English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ F ] / Flats

Flats traduction Anglais

620 traduction parallèle
20 yıl önceki sahneleri kullanıyorsun. Ahşap perdeler, tabanlar.
You're using the same scenery you used 20 years ago, wood wings and flats.
Bir tarafta, her yanı sarmış polisler... Diğer tarafta, Indiana'da yetişmiş ve şu an... Amerika'nın en yüksek dağının zirvesinde ölümü bekleyen asi bir gangster!
The stern-faced officers waiting for the kill... and up above a defiant gangster from a simple farm on the flats of Indiana... about to be killed on the highest mountain peak in the United States.
Bizim gibiler apartmanlarda yaşar.
People like us live in flats.
Lastik tamiri yapabilir misin?
I suppose you can fix flats?
Paradise Flat'e gittim oradan geliyorum.
I just went down to Paradise Flats.
Paradise Flat gerçek bir şehir olacak, küçük bir...
Paradise Flats will become a real town instead of...
Dinle, birkaç gün iş nedeniyle burada Paradise Flats'de olacağım.
Listen, I have to be in Paradise Flats... a few days on business.
Bu tuz gölünü geçmek çok zor olacak galiba.
Once we're across the flats, we're through the worst of it.
Eğer sebebi buysa, o kızla neden evlenmedin,... şu ormandaki eve kapattığın?
That couldn't have been the reason why you didn't marry that girl you moved to Brush Flats, could it?
Cellat Düzlükleri, Hassayampa.
Hangman's Flats, Hassayampa.
Buster, gidelim.
Buster, start the bunch down on the flats first.
Şu güneydekiler tuz tarlaları.
Those are salt flats down south.
Atinin nalindaki kil sadece Coral Flats'te var.
Clay on the shoe of your horse out there comes from only one place, Coral Flats.
Geri kalanlarınız rayları sökün.
Rest of you men, get on those flats.
Salt Flats'den geçerken kasabaya getiriyorlardı.
They were bringing them in when I came through Salt Flats.
Kiralık dairelerle dolu bir apartman değil ama bunu sizi şaşırtmadan nasıl koyabilirim ki?
Not exactly a block of rented flats but how can I put it without shocking you?
Açtığımda emirde sürünün rotasının Dundalk Düzlüğü boyunca olması emrediliyordu.
The orders said to take the herd by way of the Dundalk Flats route.
Bir keresinde aynı çiviyle patlamış yedi lastik tamir etmişti.
Once he fixed seven flats from the same nail.
Bir ay içinde, ilk ev tahsisi yapılacak.
In a month, the first flats will be allocated.
Gördüğünüz gibi efendim bina katlara ayrılmış.
You see, sir, the house is divided into four flats.
- Dairelerde bitti.
- Over on the flats.
Tuz madenindeki o güne dek seni hiç görmemiştim.
I never laid eyes on you till that day at the salt flats.
"Bakın, döşenmiş dairelerime yeni tabaklar koymuyorum."
"Look, I don't put new dishes in my furnished flats."
Sanırım uzun süre iki daireye ihtiyacınız olmayacak.
I guess you won't be needing two flats for long.
Aksi takdirde açık wagona bin.
Otherwise ride the flats.
Döşeli daireler bazan bir haftalığına kiralanır.
The furnished flats are let by the week sometimes.
Her neyse geceleri burada gizlice biraz dolaştım ve gördüm ki, kapıcı odasında dairelerin yedek anahtarları var.
Anyhow I snooped around here some at nights and had found that there were duplicate keys to the flats in the porters'lobby.
O Sorrington'un dairelerden alınıp götürüldüğünü gördü, cinayetle ilgili olup olmadığını sordu, sonra onunla ilgisinin olmadığını Kontu öldürdüğünü söyledi.
She saw Sorrington being taken away from the flats, asked if it was in connection with the murder, then said that he had nothing to do with it, that she killed him.
Önce düzlükten, sonra sırtlara doğru gideriz.
Go by the salt flats, then through the back country.
Patlak lastiklerden ço iyi anlarım.
I'm a crackerjack with flats.
Uçurtma Bayramları İyi seyirler...
MADE OUT OF MOUNTAINS, SALT FLATS AND SAND
Roma'nın en güzel batakhaneleri onların.
They own half of Calabria and the nicest flats in Rome.
Onları düzlüğe çıkar.
Work'em out onto the flats.
Sean düzlüğe çıkar diyor.
Sean says move'em out onto the flats.
Çevredeki apartman dairelerinde çalışıyor.
She's working in the peripheral flats
Damat Baker Flats'ta sel yüzünden mahsur kaldı o yüzden de düğün geç başladı.
The groom got held up by the flood in Baker Flats so the wedding was late getting started.
Şimdi biz buradayız, düzlükleri geçeceksiniz. Boulder Kanyon tarafından Boulder Creek'e doğru gideceksiniz,
Now we're right here, you cut across the flats in this direction near Boulder Creek, through Boulder Canyon.
Sırtın ötesinde, 20 mil tuzlanmış düzlükler.
Now, beyond that ridge, 20 miles of salt flats.
Sonraları da Auteuil civarında. Kocaman, çok geniş burjuva dairelerinde. Bunlar genelde zemin katta olur, çok da karanlık olurlar.
Then at Auteuil in those big bourgeois flats on the first floor.
Döküntü dairelerde yaşayan insanlardan?
People in sleazy flats?
Stony Flats bu.
Stony Flats.
Paytonun Stony Flats'ı geçmek için beşbuçuk dakikaya ihtiyacı var.
The wagon takes five and a half minutes to cross Stony Flats.
Tepeden aşağıya iniyorlardı.
Down by the flats.
- Güneş doğmadan vadide olmak istiyorum.
- I'd like to be on the flats by sunup.
Yangın, iki taraflı zatürre vesaire Tanrı'yla sizin aranızda.
Fire, flats, double pneumonia, that's between you and Him.
Pedro Flats!
Pedro Flats.
- Beni düzlükte yakaladılar.
- They nailed me on the flats.
- Jackass Flats'te, yaklaşık 1 mil- -
- It's at Jackass Flats, about a mile...
- Evet, iki dönüm Jackass Flats.
- Yeah, worth two acres of Jackass Flats.
Bu sabah Iüks daireleri araştırmaya çıktı.
He's out casing luxury flats this morning.
Her bir yöne.
ACROSS THE MOUNTAIN, DOWN THE FLATS

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]