Fanî traduction Anglais
378 traduction parallèle
Bir fani mi?
Is it a person?
Yüce Tanrım, Kutsal Babamız biz zavallı fani kullarını o yüce makamında oturup izlerken. lütfen zaaflarımızı bağışla.
O God, our Father, as you sit on high and look down on us poor mortals, forgive our frailties.
# Ne güzel olur fani ruhlarınız arınsa.
Once your mortal souls are shriven
İnsan şu fani dünyada diğer insanlarla yaşamayı bilmelidir.
A man ought to live in a world with other folks.
Yalnız fani bir zihniyet için sevilmek, kim bilir ne ıstırap içinde bırakmıştır seni.
How you must have suffered. For you saw how frivolous I was.
Ayrıca, bu parti ona senin fani paranla kaça mal olmuştur?
And yet, what does this party cost him in your mortal money?
Fani!
Mortal!
Baban bu fani dünyadan çoktan göçtü.
Your father has already departed this transient life.
Heyhat! Hiç şaşmam, ne de olsa fanisiniz! Hangi fani korkmaz böyle iblisten!
Alas, I blame you not, for you are mortal... and mortal eyes cannot endure the devil.
Kralın fani bedenine gücün yetti ama ruhunu ele geçiremezsin, onun için yok ol!
Thou hadst but power over his mortal body... his soul thou canst not have, therefore be gone.
Şu fani dünyada çok az zamanımın var.
We have so little time in our brief mortal span.
" Tanrım fani ya da ebedi işte ölüyorum bu dünyaya ya da... kendime ait olmak yerine sana ait olmak için çabaladım durdum Ama bunun önemi yok :
O Father... mortal or immortal... here I die. I have striven to be thine... more than to be this world's... or mine own.
Dediğin gibi, hayat fani.
Like you say, life is ephemeral.
Her fani ameline bakıp kendini günahkâr bulana kadar soru sormamalı.
Question not a man until thee has examined his actions and found them sinful.
Kraliyet mumyası, Prenses Ananka'nın fani bedeni.
Y : i
Fani gözlerin bakmaması gerekeni gördüm.
I seen the like tonight that mortal eyes shouldn't look at.
Fakat unutma ki bu fani hayatta tekrar karşına çıkamayabilecek... bir fırsatla karşı karşı karşıyasın.
But remember, you are weighing an opportunity that may never come again. Out of His eternal time...
Fani hayatlarımız hakkındaki hislerinden konuştuk.
He spoke with feeling about the fleeting nature oflife.
Fani dünyanın işleri, Rasta.
All in a day's work, Rasta.
Ayrıca, ordularım var ve hiçbir fani elin beni yok edemeyeceği gerçeği.
Besides, there are my armies and the simple fact that no mortal hand can destroy me.
Sezar'ın içindeki tanrısallık fani boş inançlardan önce gelir.
That such divinity that was in him ran before mortal superstition?
Ey sadık yıldız bana ne zaman daha fani bir görev vereceksin bütün bunlardan uzak ebedi kesinliğin mabedi senin kendi bölgende?
O faithful star... when will you give me an appointment less ephemeral, far from all this, in your own region of perennial certitude?
Bu fani umudu taşıyordum...
I had this fleeting hope...
Ay sonunu unutun! " " Fani, madem bir gün öleceksin, işte o gün geldi! "
If you must die, die in beauty.
Şu fani dünyada zevklere sırt çevirmemek gerek.
Too bad to refuse such a treat.
Elbise ve vücut temizliği sadece fani şeyleri düşünen insanlara yakışır...
cleanness of the body and the clothes fits to men of the world...
Fani zeka sonsuzluğu anlamaz,... ve Tanrı'dan gelen ruh sonsuzdur.
The finite mind cannot comprehend infinity, and the soul which comes from God is infinite.
Çünkü Yüce Kilise'nin idaresini, fani bir insan... bir yasa çikarıp kendi üstüne alamaz.
The supreme government of which no temper able person... may by any law presume to take upon him.
Mukavva askerimiz de nihayetinde bir fani.
So our little cardboard soldier is a mortal, after all!
Bu adamın ruhunun derinliklerine baktım ve içinde kocaman bir boşluk gördüm. Korkunç gerçeği ortaya çıkartacak ne bir ruh ne de insani bir kıvılcım var onda. Ne de fani insan için çok önemli olan erdemden zerre kadar bile yok bu canavarda.
I have looked into the depths of this man's soul and I have seen a gaping void within, to reveal the awful truth, he has no soul at all, no human spark, not even the merest speck of morality so dear to mortal man does this monster possess.
Tartışmayacağız, fani.
We shall not debate, mortal.
Bir adamın fani bedenine zarar veriyorsunuz.
You ruin a man's mortal insides when you do that.
Artık bu fani dünyaya ait değiliz.
We don't belong to the mundane world now.
Bugün burada Millard Frymore'un fani bedenini gömmek için toplandık.
We are gathered here today to consign the mortal remains of Millard Frymore.
" Bu fani ömür sona erdiğinde, ilelebet beraber olacağız.
When this fleeting life is done we will be together forever
Unutma bu fani ömür sona erdiğinde, ilelebet beraber olacağız.
Remember... When this fleeting life is done, we will be together forever
Bu fani dünyadaki yaşamı son bulmuş olabilir ama biz müziğini hâlâ duyabiliyoruz.
His life may be over for now, but we can still hear it.
İki kadına aşık bir adam erişilemez bir tanrıça ve fani bir kadın.
A man has two loves : An unattainable goddess... and a mortal woman.
Fani kadını, Lillie Langtry'e taptığından iki misli fazla seviyor.
And he loves the mortal woman twice as much... for having worshipped Lillie Langtry.
Zavallı bir ruh fani bedeninden ayrılıyor.
Some poor soul leaving his mortal body.
Bizler senin fani kullarınız.
We, thine unworthy servants.
Fiziksel güzellik geçiyor. Fani bir iyelik.
Physical beauty is passing, a transitory possession.
Çünkü o ölüm uykusunda, Şu fani bedenden sıyrılıp çıktığımızda,, Göreceğimiz rüyalar bizi duraksatır ister istemez.
For in that sleep of death what dreams may come when we have shuffled off this mortal coil, must give us pause.
Nehir kenarındaki, rıhtım boyundaki Clichy Meydanı'nın yağmurda ıslanan kaldırımlarındaki binlerce ve binlerce sessiz nöbetçi okyanus hayallerine dalarak deniz serpintisini, setleri aşan dalgaları deniz kuşlarının tiz çığlıklarını bekliyor, fani insanlar.
They are thousands upon thousands, posted like silent sentinels by the river, along the embankments, all over the rain-washed pavements of Place Clichy, mortal men fixed in ocean reveries, waiting for the sea-spray, for the breaking waves, for the raucous cries of the sea-birds.
İnanç ilkeleri, fani şüphelerden üstündür.
The tenets of faith transcend mortal doubt.
Tanrı'nın selameti tüm fani çekişmelerden üstün olduğundan kalplerimizi İsa Mesih adına esirge.
For the peace of God is higher than all mortal coils...
Ve fani sözlerimizi.
The language humans speak and think.
Aşkım, gel bugün. Her şey fani bu hayatta.
Come, my love, come today, where everything in life is fleeting.
"Şimdi görüyoruz ki, sen fani yaratılıştan üstünsün."
"We sea now that you are superior to mortal nature."
Benim yaptığım gibi, bir fani kılığına girip, konuşmuş olabilir sizinle.
Perhaps he appeared to you in mortal guise as I do.
Fani kılığına büründüğünüz için.
Well. it's your mortal disguise.