Fantastic traduction Anglais
11,364 traduction parallèle
Kızarmış yumurtayı mükemmel yapıyorlar.
Pickled eggs here are fantastic.
Ve şahane bir eşin ile iki müthiş çocuğun vardı.
And you had a fantastic wife and two amazing kids.
Hemen şu köşeyi dönünce harika bir Szechuan mekânı var.
There's a fantastic Szechuan place around the corner.
Bununla ne propaganda yapılır ama.
What a fantastic way for propaganda.
Kesinlikle harika bence.
I absolutely think it is fantastic.
Tamamdır, fevkaladenin fevkinde bir gün geçirin, Bayan Valdes.
Okay, well, you have a most fantastic day, Miss Valdes.
Fevkalade.
Fantastic.
Fevkaladenin de fevkinde.
Even more fantastic.
Dokunsal geri bildirimi harika.
The tactile feedback is fantastic.
Eğer fantastik bir erkek arkadaşım varsa deli insanlar gibi davranıyorum. Neden ondan ayrılmak istedim ki?
I'm here to talk about Guy, who is nothing if not a fantastic boyfriend, and I'm just acting like a crazy person.
Harika değil mi?
Isn't that fantastic?
Harika!
Fantastic!
Süper.
Fantastic!
- Bu olağanüstü, süper bir şey ama.
That's fantastic, though.
- Bu olağanüstü.
That's fantastic.
Şu denizcilik sektörü kulağa gerçekten de fantastik geliyor.
Oh. The shipping industry sounds absolutely fantastic.
Harika.
That's fantastic.
Harikaydınız!
That was fantastic!
Dostum, acayip şahane görünüyorsun.
Man, y... you look friggin'fantastic.
Evet, harika.
Yeah, fantastic.
Bu, Red Hook'tan fantastik bir vişneli turta.
This is fantastic cherry pie from Red Hook.
Harika.
Fantastic.
Harika bir histi.
Oh, they felt fantastic.
Her şey harika kokuyor.
Everything smells fantastic.
Harika.
Oh, fantastic.
Manyak kokuyor.
It smells fantastic.
- Bu harika, hayatım.
That's fantastic, honey.
Süper düşünmüşsün.
It's fucking fantastic.
- Harikulade burası.
Oh, this is fantastic.
Pekala, Whit. Seni beklemiyorduk ama buradasın. Ne şahane.
Okay, Whit, I didn't expect you, but you're here, so fantastic.
Hangisi daha kötü bilmiyorum. Şu fantastik birinci sınıf suitleri mi yoksa bu boktan motel odası mı?
I'm not sure which is worse, those fantastic freshmen suites, or this shitty motel room.
Hepiniz harikaydınız, gerçek profesyoneller gibi!
You were all fantastic, real pros!
Kedi, buradaki herkes harika!
Puss, everyone here is fantastic!
Bazen geceleri uyanıp, kendi kendinize düşünmüyor musunuz "Bu gemide muhteşem olduğumu düşünen bir sürü Scientologist'le birlikteyim..."
Don't you wake up sometimes in the middle of the night and think to yourself, "well, I've been on this ship with a whole lot " of scientologists who believe I'm fantastic... "
Muhteşem olduğumu düşünmüyorlar.
They don't believe I'm fantastic.
Angela, ne yapıyorsun bilmiyorum ama muhteşem görünüyorsun.
Angela, I don't know what you're doing, but you look fantastic.
Harika görünüyorsun.
You look fantastic.
Harika görünüyor... senin üzerinde... bir kanepede değil.
It looks fantastic... on you... not a couch.
O harika biri.
- # for you # - Okay, she's fantastic.
- Bu harika!
- Ah! That's fantastic!
- Harika!
- Fantastic!
Bu harika!
Oh! That's fantastic!
- Harika kokuyor.
- It smells fantastic.
Çardağımızı yapan marangoz iyiydi.
We have a fantastic carpenter who did our gazebo.
- Bu olağanüstü!
That's fantastic!
- Harika olacak.
It's going to be brilliant, it's going to be fantastic.
Bu harika.
That's fantastic.
- Bu harika bir fikir.
- That's a fantastic idea.
Bu benim için büyük bir zevk ve onur işte karşınızda inanılmaz, eşsiz, fantastik ve biricik Nina Simone.
Tremendous pleasure and honor to welcome the incredible, unique, and fantastic, one and only Nina Simone.
Şahane!
Fantastic.
Şahane.
- Oh, well, that's fantastic.