English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ F ] / Faraday

Faraday traduction Anglais

513 traduction parallèle
- Faraday.
- Faraday.
- Helen Faraday.
- Helen Faraday.
- Bayan Faraday'ı gördünüz mü?
- Have you seen Mrs. Faraday?
- Hayır, görmedim.
- No, I didn't see Mrs. Faraday.
Biz yürüyüşe çıkıyoruz Bayan Faraday.
We're going for a walk, Mrs. Faraday.
İki hafta Bay Faraday.
Two weeks, Mr. Faraday.
Sen, Helen Faraday'sın!
You're Helen Faraday!
Doğrusu, iyi bir nedenim var Bay Faraday.
As a matter of fact, I have, Mr. Faraday.
Yok. Bana bak Faraday.
No.
Helen'le evleneceğim.
Look here, Faraday. I'm going to marry Helen.
Buna ne dersin, Faraday?
How about it, Faraday?
İstersen Bayan Faraday'a söyle, ben otele dönüyorum.
Tell Mrs. Faraday, if you will, that I'm going back to the hotel.
Geçen sezonda Faraday'ı nasıl yendiğinizi izledim.
Oh, sure. I saw you blast Faraday right off the court in South Orange last season.
Ünlü Faraday Ödülü de dâhil olmak üzere çok sayıda ödül aldı.
He received numerous awards, including the famous Faraday prize.
J T Faraday'i görmeye,
To see J T Faraday,
Dr. Kingsbee, Röntgen 1'den Dr. Faraday'ı arayın.
WOMAN [ON PA] : Dr. Kingsbee, call Dr. Faraday in X-ray 1.
Dr. Kingsbee, Röntgen 1'den Dr. Faraday'ı arayın.
Dr. Kingsbee, call Dr. Faraday in X-ray 1.
Barod A.K.'de çalışacak mı? Hayır, hayır.
Will she be working in the Faraday cage?
Fakat Micheal Faraday hiç yaşamamış olsaydı hala atalarımızın 17. yy'da yaşadığı gibi yaşıyor olabilirdik.
But if Michael Faraday had never lived, we might still be living as our ancestors did in the 17th century.
1791'de Londra'nın varoşlarındaki sefil bir evde Michael Faraday doğdu.
In 1791, in a squalid slum in the suburbs of London, Michael Faraday was born.
Tarih kayıtlarında Michael Faraday'ın bir daha okula gittiği yazmamaktadır.
History does not record that Michael Faraday ever attended school again.
Faraday ailesinin kökten Hıristiyan inancını içten benimsemişti.
Faraday took his family's fundamentalist Christian faith to heart.
Ciltçide yıllarca çalıştıktan sonra artık 21 yaşına gelen Faraday daha geniş bir dünyaya açılmak istedi.
After years of working in the bookbindery, Faraday, now 21, yearned to escape to a larger world.
Faraday alkışlamak yerine notlar almakla meşguldü.
Faraday was too busy taking notes to applaud.
Faraday, Davy'nin derslerini yazıya döktü.
Faraday created a transcript of Davy's lecture.
Ama Faraday, buradan bir şey çıkmasını umuyordu.
But Faraday hoped something would come of it.
Bir kimya deneyi dünyaca tanınmış bilimci Humphry Davy'nin suratında patlayınca büyük zahmetlerle derslerini kopyalayıp ciltleyen delikanlı Faraday'i hatırladı.
When a chemical experiment blew up in the face of the world-renowned scientist Humphry Davy, he remembered Michael Faraday, the lad who had gone through such lengths to copy down and bind the transcript of his lecture.
Faraday kendisini Davy için vazgeçilmez kıldı.
Faraday made himself indispensable to Davy.
Geçici iş kalıcı olmuş Kraliyet Enstitüsü de Faraday'in ömürlük evi haline gelmişti.
The temporary job became a permanent one, and the Royal Institution became his lifelong home.
Ortalığı topladıktan sonra, Faraday, istersen sen de şansını bir deneyebilirsin.
After you've tidied up, Faraday, you might see what you can make of it.
Davy, genç asistanından olmak pahasına biraz eğleniyor olabilirdi ama Faraday'in fitili ateşlenmişti.
