Fosters traduction Anglais
157 traduction parallèle
Siz lanet Foster'lar hepiniz aynısınız.
You bloody Fosters are all the same.
Foster'lar birbirinden bağımsız olarak varlıklıdırlar.
The Fosters are, um, independently wealthy.
Foster'lar Goldrush Park işini planlıyorlardı ve Konseyde onlardan taraf birini istediler.
The Fosters were planning the Goldrush Park development, and they wanted someone from the Council onside.
O gece Foster'ların ofisinden ayrıldıktan sonra,...
After I left the Fosters'offices that night,
Twofosters metro istasyonunda bilet görevlisi olarak çalışıyor.
He works as a ticket clerk at two fosters tube station.
Hor görülmek onun onurunu besliyor. Sevgi yokluğu onu nefretle dolduruyor.
Disdain fosters his pride, dislike breathes hatred.
Satürn ise, mezar kazıcısı, bakıp büyüten, şüphe ve kötülüğü simgeliyor.
And Saturn, the gravedigger fosters, they say, mistrust, suspicion, and evil.
Demek Kansas'lı Foster'lerdensin ha?
So you're one of the Kansas Fosters, huh?
Onlara baktın diye seni vurabilecek süt kardeşlerim var.
I've had fosters that would shoot you for staring at them cross-eyed.
Sen Fostersın.
You're Foster.
Derdi ki 10 tane Darrel Foster bir tane sen etmez.
Well, he might say that, he might say that ten Darrel Fosters aren't worth one of you.
Türün devamını kolaylaştırmak için erkeklerin tahrik olması gerekir. Birbirlerinin ağzına ellilerini sokan iki kadını izlemek erkekleri tahrik eder. Bu da insan türünün devamını..
Watching two women take their tongues to each other arouses the male species, which fosters the urge to procreate and, accordingly, insures the survival of the human race.
Çünkü başka bir aile, Lucy'yi tanımıyor bile.
Because the Fosters, they don't know Lucy.
Bence, eğer isterlerse başka aileler gelip Lucy'yi benim evimde ziyaret etsinler.
So, I think if they want to see her... then the Fosters can come over to our house to visit her.
Foster'ları senelerdir tanırım.
I've known the Fosters for years.
Normalde öyle ama biliyorsun ki zıt kutuplar birbirini çekerler.
No. This type of antipathy fosters compatibility. In the end, they will be strongly attracted to one another.
Bakın, Fosterlar bu ormanı bana verdi. Karşılığında Winifred'i onlara geri götüreceğim.
Well, you see, the Fosters have given me these woods in exchange for bringing young Winifred back home to them.
- Foster'lar da gidiyor.
- The Fosters too.
- Kutlamalar topluluğu güçlendiriyor.
- It fosters community.
Ve okul ruhunu büyütüyor.
And it fosters school spirit :
Bay Hale değerli bir adama benziyor.
Slicksons of course. Fosters.
dediklerinde bir Fosters patlatırız.
We can watch Kangaroo Jack and chug a Fosters every time they say "g'day."
Kin daha çok kin doğurur.
Vengeance just fosters the seeds for renewed vengeance.
Ve sizi temin ederim ki Murrowların, Lattimoreların, Fosterların The Daily Worker veya Komünist Parti'nin saldırıları tarafından yıldırılmayacağım.
And I want to assure you that I will not be deterred by the attacks of the Murrows, the Lattimores, the Fosters The Daily Worker or the Communist Party itself.
Rekabeti olduğu kadar, dostluğu da teşvik ediyor.
It fosters camaraderie as well as competition.
Onu polisten, Foster'lardan ve kendisinden koruyorum.
I am keeping him safe from the police, from the Fosters, from himself.
Bu dinsel merkeze geldiğimde dikkatimi çeken şudur : din ne de çok nefrete yol açmakta.
What I notice coming to this centre of world religions, is what a lot hatred religion fosters.
Bütün odalarda çocuklar var.
I got fosters in all the bedrooms.
Bir bardak bira.
Pint of Fosters.
Bir bardak bira ve bir kadeh beyaz şarap lütfen.
A pint of Fosters and a dry white wine, please.
Hey patron, Dell'in manevi evlatlarından biri hakkında daha ipucu bulduğunu duydum.
hey, boss, heard you got a lead on another one of the dell fosters.
Ernie Dell'in evlatlıklarından biri mi?
One of Ernie Dell's fosters?
Manevi evlatlar.
Fosters.
UYUSTURUCU BAGIMLILIK YARATIR, AYRICA INSANI ASOSYAL DAVRANISLARA SURUKLER.
That stuff is addictive and it fosters antisocial behavior.
Bu, Kantonlara bize iyi niyet beslemelerinde yardımcı olur.
WE HOPE THAT IT FOSTERS GOOD WILL IN THE CANTONS.
Fakat evde 3 üvey daha varmış.
But there were three other fosters in that home.
Merhaba Foster'lar.
Howdy, Fosters.
Foster'lar.
Oh, the Fosters.
Yalnızlık depresyonu besler.
Isolation fosters depression.
Foster ailesi, seviyorum sizi.
The Fosters, I love them.
Foster'lar, nabersiniz?
Fosters! What up?
Patates ve somonu nasıl buldunuz, Foster'lar?
How're the potato skins and salmon treating you, Fosters?
- Sizin Foster'lar olduğunuza inanıyorum.
- I believe you're the Fosters.
- Foster'lar, nabersiniz?
- Fosters, what up?
Evet, yani siz Foster'larsınız.
Yeah, I mean, you guys are the Fosters.
- Foster'lar mıydı?
- What, the Fosters?
- Foster'lar mı?
- The Fosters?
Foster'lar!
Fosters!
Bizim gibi suçlular büyüyor.
It fosters criminals like us
Galiba haklısın. Yapılan araştırmalar, ciddi kıyafet kurallarının ve kendini çete şiddeti ile vampirlikten uzak tutmanın güvenli ve istikrarlı bir eğitim ortamını teşvik ettiğini gösteriyor.
Studies have shown that a strict dress code... fosters a safe and stable learning environment... with fewer instances of gang violence and vampirism.
Koruyucu aileydi onlar.
Well, I don't think they ever really technically adopted us, but we were... whatever... fosters.