Flesh traduction Anglais
6,849 traduction parallèle
Onun etleri yenecek ve o ateşte yanacak?
Then you'll eat her flesh and burn her with fire?
Suits 4x05 Diyet
♪ Suits 4x05 ♪ Pound of Flesh Original Air Date on July 16, 2014
Bu sebeple onları etini kesmeye hazırla.
Therefore, prepare thee to cut off the flesh.
Sadece diyet için -
But just a pound of flesh if- -
O saçma et rengindeki kıyafeti giyip kendimi sınıf arkadaşlarım önünde asınca herkesin ailesi bana gülmüştü.
Had to wear this ridiculous flesh-colored unitard and drape myself over my classmates, and every parent in the audience laughed at me.
Zor kısım bunun kalanı. Kutuların bağı...
Hard part's the flesh and blood, you know- - bond boxes...
A insan mı ki?
What, "A" in the flesh?
Et ete değdi resmen!
Ah, the pleasures of the flesh!
Eğer birini almak istiyorsanız beni alın.
- Because I did this to her, okay? If you want your pound of flesh, take me.
Soyunun sonuncuları.
Flesh and blood - the last currency.
Eti.
In the flesh.
Etten kemikten bir mucize.
Miracle made of flesh and all that.
O benim kanımdan.
She's my flesh and blood.
Kalça genişleme testinde ufak bir değişikliğim vardı. belimin iki yanına ilişkin testte de bir değişim vardı ve son derece bilimsel olan "göbeğe vurarak, yağ dalgalanması yaratma" testinde de büyük başarı elde ettim.
I showed a slight change in the bum expansion test, a variance in the rear flesh wings test and had great success in the highly scientific'belly slap, make a fat wave'wobble test.
Yeğenim, vaftiz kızım, kanım ve canım Anika'nın, hayatını tehlikeye attığımı bildiğim için - ki böyle bir şey asla yapmam.
Knowing that I needed some sort of peace offering after I endangered the life of Anika, my niece, my goddaughter, my own flesh and blood, which I would never do that.
- Bu konuda yardımım dokunamaz.
- In matters of the flesh I am of no help.
Sizin büyü gücünüz bu özelliği limitlerine kadar kullanmanızı mümkün kılan " Felaket.
my cute little bugs! Tear their flesh apart with your hard claws and sharp wings!
O el sıradan bir et parçasından başka bir şey değil.
This hand is nothing but a lump of flesh.
Organları bizzat ben vermek istiyorum.
I want to do away with the flesh and organs at the same time.
Çok komiksin.
Curse you, useless flesh sticks.
Sadece bir sıyrıkla!
- With a flesh wound.
Çünkü onu gördüm, canlı, etten kemikten.
Because I saw her, live and in the flesh.
Eti kemiği iyi yalnız belirtmem gerekirse.
Good flesh, if I might add.
"Kendi kanımdan olan oğlumu görme hakkını kaybedeceğim."
" I lose the right to see my son, my own flesh and blood.
Onlara göre, Nazizm hâkim ekonomik sistemin kumaşından çıkar.
It comes from the flesh of the dominant economic system.
Gözle görünen elle tutulan yoktu en azından.
Not in the flesh and blood, anyway.
Yumrukların öfkeden olabilir ama hala et ve kemiktenler.
Those may be fists of fury, but they're still made of flesh and bone.
- Tam karşında.
- In the flesh.
Tüm etleri kemikleri kalan kadar yenmiş.
I'm hearing that all the flesh had been eaten down to the bones.
İkinci kurbanın da etleri yenmiş.
And flesh was eaten off the second Vic, too.
Etleri koparılmış mı?
Flesh torn asunder?
Ey ölümün akıllı ruhu, bedenin istilacısı, zaman yolcusu hayattan ölüme geçişi teklif ediyoruz sana. Ve seni çemberimize davet ediyoruz.
Oh, clever spirit of the dead, invader of flesh, traveler through time, we present you offerings from life into death and invite you into our circle.
Kimi kağıda kazır hikayesini kimi etine.
Some etch their story on paper... Others in their flesh.
Kağıt yanınca, et gömülünce biter hikaye.
The story ends when the paper burns or the flesh is buried.
Maalesef aklımızı çelen de o ettir her zaman. "
Sadly it is always the flesh that gets the better of us. "
Maktulün yanan etine kaynamış manganez oksitli polistiren nano alaşımlı nitril kauçuk izleri bulduk.
We found traces of nitrile rubber with manganese oxide polystyrene nano-composite fused to the burned flesh of the victim.
Açıkçası şüphelimiz zeki, analitik, yaratıcı bir sanatçı ama boya ve plastik ile değil, kan ve et ile.
Clearly our suspect is intelligent, analytical, creative- - an artist whose medium isn't paint or plaster, but flesh and blood.
Et yırtıkları sivri ve derindi.
Flesh tears were jagged and deep.
Daha önce canlı kanlı hiç "XXXS" beden görmemiştim.
Well, it's just that we've never seen A size triple-zero before in the flesh.
Sol yüzük parmağındaki beyaz iz ve melanin eksikliği bir de kayıp alyans olduğunu gösteriyor.
- Lack of melanin in a band shape on the flesh of the left ring finger suggests the victim was also missing a wedding band.
Cilt kurumasını düzeltmek için tenine biraz renk katacağım.
Add some color to the flesh to compensate for the dehydration.
Birileriyle tanışmam gerek.
I've gotta go press the flesh.
Bizden başka yakın ailesi yoktu ve artık inceleyeceğim bir şey kalmadığına göre zamanımı böyle değerlendirmeye karar verdim.
He had no immediate family other than us. And since I have no more flesh to examine, I figured this would be a good use of my time.
Ağaçlarımda insan eti yetişmesine mi açık fikirli olayım?
I'll be "open" to my trees growing human flesh?
Benderların kurbanlarından takım elbise yaptıklarını sanmıyorum.
I don't think the Benders made flesh suits out of all their victims.
Yani, iki tarafta tapınağa gitmek için yarışıyor yaşam ve ölüm, et ve kan, duygular.
I mean, both sides racing to the temple, life and death, flesh and blood, emotions!
Eğer etli kısmına tırnaklarını geçiriyorsa, saldırganlığın en ilkel belirtisidir.
If he digs into the flesh with his fingernails... a primordial sign of aggression.
Samaritan bir Tanrı olabilir ama sen sadece et ve kemikten ibaretsin.
Samaritan may be a god, but you're just flesh and blood.
Hiç güzel değildir.
It's never pretty, and the thought of the whip coming down across that pitiful, raw flesh
Canlı kanlı.
Flesh and bone.
... ete gömülmüş ilahi bir şeydir.
" of divinity lodged in flesh.