Davy may have been having a bit of fun at the expense of his young assistant, but Faraday was on fire.
Faraday derhal deneyi tasarlamaya girişerek fazla zamanının her anını bu soruna ayırdı.
Faraday immediately set about designing the experiment, devoting every moment of his spare time to the problem.
Başarılı olması halinde, sonsuz büyüklükte, görünmez ve henüz keşfedilmemiş bir elektronlar ordusunu insanlığın ellerine bırakabilecekti.
If Faraday succeeded, he would be putting an infinitely large, invisible, and as-yet-undiscovered army of electrons at the command of human whim.
Michael Faraday'in laboratuvarındaki o sevinç dolu anda filizlenen tüm o iş kollarını, endüstrileri, teknolojileri ve yaşam biçimlerimizi hayal etmeye çalışın.
Try to imagine all the businesses, industries, technologies, transformations of the way we live that have their beginnings in that ecstatic moment in Michael Faraday's laboratory.
Faraday'in icadının haberleri hızla yayıldı ve Davy'nin asistanı birdenbire Londra'nın gözbebeği oldu.
News of Faraday's invention spread quickly, and suddenly, Davy's assistant was the toast of London.
İnsanlar artık onun en büyük keşfinin Michael Faraday olduğunu söylüyordu.
Now people were saying that his greatest discovery was Michael Faraday.
Davy, Faraday'in yakın zamanlarda bir daha sivrilmemesini garantiledi.
Davy made sure that Faraday wouldn't be making any more headlines anytime soon.
Öyleyse öğrenirsin, Faraday.
Then you will learn, Faraday.
Ama Faraday, hiçbir başarı gösteremeden dört yıl çabaladı.
But Faraday struggled for four years without any success.
Ne kadar çabalarsa çabalasın Faraday, Joseph Fraunhofer'ın yıllar önce keşfettiği şeyi çözemiyordu.
No matter how hard he tried, Faraday could not figure out what Joseph Fraunhofer had discovered years before.
Faraday'in kavrayamadığı şey, teleskoplar için kusursuz optik camların yapımının bir bilim olduğu kadar bir zanaat de olduğuydu ve Bavyera'daki ustalar da sırlarını kilitli kapılar ardında tutuyordu.
What Faraday failed to grasp was that casting perfect optical glass for telescopes was a craft as well as a science, and the masters in Bavaria kept their secrets under lock and key.
Faraday onların sırlarını hiçbir zaman öğrenemedi.
Faraday never did learn their secret.
Davy'nin ölümü bu verimsiz projeye son noktayı koymuş kenar mahallenin delikanlısı Faraday ise Laboratuvar Yöneticisi olarak onun yerine geçmişti.
Davy's death finally brought an end to this fruitless project, and Faraday, the boy from the slums, succeeded him as Director of the Laboratory.
Faraday, ilk Noel derslerinden birinde kontrolündeki yeni güçleri sergileyerek seyircilerini büyülemişti.
At one of the first Christmas lectures, Faraday enchanted his audience with displays of the new powers that were at his disposal.
Michael Faraday'in ise farklı bir bakış açısı vardı.
But that's not how Michael Faraday saw it.
Faraday, dünyayı ve insanların yaşamlarını değiştirmeye devam ediyordu fakat sonra bu emsalsiz deha, ansızın bir hastalığa yakalanır.
Faraday was continuing to change the world and the way people lived, and then, suddenly, an illness attacked his incomparable mind.
Faraday 49'undayken, şiddetli hafıza kaybı ve depresyonla mücadele etmeye başladı.
When Faraday was 49, he began to battle severe memory loss and depression.
Faraday elektriksel ve manyetik deneylere kendini o kadar kaptırmıştı ki mıknatısın etrafında görünmez kuvvet alanı olan bir boşluk tahayyül etti.
Faraday had immersed himself so deeply in electrical and magnetic experiments that he came to visualize the space around a magnet as filled with invisible lines of force.
Bay Faraday?
Mr. Faraday?
Adım Wilson, Bay Faraday.
My name's Wilson, Mr. Faraday.
Faraday yetki sahibi olur olmaz daha önce görülmemiş bir şey yapar.
Faraday used his new authority to do something unprecedented- - a series of annual Christmas lectures on science for the young...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]