Ye Faithful...
- O Come All Ye Faithful...
Çok sadık bir müşterimizdir.
Indeed, she's a faithful customer.
İlk kurban, sadık devlet memuru, cesur polis yüzbaşısı Oswaldo Pontes, bir saldırıdan kurtulduktan sonra, dış görünüşünü şöyle tarif ediyor :
The first victim is a faithful public officer, the brave Police captain Oswaldo Pontes, who survived an attack, and warns of his appearance :
"İnsanı özellikle destabilize eden bir durumdur. Sadece üç grup buna dayanabilir sadıklar, hainler ve işbirlikçiler."
"It is a particularly destabilising situation which only three categories are able to bear, the faithful, the traitors and the collaborationists."
Sadık kalmak ister misin?
Want to stay faithful?
Sadık olacağımıza söz verdik, hatırla?
We promised each other to be faithful, remember?
Bana göre sadığım.
I'm being faithful in my way.
Gözlerim artık görmüyor fakat sadık şövalyelerimin asla dönmeyeceğinden de eminim.
I can no longer see, but I am absolutely certain my faithful knights will never return.
Diğer sadık şövalyelerim nerede söyle?
Now where are my other faithful knights?
Saygısızlık etmek istemem lordum ama sadık dostumuz Heybetli, bir avuç küle dönmüş.
With all due respect, my Lord, our faithful Granion is but a pile of ashes.
Hep ona sâdıktım.
I was always faithful.
Sayın Başkan, Koloni Filosunun Amirali ve Bayanlar, Baylar sizlere onurlu, sadık ve vefalı hizmetleriyle tanına Binbaşı Lee Adama'yı takdim ediyorum.
In recognition of honourable, loyal, and faithful service, Madam President, Admiral of the Colonial fleet, ladies and gentlemen, Major Lee Adama.
Sadık mı?
Is he faithful?
Bu çocuk sana sadık.
This boy is faithful to you
Yazdıklarınızı çok büyük bir bağlılıkla takip ediyorum.
And I'm a faithful reader of yours.
Bağlılıkla mı?
Faithful?
Her zaman sadık bir arkadaştın.
Always such a faithful friend.
Amerika Birleşik Devletleri başkanı ve deniz kuvvetleri komutanı adına oğlunuzun, ulusun birliği adına verdiği hizmetler karşılığında, lütfen bu bayrağı kabul edin.
From the president of the US and commandant of the marine corps and a grateful nation, please accept this flag as a token of your son's faithful service to his country. Semper Fidelis.
Amerika Birleşik Devletleri başkanı ve deniz kuvvetleri komutanı adına oğlunuzun, ulusun birliği adına verdiği hizmetler karşılığında, lütfen bu bayrağı kabul edin.
From the president of the US, the commandant of the marine corps and a grateful nation, please accept this flag for your son's honorable and faithful service to his country.
Böylece bir gün onları bulup işte ünlü seyyah leydi ve onun sadık dostu diyebilecekler.
"'that's the famous lady traveller and her faithful companion. "
Ve sizin de gördüğünüz gibi, eyaletin her yerinden inanan insanlar buraya akın etmiş durumda, her biri -
And as you can see, the faithful have arrived from all across the state, each and every one -
"Ve son olarak, aşkımıza ve vatanımıza sadık kal."
" and lastly, stay faithful to our love and our homeland.
Sadık köpeklerinden hiç ayrılmayan Muntz zeplini de onların rahatı için tasarlamış.
Never-apart from his faithful dogs, Muntz conceived the craft for the canine comfort.
- En azından o sadık.
At least he's faithful, Sam.
Evet, oldukça sadık, çıplak ve de sapık.
Yeah, well, he's faithful and he's nude and he's perverted.
Ben, Nelson Rolihlahla Mandela burada, Güney Afrika Cumhuriyeti'ne bağlı kalacağıma and içiyorum.
I, Nelson Rolihlahla Mandela, do hear-by swear to be faithful to the Republic of South Africa.
16.000 kilometre uzakta bile sevgilisine sadık beyefendi.
Mr. "Faithful to his girlfriend 10,000 fucking miles away from here."
Ona sadık kaldın mı Susannah?
Have you stayed faithful, Susannah?
Japonlar gerçekten de güvenilir müttefiklerdi.
The Japanese are faithful allies indeed.
Sadık dinleyicilerimiz, sona çok yaklaştık.
So, faithful followers,... the end is nigh.
İmkansız çünkü seni aldatmadım.
Impossible because I've been faithful.
Bu ganimet için, bana inanan tüm okuyucularıma teşekkürler.
Thanks to all my faithful readers for this loot.
Eski işime sadık bir şekilde geri döndüm.
I'm back, faithful to the position.
Fakat işin sana sadık kalamadı.
But the position was not faithful to you.
Vay anasını!
Old Faithful!
Ben de sadığım.
I'm faithful too.
İşte hükümetin sadık uşakları. Bugün, 1 Mart 1968.
Here's a faithful servant of the State, today March 1, 1968.
Eğer kaybolursa onların mesajları ve senin gibi dünyadaki inançlı insanlara iletmek istedikleri şeyler sonsuza dek yok olur. Bu...
And, if it's lost, their message that would mean so much to faithful people like yourself the world over, it would be gone forever.
İlk aşkına hep sadık kalmış.
He kept faithful to his first love even after she had been torn away from him.
Denizciler arasında "her zaman sadık" anlamına gelir.
It means, "always faithful" in the Marines.