Frans traduction Anglais
16,647 traduction parallèle
Hayır, biz Fransız değiliz.
No, we are not French.
Fransızlar ne verdi peki?
What did Frenchland give us?
Evet, hepsine sahiptik ama Fransızlardan çalabileceğimiz başka şeyler de vardı.
Yes, there was all that, but there was something else we could steal from France.
Her zaman olduğu gibi Fransızlar pek bir direniş göstermedi.
As usual, the French offered little resistance.
Okuldayken sadece bir yıl Fransızca gördüm.
I only had one year of French in school.
Fransızca aldığım ilk dersi duymak ister misiniz?
Would you like to hear my first lesson in French?
Fransızlar kendi peynirlerine bayılıyorlar ve bol bol yiyorlar.
The French love their cheese and they eat a lot of it.
Ama Fransız kelimesi yemeğin adında geçiyor.
But French is in the wording.
Fransızlar size acıyorsa durum vahim demektir.
You know it's bad when the French pity you.
Kendime sormadan edemedim, Fransızlar bunların maliyetini nasıl karşılıyorlar?
I had to ask myself, how do the French afford all of this?
Bu ise ortalama bir Fransız çalışanın ödediği vergi miktarı.
And here's what the average French worker pays in taxes.
Bunları vergi olarak adlandırmayız ama aslında bunlar vergidir ve Fransızlardan çok daha fazla öderiz.
We don't call them taxes, but they are, and we pay a whole lot more than the French.
Her Fransızın maaş bordrosunda vergilerinin nereye gittiğini kalem kalem detaylı olarak gösteren bir liste bulunur.
Every French paycheck has a detailed list of where their taxes are going, line by line.
Ama Fransızlar savaşçı değil, onlar aşk insanı.
But the French aren't fighters, they're lovers.
Fransızların iyi bildikleri bir şey varsa o da aşk ve tutkudur.
And if there's one thing the French know how to do right, it's passion and desire.
- Fransızca, Almanca.
- French, German.
- İsveççe, Fransızca ve İspanyolca.
- Swedish and French and Spanish.
Sonra bir Fransızın porselen diş yaptığını öğrendi.
Then he learned the French had developed porcelain teeth.
- Fransızca bir şey.
Uh, something French.
- Üzgünüm, ben Fransızca bilmiyor.
- Sorry, I don't parlez vous French.
- Fransız tostunu yaptın mı?
- Did you make the French toast?
- O Fransız tostu ama.
- That's French toast.
Ben Fransızlar için normal tost istemiştim.
I wanted regular toast for the French people.
Yarısı yenmiş Fransız sandviçi ve bir tebeşir parçasıyla çalışıyoruz.
We're working with a half-eaten hoagie and a piece of chalk.
Fransız Büyükelçiliği adaylığının arkasında o vardı.
She was behind your nomination for the French ambassadorship.
Annene ait birliklerin açlıktan ölmesini Fransızların İskoç topraklarında ölmekten yorulmasını.
Wait for your mother's forces to starve, for the French to tire of dying on Scottish soil, for...
Nicholas'tan aldığımız istihbarat Fransızların vermiş olduğu yanlış bir bilgiymiş.
The intelligence we received from Nicholas appears to have been misinformation planted by the French.
Bizimle çatışmak için gönderilen Fransız filosu yokmuş.
There was no French fleet sent to engage us.
İtalyan mermer, Fransız şarapları...
Italian marble, French wines...
Bir cesete Fransız öpücüğü versem daha iyi.
I'd rather French kiss a corpse.
Fransız aşırı derece şiddet gösterdiği için kovmuşlar.
Kicked out of the French foreign legion for being too violent.
Naip olarak yapacağım ilk iş... Fransız birlikleri İskoçya'dan çekmek olacak. Francis'in sırf sana olan aşkı için sürdürdüğü pervasız bir savaşı sonlandıracağım.
The first thing I would do as regent is pull the French troops from Scotland, end the reckless war that Francis sustained purely out of his love for you.
Fransız kuvvetlere zaten uzakta Kuzeydoğu'da sayıca üstün gelmişler.
Well, the French forces were already outnumbered in the Northeast.
- Fransız kuvvetleri üzerinde bir yetkim yok.
- I have no command over the French forces.
Grenier İskoya'daki her bir Fransız askeri geri çekecek.
Grenier will pull every last French soldier from Scotland.
Mary İskoçya'daki Fransız birlikleri bıraktı.
Mary has released the French troops from Scotland.
Fransız ekonomist?
The french economist?
Bizler, erzak ve hammade arayan İngiliz ve Fransız kâşifleriz.
We are French and British explorers, seeking furs and goods.
Buna Fransız illüzyonu diyorlar.
That's called the French drop.
Kiş yapmıştım! ( Fransız böreği )
It was a quiche!
Fransızların kesinlikle söylediği gibi "Ne olduğunu bilmiyorum"
And to be perfectly frank, you lack a certain je Ne sais quoi.
Bu olurken destekçi bir eş olabileceğimi düşündüm ve Edie Teyze'nin Fransız nane likörü bu süreci kolaylaştırıyordu.
I decided this was happening, so I might as well be the supportive wife, a process made easier with a large tumbler of aunt Edie's crã ¨ me de menthe.
Fransız nane likörü, Sherry, Drambuie?
Crã ¨ me de Menthe, Sherry, or Drambuie?
Fransız ve İngiliz birlikleri İskoçya'dan derhal çekilecek böylece savaş bitecek.
French and English troops are to withdraw from Scotland immediately, thus ending the war.
Fransız birlikleri yurda getirmek için de.
And to bring the French troops home.
- Darbeyi destekledi. Ama Francis'e olanlardan sonra Fransızlar kendilerine geldiler.
- She supported the coup, but what happened to Francis after that was up to the French.
Fransız soyluların seni yargıladığını mı hissediyorsun?
You feel the French nobles judging you?
Bilhassa şimdi Fransız birlikleri çekildikten sonra.
Especially now, after France is withdrawing her troops.
İskoçya'daki Fransız desteğini çekmen ve politik bir zafer verdi. Bunu unutmayacağım.
Renouncing French military support in Scotland and giving me a political victory, I won't forget it.
İskoçya'dan çekilen Fransız birliklerinin verdiği karşılığın haberleri.
News of Elizabeth's response to French troops being withdrawn from Scotland.
Soğuk, kasvetli ve bir Fransız kolayca tünel vasıtasıyla erişebiliyor.
Cold, gloomy and easily accessed by a Frenchman through a tunnel.