Fotoğrafçi traduction Anglais
14 traduction parallèle
TRAVELING FOTOĞRAFÇI o gün şehir İLE geçen oldu.
TRAVELING PHOTOGRAPHER HAPPENED TO BE PASSING THROUGH TOWN THAT DAY.
FOTOĞRAFÇI OLMAYA ÇALIŞIYORUM.
I try to be a photographer.
Ayrıca bir fotoğrafçi.
And, uh, he's a photographer too, which is...
FOTOĞRAFÇI : Tamam, hazır mısın, rock star?
- Okay, you ready, rock star?
FOTOĞRAFÇI :
Look at that!
FOTOĞRAFÇI
GRAHAM MORRIS PHOTOGRAPHER
... binalarin, sahne setlerinin, fotografci...
... of the buildings, the stage sets, the team...
Evet, Lily bana fotografçi oldugunuzu söyledi.
- So, Lily tells me you're a photographer.
Tamam, dinle, kiz arkadasim harika bir fotografci ve daha ilgi cekici bir is ariyor ve dusundum de belki senin tanidigin birileri olabilir.
Okay, listen, my girlfriend is an amazing photographer, and she's looking for more interesting work, and I thought maybe you would know someone.
Babanin bir fotografçi oldugunu söyledigini hatirliyorum.
I remember that you told me that your dad was a photographer.
Fotografci nerede?
The photographer?
Sen su amatör fotografçi geri zekalisin su boktan eski film kamerasiyla dolasan.
You're the little dimwit shutterbug retard... always with the shitty old movie camera.
Arkadaslarini, özellikle de su fotografçi olan Lisa Carr'i takip altina al.
But put her friends, especially that photographer, Lisa Carr, under surveillance.
Fotografçi misiniz?
You're a photographer?