English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ G ] / Gemiler

Gemiler traduction Anglais

1,393 traduction parallèle
- Gemiler kalacak.
- The ships stay.
Gemiler, koloniler, hatta gezegenler yok ediliyor, kılını kıpırdatmıyorsun.
Ships, colonies, whole worlds are being destroyed out there, and you do nothing!
Anavatanda daha önce buna benzer gemiler görmediklerini söylüyorlar.
But back home, they're saying they've never seen ships like this before.
Ne gemiler, ne iletişim. Hiçbir şey yoktu.
No shuttles, no communication, nothing.
Bütün gemiler onu ihanet suçundan yakalamaya çalışıyor.
Every ship is hunting them down on charges of treason.
Binbaşı, gemiler saldırı emrini buraya gelirlerken aldılar zaten.
Major, the ships receiving the attack order were already on their way here.
O gemiler, Babil 5'in kontrolünü devralmak, kaptan ve komuta personelini tutuklamak ve üssü Başkan Clark'la Gece Bekçileri'nin yönetimine vermek konusunda emir aldılar.
So those ships are under orders to seize command of Babylon 5 arrest and detain its captain and the command staff and to put this station under authority of President Clark and the Nightwatch.
Gemiler yaklaşıyorlar.
Forces closing.
Ayrıca hâlâ bize katılmak isteyen gemiler var.
And there's still some ships out there who've signed on with us.
Gemiler üst uzaydaki bir intikal noktasında nihai hedeflerinden iki saatlik mesafede toplanacaklar.
The ships will gather in a holding area in hyperspace approximately two hours from their final destination.
Filoya sinyal verirsek bu gemiler mutlaka yakalar.
If I signal the fleet, this lot might pick it up.
Güneş Şahinleri gibi orta sınıf gemiler, ağır silahlar için koruma sağlayacak.
Sunhawks "and other medium" - "class" ships, provide escort for our big guns.
Bağımsızlığımızı ilan ettiğimizden beri sadece gemiler ve yükleriyle uğraşıyoruz.
Ever since we broke away, I've been mostly parking ships and running inventories.
Diğer gemiler tamir edilene kadar geçemeyiz.
Not until we have repaired the other ships.
Belki ama elimizdeki gemiler anavatanımızı geri almak için tek şansımız.
Perhaps but our few remaining ships are our only hope of ever reclaiming Homeworld.
Babil 4'ün inşaatının son aşamalarında Gölgeler'in müttefikleri onun ne olduğunu anladılar ve yok etmek için gemiler gönderdiler.
As Babylon 4 neared completion... the allies of the Shadows recognized it for what it was... and sent these ships to destroy it.
Organik gemiler.
Organic ships.
O uzun gemiler Watergate'de gerçekten halkın inancını artırmıştı.
Those tall ships really lifted the nation's spirits after Watergate.
Hangi gemiler var biliyor musun?
Do you have any idea what ships are involved?
Büyük kayıplara uğradık gemiler, topraklar, savaşçılar.
We have suffered great losses in ships, lands, warriors.
Birkaç altuzay bozulması tespit ettik gizlenmiş gemiler olabilirdi ama kesin bir şey yoktu.
We detected several subspace distortions which might have been cloaked ships but nothing definite.
Bölgede sivil gemiler olduğunu biliyordun.
You knew there were civilian ships in the area.
Bu eski gemiler gerçekten çok kalabalık oluyormuş.
They really packed them in on these old ships.
Gemiler.
Ships.
O gemiler senin düşmanın değil.
Those ships aren't your enemy.
Görünmez gemiler mi? Klingon uzayına bu kadar yakınken çok dikkatli olmalıyız. Evet.
CIoaked ships?
Kalkan frekansı örnekleri, Drayan etrafında yörüngede olan gemiler ile uyumlu.
The pattern of the harmonics matches that of the ships we scanned in orbit around Drayan.
Gemiler, birbirlerine ateş etmeye devam ediyorlar, Kaptan.
The ships are continuing to exchange fire, Captain.
Bazı gemiler içindeki herkes ölmüş halde geri geldi.
Some have returned with everyone on board dead.
Ya o gemiler?
How about those ships?
Küçük gemiler... yük gemimin etrafına üşüştüler.
little ships... swarmed around my freighter.
Yabancı gemiler bize doğru geliyor.
The alien ships are headed toward us.
Gemiler şu anda menzilde Kaptan. ancak silahlarını hazırladıklarına dair bir belirti almıyorum.
The ships are now within range, Captain, but I do not detect any indication that they are powering weapons.
Bu gemiler sizin ülkenize aitti.
The lost ships belonged to your country.
Maddesi'nde açıkça belirtildiği gibi - okuyorum - "Ele geçirilen gemiler ve yük " tümüyle hak sahiplerine iade edilecektir. "
While it is clearly stipulated in Article 9 that, and I quote, seized ships and cargo are to be returned entirely to their proprietary, the end of quote, it has not been shown to the court's satisfaction
Bay ve Bn. K. Amerika ve tüm gemiler, iyi akşamlar.
Good evening, Mr. And Mrs. North America, and all the ships at sea.
Saldıranlar kayıt dışı gemiler.
The attack was by two unregistered warships.
Özel gemiler insa edip bu gemileri en uzak noktalara yollayip en mavi buz dagini ararlar. Ve sonra onu çekerek getirirler.
They build special ships, sail them to the farthest navigable extremes and look for the bluest iceberg they can find.
Geri dönemeyen gemiler!
The ships that never returned!
Her biri farklı yerlerden büyük gemiler vardı.
There were huge ships, everyone going to different places.
Gemiler bana çok ilham vermez.
Ships don't inspire me much.
- Size pusu kuracak olan gemiler Dünya Kuvvetleri'nün normal gemileri değil, ileri düzey destroyerler.
- The ships sent to ambush you aren't Earthforce regulars but advanced model destroyers.
- Biz kurtuluruz ama ya bizimle buluşmaya giden gemiler?
- That would save us but what about the ships supposed to meet us there?
Son saldırı emri verilene kadar tüm gemiler hazırlıklarını tamamlasın.
All ships will stand by until the final attack order is given.
Gemiler karşılık vermek için dönüyor.
- Our other ships are turning back to engage.
Tüm gemiler, sıçrama yapmaya hazır olun.
All ships, stand by to jump.
Tüm gemiler, ateş serbest.
All ships, fire at will.
Buna ticari nakliye gemileri, yolcu gemileri ve hususi gemiler de dâhildir.
This includes commercial transport, passenger liners and private cruisers.
Gemiler kalacak.
The ships stay.
Gemiler gidecek.
Remove your ships.
Diğer gemiler yaklaşıyor. Çevremizde hat oluşturuyorlar.
The other ships are moving in, surrounding us.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]