Foolproof traduction Anglais
349 traduction parallèle
Banka iţleri kusursuzdur.
Bank jobs that are foolproof.
Bu, kolaycılıktan uzak, fazla ödeme yapamayacağımız saf spekülatif bir şey.
It's purely a speculative thing, far from foolproof and we can't afford to pay too much.
Çok sağlam ve neredeyse yasal Trudy.
It's foolproof and almost legal, Trudy.
Bu makineleri yapabildikleri kadar kusursuz yapıyorlar.
These machines are as foolproof as they can make them.
Sağlam ve güzel.
Foolproof and beautiful.
Bundan sonra tabutları da denetleyeceğim.
Next time we'll have a foolproof coffin.
Hayır Mary, hayatımda ilk defa, aklıma kusursuz bir fikir geldi.
No, Mary, for the first time in my life, it's a foolproof idea.
- Güvenilir tek bir yöntem var.
- There's only one foolproof method
Böylece kimse kimseyi bilmeyecek.
That makes it all foolproof.
Şüphe uyandırmayan dörtdörtlük ufak bir kaza düşünmeliyim.
Gotta think of a nice foolproof little accident.
Şüphe uyandırmayan dörtdörtlük ufak bir kaza.
A nice foolproof little accident.
Tabii ki % 100 mükemmel değil.
It's not 100 % foolproof.
Tuzak kurmak istiyorum.
I want to set a foolproof trap for him tonight.
Bu işi doğru yaptığımız sürece, bu plan kusursuz.
As long as we do it right, this scheme is foolproof.
- Şaşmaz.
- Foolproof.
Venüs atmosferi insanların nefes alması ve uzun süre yaşayabilmesi için uygun değil. Hem de her koşulda çalışan solunum cihazlarımıza rağmen.
Venus'atmosphere is such that a human can't breathe and survive for long even after using what we considered foolproof respiratory equipment.
Akıllıca demek yetmez, dört dörtlük.
Not only clever, it's foolproof.
- Plan kusursuz Vince.
- Vince, the plan is foolproof.
Peki bu gerçekten sağlam mı?
But is that really foolproof?
Kronsteen, bu planın güvenilir olduğuna emin misin?
Kronsteen, you're sure this plan is foolproof?
Planım çok güvenilir, baylar!
My plan is foolproof, gentlemen!
Şalteri kim indirdiyse, karıma söyleyeceğim sağlam bir mazeret verdi.
Whoever pulled that plug gave me a foolproof excuse for the wife.
Kaçışım son derece basit bir metodla olmalı.
I must have a foolproof method of escape.
Basit.
Foolproof.
Kesinlikle kusursuz.
It's absolutely foolproof.
Dinle, aklıma kusursuz bir plan geldi ve bana yardım edebilmenin tek yolu Shahbandar ile tanıştığında doğru olan şeyi yapmak.
Look, I happen to have a foolproof plan and the only way you can help me is by doing the right thing when you meet Shahbandar.
Sözün kısası, hepimiz başarılıyız ve hata tanımayız.
We are all, by any practical definition of the words foolproof and incapable of error.
Sistem çok sağlam.
The system's foolproof.
Genda'nın Pearl Harbor'a saldırı planı kusursuz.
Genda's plan for attacking Pearl Harbor is foolproof.
Wildfire güvenilirdi, çünkü kendini imha edebilecek bir atom silahı vardı.
Wildfire was foolproof because of its device for atomic self-destruct.
Temiz, sağlam, yanıltmaz.
Neat, clean, foolproof.
Ama asıl aradığınız güvenli bir yerde saklamaktı.
But what you really wanted was a foolproof hiding place.
Bu sağlam bir yatırım.
It's a foolproof enterprise.
Kesinlikle sağlam.
Absolutely foolproof.
Beş yıl sonra
Five years from now, we come up with a foolproof detection system.
- İyi o zaman, bana sağlam görünüyor.
- Well, it looks foolproof to me.
Nelson Brenner'in gizliliği derin ve çok sağlam.
Nelson Brenner's cover is deep and foolproof.
Kullandığım teknik bu işte. Bu teknik sayesinde... henüz tasarlamadığımız, hatta aklımıza bile gelmeyen... kusursuz bir plan tasarladım.
This is the technique which is what I'm using here... where I have come up with a foolproof plan... we haven't even come up with yet, or even thought of.
Bizim kendi hatasız bilgisayarımız, Maya'mız var.
We've got our own foolproof computer - Maya.
Kullanımı kesinlikle kolay, onlardan kutulamazsınız, ve merkezdeki çocuklar, onlardan kimse kurtulamaz dediler, bense kurtulunabileceğine bahse girdim.
They're absolutely foolproof, you can't get out of them, and the boys down at the station, they said nobody could get out of them, and I wagered that you would.
Hiç şaşmaz.
Foolproof.
Cenevre konferansında benden şaşmaz cevaplar yanıtlar bekleyecekler.
They'll be expecting foolproof answers from me at the Geneva conference.
10 güvenlik sistemi mutlak şaşmazmı?
Are the 10 security systems absolutely foolproof?
Karşı saldırı birlikleri neredeyse kusursuzdur.
Their anti-assault batteries are practically foolproof.
Harika bir planım var, üstelik çok akıllıca.
Well, I have the most marvellous plan and it's absolutely foolproof.
Exo-Grey nükleer tesisleri çok güvenli herhangi bir tehlikeye karşı garantili emniyet sistemi var.
The Exo-Grey nuclear facility has a foolproof built-in safety system that guarantees no danger of any kind.
Soyguna dayanıklı, kandırmaya dayanıklı, su geçirmez, 0 / 0 100 dayanıklı onur...
Burglarproof, foolproof, weatherproof. 100 proof. Honour.
Julie, ben bu ırkçı zehirlenmeyi kökünden yokedebilmek için herkesin, her yerde, birkaç hafta içinde gerçekleştirebileceği güvenilir bir koşullandırma yöntemi geliştirmek istiyorum.
You see, Julie, I'd like to develop a foolproof method of reconditioning... so that anyone, anywhere, within a matter of weeks... will be able to eradicate that racist poisoning permanently.
Yeni bir test yapmadan önce sisteminin işlediğinden emin olacağım.
I'll make sure that the system is foolproof before we commit to another test.
Şimdiye kadar, nükleer donanım ile ilgili prosedürlerimiz kesinlikle güvenilir gözüküyordu.
Up to this point, our fail-safe procedures relating to nuclear hardware have been absolutely foolproof.
İşe yaraması garanti.
It is foolproof.