Gavin traduction Anglais
2,232 traduction parallèle
Evet, Gavin.
Yeah, Gavin.
- Bu akşam 7 : 30'da, Four Seasons'ta.
- Gavin : 7 : 30 this evening, the Four Seasons.
- Nasıl geçti?
- Gavin : How was it?
Gavin Önce bunu incele!
RUN THESE FIRST!
Gavin, senin işin yok mu?
Gavin, where do you need to be?
Evet, Gavin söyledi.
Yeah, his name is Gavin.
- Gavin.
- Gavin?
Koski, ben Gavin.
Koski, this is Gavin.
Koski, ben Gavin. Yakındayım, durumun ne?
Koski, this is Gavin.
Gavin!
Ricky : Uh, Gavin!
Bu Gavin.
This is Gavin.
Gavin, bu da...
Gavin, this is...
Gavin Morrison. Ricky sizden çok iyi bahsediyor ve eminim ki bunun nedenini görebilirim.
Ricky speaks very highly of you and I can sure see why.
Harika!
Gavin :
Kesinlikle, amatör gibi gözükmesi gerekiyor.
Gavin : Absolutely, it needs to look amateur.
Colin Farrell, Pam Anderson Paris Hilton, Fred Durst, Kendra Wilkinson yeniden Paris Hilton, yeniden Pamela Anderson.
Gavin : Colin Farrell, Pam Anderson, Paris Hilton, Fred durst, Kendra Wilkinson,
Bunun ardından Google'da çıkacaksın.
Gavin : You'll be Google-ableafter this.
Hey!
Gavin :
d Herkese selam,'Elder Speak'e hoşgeldiniz... d Benimle birlikte haberlerden Gavin... d Ve özel konuklarımız :
? Hey Everybody, Welcome to'Elder Speak'... ?
Gavin DeGraw karşınızda.
Please welcome Gavin DeGraw.
Gavin son dakikada iptal etti.
Gavin cancelled at the last minute.
Hayır. Gavin'ın annesi onu eve bırakacak.
Gavin's mom was gonna take him home.
Doktor Gavin yolda.
Dr Gavin is on his way.
Doktor Gavin'e bir baktıralım.
We'll get Dr Gavin to have a look.
Günaydın, Gavin.
Well,'morning there, Gavin.
Şey, Gavin benden DJ setimi ödünç vermemi istedi,
Uh, well, Gavin asked me to lend a hand deejaying, so,
Bir gün seni de benimle birlikte koşmaya götüreceğim Gavin.
One of these days, Gavin, I'm gonna make you go for a run with me.
Gavin, hayatım, Crawfordlar gelemeyeceklermiş.
Oh, Gavin, darling, the Crawfords... they canceled on us.
Az önce lobide Gavin'le karşılaştım beni yarın golf sahasına atış yapmaya çağırdı.
So I just ran into Gavin in the lobby, and he asked me to go to the range tomorrow and hit golf balls.
Gavin'a söylemelisin bunu.
You should tell Gavin.
Yardımını istemiyorum Gavin.
I don't want your help, Gavin.
Gavin, ben şehir planlamada çalışıyorum.
Uh, Gavin, I work for city planning.
Konser boyunca Gavin bana o bakışı atıp durdu.
During the concert, Gavin gave me this... This look.
- Evet. Bu arada Gavin aradı.
Oh, and, uh, and Gavin called.
Gavin, çok teşekkür ederim.
Gavin, thank you so much. Um... good.
- Gabe, Gavin, Jessica...
- Gabe, Gavin, Jessica...
Benim adım Gavin.
My name is Gavin.
Ben Gavin değilim ve bu Maggie.
I'm Gavin and this is Maggie.
Ben ilgilenmiyorum ne düşünüyorsun, Gavin.
I'm not interested in what you think, Gavin.
Bu sabah FBI Gavin Knowles'u yakaladı. Los Angeles'a bir bomba yerleştirmeyi planladığından şüpheleniyoruz.
Earlier this morning, the FBI apprehended Gavin Knowles, a man, we suspect, planned to detonate an explosive device in the city of Los Angeles.
İki sorum var. Gavin Knowles kim ve kimyasal bomba yapmayı nereden biliyor?
Who is Gavin Knowles, and how does he know how to make third rate chemical bombs?
İçgüdülerin mi öyle söylüyor Bay Callen yoksa Gavin Knowles'u önce biz bulamadık diye mi?
Because you smell foul play, Mr. Callen, or because you didn't find Gavin Knowles first?
Sonuçta Gavin Knowles eskiden denizciymiş.
After all, Gavin Knowles is a former Marine.
Evet, Gavin Knowles'un bulunmasına o yardımcı oldu.
Yes, he's the one who helped zero in on Gavin Knowles.
Ama Gavin'i sorgulamanın bir yolunu bulmazsak, söyleyeceklerin işe yaramaz.
But, your insight isn't going to do us much good unless we can find a way to question Gavin.
Şu büyücü yılan dövmesi olayını hatırlıyor musun...
Listen, Gavin.
Tabii, doğru.
Gavin :
Birçok şirketle ön görüşmeleri yaptım ve hepsi çok istekli.
Gavin :
Gavin'e geldiğinizi haber vereyim.
Let me tell Gavin you're here.
Ben Gavin Murphy.
My name's Gavin Murphy.
Gavin Murphy.
Gavin Murphy.