Geri al traduction Anglais
7,750 traduction parallèle
Acaba geri alınmasının herhangi bir yolu var mıdır?
Is there any way in which it may be undone?
Tamam, sözümü geri alıyorum.
Okay, I take it back.
Beni ölümsüz yaparsan çocuğunu geri alırsın.
Make me immortal, and you will get your child back.
Ama birinin çocuğunu alırsanız onları geri almak için yapacakları şeylere şaşarsın.
Now, you take someone's children away from them, you'd be amazed what they'd do to get them back.
- Pekala, özrümü geri alıyorum.
- Well, I take back my apology.
O herife verdiğim 5 yıldızı geri alıp, 0 vereceğim.
- I'm gonna give him a zero. - Hey, wait a second.
Bazen Tanrı verdiklerini geri alır.
Sometimes, God taketh away what God hath given.
- Sözünü geri al.
- You take that back.
İşim bittiğinde geri alırsın.
You'll get it back when I'm finished.
Bize parayı getir, arabanı geri al.
Give us the cash and you can have your car back.
Şu an aklında olan her şeye saygı duyuyorum ancak bazı şeylerin geri alınamayacağını ikimiz de biliyoruz.
I'm saying with respect to whatever is happening in your eyes right now, we both know things can't be undone. Says who?
Sözümü geri alıyorum.
I take it all back.
Soruyu geri al.
Withdraw the question.
Lafımı geri alıyorum.
I now take that back.
Madem öyle dur da zamanı geri alıp senin keyfine göre sorular sorayım.
Then let me turn back time and do it again to your liking, then.
Bu elementleri birleştirerek geri alınamaz bir şekilde kendimizi birbirimize bağlıyoruz. Böylece yeni bir Hilal sürüsü oluşturuyoruz.
Mixing these elements, we irrevocably bind ourselves to one another, creating a new Crescent pack.
Bense sadece geri alıyorum.
I'm just taking it back.
Şimdi de biz "tazminat" denen küçük bir şeyi geri alıyoruz.
And now, we takin'back a little thing called... reparations.
Tepedeki peri koltuğuna bıraktık ve gece boyunca nöbet tutup küçük halkının onu geri alıp sevgili bebeğimizi bırakıp bırakmayacaklarını görmek için izledik ama sabah olmadan hemen önce şu kadını gördük.
We placed it in the fairy's seat in the hill and kept watch through the nicht, sirs, so as to recover our beloved bairn after the wee folk returned it. But... but just before morning, we saw her.
Tamam, geri alıyorum.
Okay, I take it back.
- Onlara neonları geri alın diyemem. Kahretsin.
- I can't get them to un-neon the neon.
Eğer bazılarını söndürebilirseniz, yumurtaları geri alıp ejderhaları insanoğlunu dostu olarak büyütebilirim.
If you can darken some torches, I can get the eggs back and fulfill my duty to raise the dragons as friends to mankind.
Geri alıyorum şimdi.
I'm taking these back.
Sancağı geri alın!
Retrieve the colors!
İlçeyi geri alıyoruz!
- ( cheering ) - We're taking the borough back!
Bak, elması tek başıma bulmak istiyorum. Sonra kolyeyi alıp polis merkezine gideceğim ve Şefin gözlerinin içine bakıp, "Teğmen Elizabeth Morgan çalıntı malı geri almayı başardım" diyeceğim.
I want to be the one to march the diamond in there. look the chief square in the eye
Öyle olsun, geri alıyorum o zaman.
Fine, I'll take it back.
Septi onlardan geri alıp hepsini tek tek öldüreceğim.
I'll take back the sept and kill every last one of them.
İyi o zaman. Geri alıyorum.
Fine, I take it back.
- Kaşıkla verip kepçeyle geri alıyorsun.
- Oh. Indian giver.
Evet. "Yaban Ördekleri" nden Susan ile anaokulunda buluşmaya karar verdim - - Çarşamba günü ikimiz birlikte gidip işe geri alınmanın mümkün olup olmadığını soracağız.
I've spoken with Susan at the "Wild Duck" kindergarten about the two of us going down there on Wednesday to discuss them rehiring you.
Arabaları geri mi alıyorsun?
You're taking back the cars?
Hey, hızlı soru, aşağı ı'm bir geri çalışan, Kim Moreno alıyoruz.
Hey, quick question, I'm down a running back, who do you take, moreno...
Geri alınmasının mı?
Undone?
Şimdilik bunu al, geri kalanını sonra konuşuruz.
"Take this for now and we will talk about the rest later"?
İki raund, üç raund. Şöyle düşündüğümü hatırlıyorum tabureye geri dön ve derin nefes al.
Two rounds, three rounds, I remember thinking...
Bu mesajı alır almaz beni geri ara.
Please call me back as soon as you get this.
Eşyalarını al, Seni geri götüeceğim.
Pick up your backpack, I'm taking you back there.
Alıştığımız küllü kahveye geri döndüm.
I've gone back to our comfortable mousey brown.
Desi bana taşındı ve bu çok heyecan vericiydi. Bir plak şirketinden ufak tefek geri dönüşler alıyoruz. Ama dürüst olmak gerekirse sanırım senden kaçıyordum.
Desi moved in, which is exciting, and we've had a lot of nibbles from this label, but, honestly, I think I've actually just been avoiding you because I have no idea how to say what I need to say to you.
Hayır, geri geldiklerinde alırken ne yaptıklarını soracağım.
No, no, no, no, no. If they come back, I say, "hold up. What happened when you took it?"
Gidip onu alırız, geri getiririz.
We'll go get her. Bring her back.
Kız geri geliyor, bir parça brokoli alıyor ve "bunu seveceğimi sanmıyorum" der gibi yiyor.
She comes back, takes a piece of broccoli, eats it and was like... "Oh, I don't think I like this."
Seçim senin. Ama sanırım bunu istemezsin, değil mi? Bu yüzden geri dön ve attığın çöpü yerden al.
Your choice. right? pick up your drink and dispose of it properly.
Alışveriş yapmaya geri dönelim. Ve ne kadar saçma olsada bunu yapmak zorundayız.
So let's get back to the shopping and the grooming and whatever other nonsense it is that we have to do here.
- Yani şimdilik almadım ama Ernie test sürüşüne çıkarmama izin verdi. Alırsam bu gece geri getirebileceğini söyledi.
- Well, not yet but Ernie let me take it for a test drive and he said he'd bring it on back tonight if I buy it.
Frank. Karar verdim, Ernie karavanla geldiğinde ona karavanı alıp geri götürmesini söyleyeceğim.
Frank, I've decided, when Ernie comes with the RV to tell him to turn it around and take it back home.
Tamam, yani, Emma'nın Vince Cropper'la çayı var, büyük klisenin içinde onu alır, onu bıçaklar, sonra onun ofisine geri döner, kupasını geri getirir ve onu yıkar.
Okay, so, Emma has tea with Vince Cropper, he takes her into the basilica, he stabs her, he returns to her office, recovers his mug, and washes it.
Piramitler bölgesine geri çekilebiliriz. Emniyete alır ve kumanda merkezi olarak kullanırız.
We could pull back to the pyramid district, secure it, and use it as a base from which to operate.
Evet, belki de işler biraz çığrından çıkıyordu ama kriz anında, bildiğin şeye geri dönmek işin doğasında vardır alışkın olduğun şeye.
Okay, maybe things were getting a little bit out of hand, but in a crisis, it's natural to run back to what you know, to what's familiar.
Onu geri istiyorsan, git ve al.
You want that back, go get it.
geri alıyorum 44
all right 20
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
all right 20
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23