English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ F ] / Fauré

Fauré traduction Anglais

49 traduction parallèle
Senin yeni şartlı tahliye memurunum. - Müfettiş Fauré'nin yerine geldim.
I'm your new probation officer replacing Inspector Fauré.
'ın yeni X-Blade bıçak... Fauré olmak son silah bu eller tarafından.
's new X-Blade knives... latest weapons to be Fauré by these hands.
Acil bir hava durumu uyarısı yapmak üzere Fauré'nin Requem eserini yarıda kesiyoruz.
We interrupt "The Favre Requiem" to bring you a severe weather warning.
Sadece Fauré ile aynı tempoyla çaldığımızı düşünüyorum.
I just think that we're taking a similar approach tempo wise um, to the Fauré.
Hatta Fauré ile başlayalım, tamam mıyız?
Uh, in fact, let's start with the Fauré, shall we?
Sen görgüsüz ve aptalsın, Bay Faure.
You're a boor and a fool, Monsieur Faure.
Bay Faure, Yahudilerin Fransa'nın düşmanı olduğunu söylüyor.
Monsieur Faure says Jews are the enemies of France.
Düşünsene : Blum, Herriot, Edgar Faure ve Pompidou.
Think of Blum, Herriot, Edgar Faure and Pompidou.
Ayrıca şehrimizdeki çevre düzenini sağladıklarını da biliyorsunuz.
Mrs Faure is also with our city parks department.
Ben bu çiftin o adam gibi sıra dışı şeyler yapacağını sanmıyorum.
Mrs Faure is a horticulturist. That's in her favour.
- İyi akşamlar Bayan Forey.
Evening, Mrs Faure.
- İyi geceler Bayan Forey.
- Good night, Mrs Faure.
- Bayan Forey.
- Mrs Faure? - Yes.
- George Forey'le konuşmak istiyorum.
I want to speak with Georges Faure.
George Forey sorun demek.
- Georges Faure is trouble.
- Bayan Forey'i görmek için geldim.
- I'm to see Mrs Faure.
- Bay Forey.
- Mr Faure.
- Bay Forey mi?
- Mr Faure? - Yes.
- Bayan Forey'le konuşabilir miyim?
- May I speak with Mr Faure?
- Ben Bay Forey.
- This is Mr Faure.
Evlenmeden önce nerede yaşıyordunuz?
Where did you live, Mr Faure, before the marriage?
Fransızca biliyor musunuz Bayan Forey?
- You speak French, Mrs Faure?
- Siz devam edin Bay Forey.
Do go on, Mr Faure.
Bu eski bir dostum, George Forey. Bu da arkadaşım Louren.
Georges Faure, this is Lauren Adler.
Bay Forey.
Oh, Mr Faure!
Çocuklarım! Bay Forey'le tanışın.
Kids, meet Mr Faure.
Bay Forey'in ne yaptığını sordular.
They said, does Mr Faure do this and that?
Ve Bayan Forey'in Afrika'ya gidip gitmediğini sordular.
And about Mrs Faure, did she go to Africa and so on?
Bayan Forey mi?
Mrs Faure?
Bu George Forey. Paris'ten.
This is Georges Faure... from Paris.
Yaşayan bir Fransız besteci.
Georges Faure, a leading French composer.
- Difoy'la bir akrabalığın var mı?
- Any relation to the Faure? - Who?
- O da kim? Difoy. Gabriel.
The Faure, Gabriel.
Ve şimdi George Forey.
Georges Faure.
Evimize her gün bir besteci gelmiyor.
It isn't often we have a Faure in the house.
Siz buraya girin Bay Forey.
You wait in here, Mr Faure.
Ve Bayan Forey, beni izleyin.
Mrs Faure, follow me.
Bildiğiniz gibi evliliğinizi gözden geçiriyoruz.
Mr Faure, as you know, we have doubts... that your marriage is bona fide.
Adınız Bronte Mitchell Forey mi?
- Your name is Bronte Mitchell Faure?
İyi günler Bayan Forey.
Good morning, Mrs Faure. Mr Faurejust stopped by.
Gitme zamanı Bay Forey.
It's time to go, Mr Faure.
La Cassagne-Felix Faure sapağındaki sokak görüntülerini alır mısın?
Can you get the CCTV tapes of the La Cassagne-Felix Faure corner?
Hayır, Gaston Plante ve Camille Faure'e teşekkür et. Onlar olmasa akün olmazdı.
No, thanks to Gaston Planté and to Camille Faure, because, without them, you have no battery.
Faure istemedim kitle imha silahları.
I never wanted to Faure weapons of mass destruction.
klanlar arasındaki savaş çıktı... ama bana onun koymak basınç Daha fazla silah Faure.
war between clans broke... but his put pressure on me Faure to more weapons.
Ben Faure gun Çünkü O senin babanı öldürdü.
Because I Faure gun that killed your father.
Ben sakat kaldım Ama yardım edeceğiz Ben Faure büyük silahı.
I was crippled But if you'll help I Faure greatest weapon.
Cannes'a geldikten sonra her sabah erkenden kalkar Felix Faure Caddesi boyunca yürür, çiçek satıcılarını buza yatırılmış istiridyeleri boşaltan balıkçıları geçer ve aynı kafede, aynı masaya oturur, rezalet bir Fransızcayla bir sütlü kahve, bir Perrier ve bir kruvasan sipariş ederim.
I always wake up very early in the morning after I arrive. I walk down the Rue Félix Faure, passing the flower sellers, the fishmongers unloading iced oysters, and at particular cafe, at a particular table, I order, in shameful French, a cafe au lait, a Perrier, and a croissant.
Faure ve Britten'e çalış.
Focus on the Faure and the Britten.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]