Flushing traduction Anglais
447 traduction parallèle
Ah seni dört bacaklı katır.
Aw, you four-flushing mule.
Ve çocuklar... Yüzlerine bakmaya utanmalısın. Seni ürkek haydut.
And these kids - You ought to be ashamed to look at them, you two-bit, four-flushing gunslinger!
- Senin floşun iyi değil...
- You no good four-flushing...
Birleşmiş Milletler Filistin Komisyonu Flushing Meadow'a ulaştı. Ve şimdi toplantı için son önerilerini hazırlıyorlar.
The UN Commission on Palestine has arrived at Flushing Meadows... and is now preparing its final recommendation for the assembly.
Efendimiz, Birleşmiş Milletler'in kararlarını kabul etmiyor.
His Holiness does not recognize the decision of a few elderly gentlemen... at Flushing Meadows, who call themselves the United Nations.
Onları her gece ormanda ürkütmezdim.
Save me flushing them out of the woods every night.
" Yüzler kıpkırmızı
" Faces flushing
- Hayır yanlış kuşu ürküttün.
No. You're flushing the wrong bird.
radyoaktif atığı havalandırma sistemine boşaltmayı dene.
Scotty, try flushing the radioactive waste into the ventilation system. - See what effect that has.
Radyasyondan etkilenmiş olabilir.
The radioactive flushing may be affecting it.
Kahraman askerlerimiz, Zeon canavarlarını temizlemeye başladı.
Starting at dawn, our heroic troops began flushing out the Zeon monsters who've been poisoning our planet.
- Tuvaletin sifonu da durmadan akıyor.
- And the toilet that's constantly flushing.
- Çekip bırakırsan duruyor.
- It stops flushing if you jiggle it.
Hala su kaçırıyor, ama sifonu çekip bırakmadım çünkü, eve geldiğinde o işi senin yapmak istediğini biliyorum.
Which is still flushing, but I didn't jiggle it because I know you like to do that when you come home.
Köpekler ve su kaçıran sifonlar.
Dogs and flushing toilets.
Çalışmıyor!
It's not flushing!
Kıyafetlerimi sifonun üstüne koyuyorum.
I put clothes up on the flushing tank.
Tuvaletin sifonu basmıyor.
The toilet isn't flushing.
Üst üste dört gecedir boruları gömüyorlar.
He's been up four nights in a row flushing out pipes.
Gerçi, muhtemelen onun tüymesinden zaten Ruiz sorumludur ya.
Ruiz is probably responsible for flushing him out in the first place though.
Neden sifonu çekiyor?
Why is he flushing the toilet?
Bunun bir nedeni olmalı Carson.
There's gotta be a reason why he's flushing the toilet, Carson.
Artık tuvaletten sonra sifonu çekmek kimsenin aklına bile gelmiyor.
For none of them even thinks of flushing up the jakes after crapping.
Belki böylece tuvaletten sonra sifonu kullanmaya başlarlar?
And maybe then they would start flushing up the jakes after crapping?
Onca su fışkırtmasından olsa gerek.
It must be from all that flushing.
[SİFON SESİ]
[FLUSHING]
"Sadece etrafa bakarak geziniyorlar," "oturduğu yerde çalışıyor," "tuvaletlerin sifonunu çekiyor!"
They just wandered around staring at everything, trying out all the chairs, flushing the toilets.
Taze yiyecek, sıcak duş. Pizza, fındıklı çikolata.
Flushing toilets, hot showers, pizza.
[Flushing]
[Flushing]
Yalancı kahpenin tekisin.
You're a lying no-good cocksucker and a four-flushing son of a bitch.
5 sifon çekmesi.
Five bowls a-flushing?
Babanıza başka bir Noel'i daha ışıldattığı için teşekkür edin çocuklar.
Thank your father for flushing another Christmas, kids.
- Nat - Mükemmel yerler var.
Nat there are places in Flushing.
Gözlerinin içine bakıp, ona nasıl bir..... cimri, yalancı, bir işe yaramaz, kokuşmuş, düzenbaz..... aşağılık, sinsi, bok yiyen, piç kurusu, şişko..... cahil, kan emici, köpek öpücü, beyinsiz, ödlek, umutsuz, kalpsiz... .. kıçı büyük, patlak gözlü, çarpık bacaklı, yamuk dudaklı..... solucan beyinli bir bok torbası olduğunu söylemek istiyorum!
I wanna look him straight in the eye and tell him what a cheap, lying, no good, rotten, four-flushing low-life, snake-licking, dirt-eating, inbred, overstuffed ignorant, bloodsucking, dog-kissing, brainless, dickless, hopeless heartless, fat-assed, bug-eyed, stiff-legged, spotty-lipped worm-headed sack of monkey shit he is!
Av köpeğinin bıldırcını kıstırması gibi bir şey.
Sort of like a bird dog flushing quail.
Dinle beni, aşağılık herif... yalancı, sahtekar bok çuvalı.
Let me tell you something, you lowlife... lying, four-flushing sack ofshit.
- Flushing.
- Flushing.
Biz Alaskalı değiliz, Flushing'liyiz, ki Flushing Queens'de, o da New York'dadır.
We're from Flushing, which is in Queens, New York.
Babam, yağmurun, meleklerin sifonu çekmesi olduğunu söylerdi.
Dad used to say rain is the sound of angels flushing.
Sızlanmalarından o kadar çok bunalmıştım ki sonunda onu tuvalete üzerine tutup üst üste sifonu çektim. Ve bir dahaki sefere onu da içine atacağımı söyledim.
I got so sick of his whining that I held him over the toilet and I kept on flushing it telling him that the next time he'd be in it.
Ve şu da senin büyükbaban Jack, New York'a gidip Flushing'de Fleischman'ları başlatan.
And that's your Grandfather Jack, the one that came to New York... and started the Fleischman's in Flushing.
- Flushing mi?
- Flushing?
- Flushing'i bilir misin?
- You know Flushing?
- Evet, ben de Flushing'liyim. 139. ve Main caddesi.
- Yeah, I'm from Flushing. 139th and Main.
- Biz engelleyen ; O temizliyor.
- We're blocking ; he's flushing.
Engelleme, kızarma.
Blocking, flushing.
Ben Flushing geliyorum.
I'm from Flushing.
Rezil, yalancı ve aşağılık vücudunla kapımdan defolup gitmen için üçe kadar sayacağım!
I'm going to give you to the count of three to get your lousy, lying, lowdown, four-flushing carcass out my door!
Oğlum Eddie'yi seviyorum ama işimi berbat ediyor. "
I mean, I love the guy, but he's flushing'everything down the toilet. "
Hiç, kulağının çekilmesine ihtiyacı vardı.
Nothing, just flushing him out.
Böyle acele edersen, kendini inciteceksin.
[Toilet Flushing] Rush in here like that, you'll hurt yourself.