Gigs traduction Anglais
546 traduction parallèle
- Gigs ve Phee ile beraber.
- She's with Gigs and Phee.
Böylece hepimiz güvende olacağız ve kendi işimize dönebileceğiz.
This way we're all safe and we can all go back to our gigs.
Dört buçuk kiloluk bir pazar araban da olmalı tabi.
You shall have one of those 10 pound gigs for market.
Ama konserlerden hep kovulurduk... çünkü sesleri kökleyip öyle çalardık.
But most of the time, we got fired from the gigs...'cause we played real loud, you know?
Nasıl oluyor da sahneye çıkamıyor?
How come he's not getting any gigs?
Grubu tekrar toplayacagiz, bir kac birseyler calariz... Ekmek parasi icin.
We'll put the band back together, we do a few gigs... we get some bread.
Hayatta Matt ve Mr Fabulous'u o bol parali domuzlarin elinden alamazsin.
You'll never get Matt and Mr Fabulous out of them high-paying gigs.
- Evet ama sadece konser aralarında.
- Yeah, but only between gigs.
Burada baya canları sıkılıyor demek.
They must be having trouble getting gigs.
Punk'lar boşboş takılmaz.
They go to fucking boring gigs like this.
Sid'e şov ayarladığımız da New York'a gelip bizi görmelisiniz.
You guys gotta come see us in New York when I get Sid some gigs.
Şey, her şeyden önce Pazartesi metadon kliniğine gideceğiz Ve sonra Nancy bana birkaç şov ayarlayacak Sonra da gidip Paris'te yaşayacağız Ve sonunda mutlu bir ölüme kavuşacağız Ama merak etmeyin, bizimle gurur duyacaksınız.
Well, first off, we're gonna go down to the methadone clinic on monday, and then Nancy's gonna get me some gigs. And then we're gonna go off and, like, live in Paris... and just sort of go out in a blaze of glory. But don't worry.
Sana Max'de üç konser ayarladım!
I got you three gigs at Max's!
Max'de bana şu konserleri ayarladı.
She's gotten me these gigs at Max's.
Bu müfrezede sorun yok.
No gigs on this platoon.
Ve daha kötüsü, balayına giderse 17 tane iş kaçıracağız.
And worse, if she goes on a honeymoon, we'll lose 17 gigs.
Neden kimse beni halk gösterisi için aramıyor?
How come nobody calls me for no society gigs?
Bakalım, maestro, Avrupa'daki konserlerin başarılı oldu mu?
Tell me, teacher, your gigs in Europe are a success, right?
- Gökdelen yangınları beni ürpertir.
- High-rise gigs give me the creeps.
Grup bikaç konser verdi, değil mi?
The band's playin'a few gigs?
Konser duyuruları yapmayız.
We don't announce gigs.
Motelde tek gece sevişmelerle mutlu oluyor muyum sandın?
You think I'm happy with playin'gigs in Ramada Inn Iounges?
Bir sürü çalgısı olan, ama kimsenin çalarken görmediği bir grup.
It's a band that has loads of gigs but no one has heard them play.
Biliyor musunuz, genelde bu yedek işlerini reddederim.
You know, usually I turn down these substitute gigs.
İyi gösterilerin olacak.
You got some real gigs coming up.
İyi gösteri!
Real gigs!
İyi gösteri?
Real gigs?
Biliyor musun, birkaç tane daha böyle iş alırsa, yakında gerçekten evden ayrılabilecek.
A few more gigs like this and she will be able to move out soon.
Tamam ödememi alıncaya kadar buradayım yani kafamda neredeyse 80 gigabayt data taşıyabilirim.
I'm gonna be around until I get paid, so- - I can carry nearly 80 gigs of data in my head. 160 if I use a doubler.
Orada 320 gigabayt var.
I got 320 gigs in here.
Bu yüzden iş yok.
See, that's why I can't get no gigs.
Bu kadar hastane ziyareti yeter.
Enough of these hospital gigs.
Neye ihtiyacımız var, size ben söyleyeyim ; bize konser lazım.
I'll tell you what we need. We need some paying gigs.
Bütün şirket numaralarını kaptım, ve hatta Cynthia beni geri kabul etti.
I got all these corporate gigs, and even Cynthia took me back.
Konser aralarında da meşgul ediyorlar.
They keep me busy between gigs, too.
Hem konser iptal etmekten nefret ettiğimi bilirsiniz.
And you all know how I hate to cancel gigs.
Cambridge'te 3 güzel gösteriden sonra bir de kavga ettim.
Did three good gigs in Cambridge and then had a fight.
Size Louisiana yolu üstünde birkaç konser de ayarlayacağım.
I'll book you a couple of gigs on the way to Louisiana.
Sen her hafta sonu 60 dolar için düğünlere giderken, kız kardeşinin bodrum katında beş çocukla birlikte yaşayarak mı?
Living in your sister's basement with five kids... while you're off every weekend doing wedding gigs... at a whopping 60 bucks a pop?
Daha fazla iş alma konusuna konsantre olmam gerekiyor.
I really gotta concentrate on getting some more gigs.
Ya işaretleri kaçırır, ya konserleri. Onunla ilgili başka bir şey hatırlamıyorum.
All I remember about Brian is missed cues, missed gigs brother OD'd in a Little Chef.
Sid gerçekten çok iyiydi.
Sid was really good to him, and he got him a lot of gigs.
Ben bütün bu işleri bir örtü gibi kullanıyorum.
Eighteen. I just do these gigs as a cover.
En son yaptığım görüşmede, beni Toyotaya sokmuşlardı.
Last time I did one of these gigs, they shoved me in the back of a Toyota.
O kadar işin arasında, Angel'a yardım etmeyi seçtim.
And between my many gigs, I choose to help Angel.
Madem hiç komik değilim nasıl oluyor da tek başıma program teklifi alıyorum?
If I'm so unfunny, how come I get offered solo gigs?
radyo işi arasında, ekstra gelir elde ediyorum.
I'm just making some extra cash between radio gigs.
Salı gecesi uygun mu?
- No gigs yet. We just got together. Is Tuesday night cool for you?
Siyah Elvis
We were going to lots of gigs.
Pekala, sana üç konser için üçbin veririm.
[Dial tone] All right. I'll give you three grand for three gigs.
O ve Jack Fairy, Berlin kayıtlarını yeni bitirmişlerdi.
He and Jack Fairy had just finished their Berlin record and Curt was in London playing some gigs.