English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ F ] / Frites

Frites traduction Anglais

42 traduction parallèle
Elmaslarınla, giydiğin ipekten elbiselerle başımı döndürüyorsun gel gelelim bana metroyu patates cipsini ve kafeleri hatırlatıyorsun.
You taunt me with diamonds, you're wearing silk and gold, but you remind me of the Metro and frites and cafe au lait on cafe terraces
Patatesi kızartıyorlar.
Pommes frites.
Kızarmış patatesmiş.
Fries are pommes frites.
- Kızarmış patates?
- Pommes frites?
Çocuklar için hamburger ve kızarmış patates.
Les enfants desire hamburger et frites.
Patates kızartması ısmarla.
Just order pommes frites.
Patatesimi yiyeceğim. Çok teşekkürler.
I'd like to finish my pommes frites, thank you very much.
Roka salatasıyla başlayacağım... ve sonra patates kızartmasıyla... biberiyeli tavuk istiyorum.
I'D LIKE TO START WITH THE ARUGULA SALAD, AND I WOULD LIKE THE ROSEMARY CHICKEN WITH POMMES FRITES.
Biftek patates mi?
Steak-frites?
"Les pommes frites" Belçika kaynaklıymış.
Les pommes frites originated in Belgium.
Biftek yeriz.
Steak frites and crepesat caf? des artistes, just like old times.
İlk önce tatlıyı yemek için fazla genç, o yüzden ona niçoise salatası getirebilir misiniz ve ben de pirzola-biftek alayım.
She's too young to be having dessert first, so would you bring her the niçoise salad and I'll have the steak frites.
Où est le steack frites?
- Où est le steakfr-khrr-ites?
- Où est le steack frites?
Où est le steak-frites?
Biftek, patates kızartması ve domates salatası lütfen.
Je voudrais une salade de tomate et un steak avec frites.
Öğlen için yarım kilo biftek istiyorum orta pişmiş, biraz da alazlanmış olsun. Bütün her şeyiyle : Kızarmış patates, kuşkonmaz, tereyağı sosu.
So for lunch, I would love a 20oz porterhouse steak, medium, maybe a little bit charred, with all the trimmings - pommes frites, asparagus, butter squash.
Senin de patatesinin de cehenneme kadar yolu var.
Fuck you and your pommes frites.
Kendisi çok iyidir. Frites tezgaha, aioli de buzdolabına konacak.
Okay, the frites, they go on the counter, and the aioli goes in the fridge.
Yemekte biftek yiyemezsin. Çünkü dün akşam biftek yedik.
No, you are not having the steak frites for lunch because we had steak last night for dinner.
Patatesli biftek ye, harika.
Get yourself the steak frites. It's delicious.
MAURICE'İN YERİ PATATES KIZARTMASI
CHEZ MAURICE PATATES FRITES
Haydi. Patates kızartmam var.
Come on, I got some frites.
Dergi gibi ama biftek kızartması var.
It's like the magazine but with steak frites.
Mösyö daha çok şampanya, elma dilim patates jakuzi sonrası bir kadın arkadaş ve şu havluları kuğu şeklinde katlayacak birini istiyor.
Monsieur desires more champagne, steak frites a post-Jacuzzi female companion, and for somebody to get up here and fold his towels into swans.
Biftekli patates, körpe angus bifteği ince dilim patateslerle bezenmiştir.
"Steak frites is a revelation... tender Angus beef adorned with tiny matchstick fries."
Ziti makarnam, caprese salatam, elma dilim patateslerim... ve öldürücü kabak çiçeği dolmalarım.
My ziti, my caprese, my pommes frites and my killer squash blossoms.
Biraz da kızartma.
And some frites.
Biraz taşra yani.
Tout avec frites, I suppose.
Et ve patates kızartması. Sever misin Gaëlle?
Like steak frites, Gaulle?
Bonfile.
Steak-frites.
"Pomme Anne" yanında "Frites" de oluyor mu?
Does the "Pommes Anna" come with "Frites"?
Midye ve patates. *
The moules frites.
Midye ve papates.
Moules frites.
- Kızartmaları bitirecek misin?
You gonna finish your pommes frites?
Salata istiyorum Tonbalıklı, yumurta ve kızarmış patates.
I'd like the Salad Nicoise, no egg and a side of frites.
Hayatımın en iyi bifteğini ve kırmızı şarabını servis ettiler bana.
And guess what? They served the best steak frites and... and red wine I've ever had in my entire life.
Kırmızı şarapla biftek alabilir misin, onu bilmiyorum bu arada.
I don't know if you can be having red wine and steak frites, by the way.
- Whitney'den eser satın alan bir sarhoşum.
- but, you know, neither did all those steak frites. - ( whimpering continues )
Az pişmiş biftek ve patates kızartması alayım.
I'll take the, uh, steak-frites, rare.
Markham'da oda tutacağım. Havuz başında birkaç saat ve masaj. Sonra sulu bir biftek ve patates kızartması yemeye aşağı ineceğim.
I check into the Markham... a few hours by the pool, massage, then I head downstairs for a juicy steak frites, just me and my book, which can't talk to me.
- "Frites"!
- Frites.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]