Gelip traduction Anglais
41,985 traduction parallèle
Ne cüretle buraya gelip -
How dare you come here on your own- - Omo.
Buraya gelip bu şekilde davranamazsınız!
I'm saying you can't come here and be like this!
Gelip bir şeyler ye.
Come and eat.
Canın ne zaman isterse gelip gidiyorsun, birden ortaya çıkıyorsun ve her şeyi bırakıp emirlerine uymamızı mı bekliyorsun?
You get to come and go as you please, show up whenever you want, and expect us to stop everything and follow your every command?
Buraya gelip bize katılmaya mı karar verdin?
Oh, decide to come back here and join us? Felt it all the way up there, did ya?
Bunlar... Neyse, ikinizin gelip bunu görmesi gerek.
anyway, you two need to come see this.
Arabada mı beklemek istersin yoksa içeri gelip bir şeyler çalmak mı?
You want to wait in the car or come in and steal something?
Fırtına gelip...
The storm will hit...
- Gil Seop, gelip yardım et.
Gil Seop, come and help.
Ama biri ziyarete gelip onunla olan deneyimini paylastiginda, onunki kadar kisa hayatlarin bile beklenmedik sekillerde devam ettigini fark ederek teselli buluyordum.
But when a visitor came and shared their experience of her... I found it comforting to remember that lives, even as short as hers, can still live on in unexpected ways.
Birkac fotograf gosterip ziyaretinize gelip gelmediklerini sormam mumkun olur mu?
Would it be okay if I showed you some pictures of people to see if they were the ones who visited you?
Az önce peşimden gelip o kapıdan mı geçtin?
Did you just follow me through that door?
Gelip bana dert yanacağın bir şey değil bu.
I hardly think that this is something for you to be complaining to me about.
Bütün gün boyunca buraya gelip gitmeni sağlarım.
I can make you come in and out of here all day.
Nefret etsen de üzgün olsan da evine gelip orada yaşayacağım.
Even if you hate me and I make you sad, I'll go live with you.
Gelip geçici bir kelebek bile olsa onu incitmeni yasaklar.
He forbids you from hurting even a passing butterfly.
Dengeyi koruyamazsan Bular gibi kötü Troller gelip ortalığı kasıp kavuracak.
If you do not keep the balance, evil trolls like Bular will come into yours and wreak havoc.
O zaman yarın gelip eğitimine başlarız.
We shall return tomorrow then, to begin your training.
Yüzyıllarca Trol Avcıları gelip geçti ve iki günde iki Trol Avcısı'nı öldürmüş olacağım!
Centuries of Trollhunters, and I will have killed two in almost as many days.
Eve gelip de değerlilerinin başına bir şey geldiğini görürlerse ne olur zannediyorsun?
What do you suppose is gonna happen when they come home and see something's happened to their precious?
Ve Grit-Shaka'yı istiyorsan gelip alman gerekecek.
And if you want the Grit-Shaka, you're gonna have to take it from me.
Daha sonra gelip seni almam gerekiyor.
I'll need to pick you up later.
Evine gelip erişte yemek istediğini mi söyledi?
Did he tell you he'll go in your house and eat some ramen before leaving? ( A common pick up line in Korea )
Burası kirada oturanların gelip geçebileceği bir yer değil tamam mı!
This is not a place for people who live in the rental apartments to pass, you know.
Her gün buraya gelip bu dilenciyle mi oynuyorsun?
Hey, you come here everyday and play with this beggar?
- Gelip tadına baksana.
Come and eat. Okay.
Hayır, genellikle bana karşı oldukça sakindir başkalarının yaptıklarını ve gelip gitmelerini umursamaz ama artık son derece hareketli ve kuyruğunu çok fazla sallıyor.
No, he's usually really chic like me, and didn't care whether or not people would come and go, but now he was acting hyper and wagging his tail too much.
Evine gelip erişte yemek istediğini mi söyledi?
He asked you to eat ramen with him?
Gelip otursana.
Come and have a seat.
Ama biri ziyarete gelip onunla olan deneyimini paylaştığında, onunki kadar kısa hayatların bile beklenmedik şekillerde devam ettiğini fark ederek teselli buluyordum.
But when a visitor came and shared their experience of her... I found it comforting to remember that lives, even as short as hers, can still live on in unexpected ways.
Birkaç fotoğraf gösterip ziyaretinize gelip gelmediklerini sormam mümkün olur mu?
Would it be okay if I showed you some pictures of people to see if they were the ones who visited you?
Bayım, neden çalıştığım tavukçuya gelip duruyorsunuz?
Why do you keep coming to my restaurant?
Beni sürekli görmezden gelip endişelendirdiğinden...
Because you kept ignoring my greetings, it kept distracting me!
Yokluğunda sayısız günbatımı gelip geçse bile
♫ Even when you are not here, even as many sunsets pass by ♫
Başkan bizzat gelip sizi hastaneye yatırdı.
He came himself to process your admission.
Erkenden gelip bekledim.
I came early and waited.
Hepiniz Stormwind'e gelip yardım istediniz, gerek asker gerek tahkim için.
You have all called on Stormwind in the past either for troops or arbitration.
- Geri gelip Muhafızı suçladın...
You come back, and accused the Guardian...
O yüzden şimdi gelip şu kapıyı aç ki Kral'ı koruyabileyim.
So, if you just come and open this gate. So I can protect the king.
Bu bize bir plan ile gelip zaman verir.
That gives us time to come up with a plan.
Değişiklik biz hazırlıklı ya da değil olup olmadığını gelip gidiyor.
Change is going to come whether we're prepared or not.
Bir hikaye ile gelip gerçekten zor çalışıyorum edişinin. Bu Bu herhangi açıklıyor.
I'm trying really hard to come up with a story that would explain any of this.
Ve şu ana kadar ile gelip var mı?
And what have you come up with so far?
Gelip para için savaşan ve Belçika kıyafetleri giymeyen beyazlar olduğunu duyduk.
We've heard of whites that come and fight for money, do not wear Belgian colors...
Şimdiye kadar Avrupa dışından gelip de Avrupa'da kazanan takım olmadı.
- Well, no team from outside Europe's ever won the cup on the European soil.
Maçın favorisi, Avrupa dışından gelip de turnuvada kalan tek takım olan Brezilya'nın karşısındaki Fransa.
France, of course, favored over Brazil the only team from outside Europe still in competition.
Dinle, gelip parayı buradan götürmeli ve o kaseti bana vermelisin.
Listen, you've got to come and get this money out of here and give me that tape.
Stephanie Burton aradı. Ed'in gelip gittiğini söyledi.
Stephanie Burton called, said that Ed came and went.
Bir gün size gelip evlilik için sizden onay isteyebilirim.
I may come to you one day asking for Megan-Ann's hand in marriage.
Hadi, adamım, neden benim oğlanlarımı yalnız bırakmıyorsun Ve bu büyük çarkdan kurtul ve bana katılmak için gelip benimle gel
Hey, come on, man, why don't you leave my boys alone, and get off this big wheel and come join me for a run?
Victoria, buraya bizzat gelip sana söylemek istedik Seninle çalışmaya ne kadar heyecanlıyız Sana karşı değil, şimdi, um...
Victoria, we wanted to come here in person and tell you how excited we are to be working with you instead of against you, now that, um...