Goril traduction Anglais
1,005 traduction parallèle
Goril.
Gorilla.
- Goril kanı.
It's the blood of a gorilla.
- Goril mi?
Gorilla?
ÖIdüler çünkü damarlarına goril kanı enjekte edilmişti.
They died because a gorilla's blood was injected into their veins.
Bir goril.
An ape.
Size söylüyorum, o kadını o goril öldürdü.
I tell you that ape killed her.
Goril.
Ape.
Bir goril!
It's an ape!
- Bırak beni, goril!
- Oh, lay off, you big ape.
- Bir tür goril olduğunu duydum.
- I hear it's a kind of a gorilla.
Carlo, Irene için goril taklidi yap.
Carlo, do the gorilla for Irene.
Neden goril taklidi yapmayı bırakıp insan taklidi yapmıyorsun?
- No! Why don't you stop imitating a gorilla and imitate a man?
Bir gün goril avına çıkacağım ve ıskalamayacağım da.
Someday I'm going gorilla hunting, and I won't miss.
Beyaz bir goril mi?
A white gorilla?
Yolda goril için durmayacağız.
There'll be no stopping for gorillas on the way.
Bir goril!
A gorilla!
Bana 10.000 dolarlık bir çek yaz... herkes mutlu olsun. Goril dahil. Seni kastediyorum.
Just write me out a check for $ 10,000... and everybody will be happy, including the gorilla... and I do mean you.
McGann, İnsan kılığına girmiş bir goril.
That gorilla in man's clothing, McGann.
Tıpkı goril Bolgat'ı öldürdüğün gibi.
Just like you killed Bolgat, the gorilla.
Neye gülüyorsun öyle şapşal goril?
What are you laughing at, you silly goon?
Öyleyse bir taksi ayarla, seni ahmak goril!
I better help you. - Then get me a cab, you dopey ape.
Bir canavardı, Watson. Bir manda gibi göğsü ve bir goril gibi de kolları vardı.
A monster, Watson with a chest of a buffalo and the arms of a gorilla.
- Bu goril zararsız mı?
Is that gorilla safe?
- Joe goril değil, o bir şempanze.
Joe is not a gorilla, he's a chimpanzee.
Seni koca goril.
You big gorilla.
O deli bir goril.
The crazy gorilla.
Ama bir sonraki yıl sefere parayı goril kafesinde taşı.
But next year, lets carry the cash in the gorilla cage.
Eğer vazgeçmediyseniz, sizi goril ülkesine götürmeyi isterim.
If you're willing to start, I'd be glad to take you to gorilla country.
Bir iki yavru goril için iyi para teklif etmişlerdi.
They offered a nice prize for a pair of young ones.
Ayrıca, yedi yıldır goril ülkesine gitmemiştim.
I haven't been in gorilla country for several years.
Orası, Goril Ülkesinin başladığı noktadır.
That's the beginning of gorilla country.
Demek siz iyi insanlar goril ülkesine gideceksiniz.
So you good people are going to the gorilla country?
Goril ülkesi.
Gorilla country.
Goril mi?
Gorillas?
Güzel goril.
Fine gorilla.
Bir goril gibi kendi ağına yakalanmış ve nasıl kurtulacağını da bilmiyor.
Got himself all tangled up in one of his nets like a gorilla and he doesn't know how to get out.
Orada biraz daha kalıp bir iki yavru goril yakalamaya çalışacağım.
I'm going to stay up there for a while try and pick up a couple of baby gorillas. Make the trip pay for itself.
Böylece kendisi ya da şurada oturan diğer goril beni öldüresiye dövebilir... Ve polise nefs-i müdafa mazereti sunabilirler.
And then either he or your other apes sitting over there could beat me to death and cop a plea of self-defense.
Demek ki, goril gibi görünsen de bunun bir önemi yok.
So it doesn't matter if you look like a gorilla.
İkincisi bir gorili andırıyordu, kocaman bir goril.
The second was built like a gorilla, a big gorilla.
O bir afacan, bayan, bir goril gibi.
He's playful, miss, like a gorilla.
Olsa olsa bir goril olurdu.
Except, perhaps, a gorilla.
O goril.
That gorilla.
Bu bulduğun adam gibi birkaç tane goril ve birazcık içkiden sonra bakmışsın...
Couple more goons like that guy who picked you up back there and a little booze, and...
-... bir goril olduğuna inanıyorsun.
- that God himself is a gorilla.
Mutlu küçük goril.
Pleasant little gorilla.
Yaşlı bir kadının hayatıyla ilgileniyorum, dolaba kilitlediğim iki eli silahlı goril bozuntusu ve çatıda zorla tuttuğum bir muhabir var.
I got a couple of hoods, a couple of hatchet men, stashed in that closet, - a reporter guzzled up in the penthouse... - You got three reporters in the penthouse.
- Bir Rolls Royce'da da goril yok muydu?
Wasn't there another gorilla in a Rolls-Royce?
George goril kostümü giyiyor.
In there. George is in the gorilla suit.
- İki goril mi?
- The gorillas?
Şimdiye kadar gelen tek misafirimiz ve sen goril gibisin!
First visitor we've ever had, and you act like a gorilla.