Fall traduction Anglais
31,930 traduction parallèle
Terör gerçekleşir ya da büyük bir olay vuku bulursa ülke Gwangeunhwe'nin hakimiyeti altına girecek.
If the the terror come true, or if some big incident happen, the nation will fall under Gwangeunhwe's power.
Oyun parkı demirlerinden düşüş...
The fall from the monkey bars...
Seninle aşık olacağımı işte o an anladım.
And it was that moment I knew I would fall in love with you.
Ve sana aşık oldum.
And I did fall in love with you.
# Kelimeler beni başarısızlığa uğratıyor #
♪ Words fall through me ♪
Zamanında son kurbanımızı öldüren cinayet silahının sahibiydi, cinayet silahının çıkartıldığı alana erişimi vardı ve Gunther Holtzmann'ın suçu üstlenmesi için ona ödeme yapabilecek durumu vardı.
He was at one time in possession of the murder weapon used to kill our last victim, he had access to the site where the weapon was discarded and he had the means to pay off Gunther Holzmann to take the fall, so we need to talk to Cam.
Of! Bunlardan düşülebildiğini bilmiyordum.
Oh! Whoa. I didn't know you could fall off those things.
- Düşecek.
- He'll fall.
Erkekler aşık olmamaları gereken şekilde aşık olurlar.
Makes men fall in love when they shouldn't.
Ciddi misin ya?
Just don't fall into a monosyllabic depression because... Seriously?
Seni zehirleyebilirler, iyileştirebilirler, aşık da edebilirler.
They can poison you, heal you, make you fall in love.
Hadi ama, senin gibi bir ucubeye kim aşık olur ki?
I mean, come on. Who would fall in love with a freak show like you?
Birisi yenik düşecek.
One shall fall.
Biz gelip darlayana kadar bu intikam olayına devam etmek iyice aklına yatmıştı. Bizi görünce Leila'yı suçlamaya karar verdin. - Masum birini!
You had big plans to go on a vengeance quest until we came nipping at your heels, at which point poor Leila took the fall.
İşleyeceğim bir cinayetin suçunu üstlenecek adama ihtiyacın olduğumu söyleyeceğim.
Tell him I need a fall guy for a murder I'm gonna commit?
- Armut dibine düşmüş yani.
Guess the apple doesn't fall far from the tree.
Neden masum bir adam öldürmekle suçlandığı adamın kızına gülümsesin?
So, why would an innocent man smile at the daughter of a man he took the fall for killing?
Fields 16 sene suçsuz yere hapis yattı ama sonra birden fikrini mi değiştirdi?
What, Fields serves 16 years as a fall guy and then suddenly has a change of heart?
- O olmadan dava düşebilir.
I mean, without him, the entire case could fall apart.
Davalının başında olduğu hapishanedeki kontrolü ele geçirmiş olan rus mafyası için 90'ların sonundan beri suçları üstelenecek adamlar bulduğunu itiraf etti.
He confessed that he routinely provided fall guys for the Russian gang that runs the prison where the defendants worked since the late'90s.
Yine de düştüğümüzde babamız bizim için orada olacaktır.
And yet, we need "our Father"... to... be there when we fall.
Görmezden gelinmenin ne demek olduğunu iyi biliyorum.
I know first-hand what it's like to fall through the cracks.
Birkaç yıl önce Moriarty olmadan grubunun da dağılacağını düşünüyordum.
Several years ago, I anticipated that, without Moriarty, her group would fall apart. I was mistaken.
Armut dibine düşermiş, değil mi Cam?
Apple doesn't fall far from the tree, does it, Cam? Huh?
d Used to issue out a warning d d She'd say d d Billy, don't you run so fast d d Might fall on a piece of glass d d Might be snakes there in that grass d
♪ Used to issue out a warning ♪ ♪ She'd say ♪ ♪ Billy, don't you run so fast ♪
Er Ryan'ı Kurtarmak filminin başında anneleri bayıltan herifler gibi olursun.
You're the guys at the beginning of Saving Private Ryan who make the moms fall down.
piyasaların küçülme tehlikesi söz konusu
the market will fall once you've taken your investment.
- Çok kötü düşmüş.
- That's a nasty fall.
Vietnamda bir tapınak Saigon yenilmeden hemen önce, büyük bir Buda heykelini eriterek altını aldılar.
There is this temple in Vietnam where just before the fall of Saigon, they melted all their gold into a single statue of Buddha.
Her ihtimale karşı, Sen... düşersin.
Just in case, you do... fall in.
Umarım düşersin, koca oğlan.
I hope you fall, big guy.
İnsanların uyumasını bekleyip, işini halletmek yerine böyle yapabilirsin.
Rather than wait for people to fall asleep, so you can just help yourself.
Düşüşe geçmeden önce her şeyin mükemmel olduğu o anda.
You're in that moment where everything is perfectly still... right before you're about to fall.
Daha kaç kere bu tuzağa düşeceksiniz?
How many times are you people gonna fall for this?
Swagger üçüncü kattan düştü ve yaşıyor.
Swagger survived a three-story fall.
Yemin ederim o minik ellerin bana değerse uykuya dalarım ve başım belaya girer.
I swear to God, if your little baby hands touch me, I'll fall asleep and I'll be in a lot of trouble.
Komuta geri çekilmemiz gerektiğini söylüyor ve iletişimi bekle -
Control says we should fall back and await comm...
Bak, yine hasta olmak istemiyorum.
Look, I don't want to fall sick again.
Ve kim seni sevmez ki?
And who wouldn't fall in love with you.
Akıllı davranmaya devam ettikçe, daha hızlı düşecek.
The smarter he acts, the faster he will fall.
Biz sana bir rüya gösteriyoruz, ve sen de buna inanıyorsun.
We show you a dream, but you fall for it.
Taş düştüğünde mi oldu?
Was it got in the rock fall?
Zor zamanlar geldiğinde, birçok arkadaşım ortadan kayboldu.
When hard times come, many friends fall away.
Kışın geçmesinden sonra, göçüğü çıplak ellerimizle temizledik ve yeniden çalıştırdık.
We kept her going through winter, and with our bare hands we reopened her after a catastrophic rock fall.
Ki stratejik önemi olan Kolombiya kaynakları ve gelirleri yanlış ellere geçmesin.
And that strategic Colombian resources and revenue streams... don't fall into the wrong hands.
Elçi bey, ben insanların iki kategoriye ayrıldığına inanırım :
Mr. Ambassador, I believe people fall into two categories, basically :
Tahminimce siz inanç tarafındasınız.
I'm guessing that you fall on the faith side.
Bence... Her şey senin gittiğin gün paramparça olmaya başladı.
I think... that everything started to fall apart the day you left.
Sırılsıklam aşık olmamızı da isteyen bu
That wants us to fall in love
Fark, Şu an Mikkei düşüşte.
Right now, Mikkei is set to take the fall.
- Suçu üstlenmiş.
- He's a fall guy.