Fico traduction Anglais
61 traduction parallèle
Bu varoşun tarihindeki en korkunç dönem
The period m? S terror? Fico of this area.
Bağırsaklar için çok iyi.
Fico for the colon.
- Fico, Gordon'u hemen öldüreceğim.
- Fico, I'm going to kill Gordon now.
FICO'n 28'ken asla vermezler.
Not with a FICO of 428.
7-40 bir belge6.
Seven-forty FICO.
Sen hangi taraftasın, Fico?
Where do you stand, Fico?
Sana şunu söyleyeyim, Fico.
Let me tell you something, Fico.
- Sen 6'yı 3 geçe geldin, Fico.
And it is 6 and 3 minutes, Fico.
Fico, birbirimizi ilkokuldan beri tanıyoruz.
Fico, we've known each other since we were in prep school.
Fico, sen şimdi kardeşini atıyorsun.
Fico, you're pitching for your brother now.
Fico, Fidel bana gözkulak olacak.
Fico, Fidel's gonna take care of me.
- Evet. Fico, seçme şansım yok.
Fico, I have no choice.
Size Federico mu, Bay Fellove mi yoksa Fico mu diyeyim?
Mr. Fellove, or Fico?
Fico, bana yardım et.
Fico, help me.
Söz ver, Fico.
Promise me, Fico.
Fico!
Fico!
Fico, eğer bir şey olursa, onun yanında olmak isterim.
Fico, if something happens, I want to be there... for him. So do I.
Fico, konuş benimle.
Fico, talk to me.
- Fico!
Fico! Fico!
Fico!
Braulio.
Bu sene bizim sene, Fico.
You know, this is our year, Fico.
Burada hücre yok, Fico.
There are no cells, Fico.
Buraya gel.
Fico.
Fico, biz birliğe bağlıyız.
Fico, we're in the union.
Biraz da iş. Fico'nun sarayında güzel bir müzikal yapabilirsin!
Very nice musical you could open right here in Fico's Palace.
- Merhaba, Fico.
Hello, Fico.
Her şey yoluna girecek, Fico.
We'll be fine, Fico.
Fico New York'a gidiyor. Eğlence işine girecek ve muhtemelen ben de gideceğim.
Fico is going to New York City... the Mecca of show business... where I'm gonna be headin for eventually.
Fico, birçok kez olduğu gibi orada da kollarını açıp bizi hoş karşılayacaksın.
Fico, I know you're gonna be there to welcome us with open arms as you have so many times in the past.
"Sonsuza kadar" çok uzun bir zaman, Fico.
Forever is a very long time, Fico.
Fico, dur!
Fico, wait.
Fico, şunu düşündüm.
Look, Fico, I've been... I've been thinking.
Biliyor musun... Fico Fellove'yi böyle mutfakta çalışırken görmek beni rahatsız ediyor.
You know, it bothers me to see you, Fico Fellove, working in the kitchen.
Teşekkürler, Don Fico.
Thank you, Don Fico.
Evet. Ona Fico diyorlar.
They call him Fico.
Yo, eminim onu Fico diye çağırıyorlar.
No, I'm pretty sure they call him Fico.
Ama bu şey Fico Vasquez ile ilgiliyse dikkatli olmanı istiyorum lütfen.
But if it has anything to do with Fico Vasquez, you have to be careful, please.
Fico Vasquez.
Fico Vasquez.
Kamyon Fico'nun evine üç kilometre mesafedeki alana hiç yaklaşmıyor.
The truck never goes within a 3-mile radius of Fico's house.
Fico'dan uzaklaşmak için mi diyorsun?
You mean, to avoid Fico?
Fico'nun yengesi.
Fico's Aunt.
O biberlerden herhangi biri alırsa direkt Fico'nun kulağına gider.
Anyone buys those Chilis, Fico's alerted immediately.
Öldürdüğün adam Fico'nun kuzeniymiş.
The guy you killed is Fico's cousin.
Fico, bunu halledebiliriz ha?
Fico, we can work this out, hmm?
Bu Fico'dan.
It's from Fico.
Tabii var ama bu yüzden onu suçlayamayız.
Fico? S? , but?
- Sakin ol, Fico.
Calm down, Fico.
- Bana Fico diyin.
Call me Fico. You can call my Meyer.
Gidelim, Fico.
Let's go, Fico.
Yeniden başlayabiliriz. Fico, ülkeme karşı bir görevim var.
Fico, I have a duty to my country.
- Ben gidiyorum, Fico.
Good night.