English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ G ] / Goster

Goster traduction Anglais

19,420 traduction parallèle
Göster kardeşim!
Show me!
- Göster şunu, yoksa kalkıp...
- Show us or I'll get up...
Çaba göster.
Try it.
Göster onlara.
Show them.
Tanrıya onu sevdiğini göster!
Show God you love Him!
- Bana çıkış yerini göster.
- Just show me how to get out of here.
Bu yüzden mağara adamı gibi davranma ve biraz liderlik göster.
So stop acting like a caveman and show some... show some leadership.
Bir dahakine biraz daha çaba göster, Justin.
Put in some effort next time, Justin.
Ehliyetini göster. Kaç yaşındasın sen?
Show me your driver's license!
Saygı göster.
Respect.
Onlara kralın kim olduğunu göster, dostum.
Show'em who's king, man.
Uzun bir saltanatı olduğu için Bren'in'e saygılarını göster.
Ugh! Oh, you pay your respect to the Bren'in, for she had a long reign.
- Onlara kim olduğumuzu göster.
- Show them who we are.
Bana üç başlı ayı göster, hemen kavgaya tutuşayım.
You show me 3-headed bears, I'll tangle with'em right now.
Göster bakalım!
Give you some of that!
Tamam. Şimdi bana nasıl tutulduğunu göster.
Okay, now show me how to hold.
Bu sıradanlara işini doğru yaptığını göster.
Show the mundanes you're doing your job.
Mücevheri göster Gölge Avcısı.
Show me the jewelry, Shadowhunter.
Hadi, bize kim olduğunu göster.
Come on, show us who you are.
Onları kandır, doğru hareketleri göster.
So, you'll fool'em and show'em the right moves.
Göster hadi Tiny.
Go get'em, Tiny.
- Göster onlara.
- Give'em hell.
Göster bana.
Show me.
Tekrar göster.
Show me again.
Göster gücünü.
- Work your magic.
İlk olarak bana raporlarını göster.
Show me his chart first. For what?
Bana bir iyilik yap ve ikimizi başarılı göster.
Do me a favor and make us look good, okay?
Göster bana.
- And they beat your Marshal. - Show me.
Bana gerçekten neler yapabileceğini göster.
Show me what you can really do.
Gideon, ona görüntüleri göster.
Gideon, show her the footage.
Derhal bütün kameraları göster.
Pull up all the surveillance monitors, now!
Gideon, göster onlara.
Gideon, show them.
Gel buraya dahi şey. Onlara bütün hünerlerini göster.
So, brainiac, show'em what you can do.
Göster.
Show me.
69 yaparken bana 666'nı göster hadi.
Fuck 69 Give me 666
Pelerinini göster.
Show me your cape.
Anlaşmaya saygı göster Non.
Honor the agreement, Non.
Kızından daha taşaklı olduğunu göster.
Show that you have bigger balls than your daughter.
Yerlerini göster.
Point them out.
Neyin varsa göster.
Boy : Show us what you got.
- Göster hadi! Ne olur!
- Show me something.
Hadi, göster ona.
Go on, show him.
Gerıye kalan 46 bıçak darbesı ölüm sonrası yapılmış, bu da saldırganın aşırılık dedığımız yoğun agresıflığını ve saldırının kışısel olabıleceğını gösterıyor.
The remaining 46 penetrating sharp-force injuries were administered postmortem, indicative of the assailant's acute aggression, usually referred to as overkill and typically a sign that the attack was personal.
Nasıl yorumlamayı seçtığınıze bağlı olarak suçlu gösterıyor.
It's how you're choosing to contextualize it that makes it appear beyond a reasonable doubt.
Ama bu karalamalar tuhaf bır şeyı gösterıyor.
But these particular doodles suggest something peculiar to me.
Günah konseptı onu hem motıve edıyor hem tıksındırıyor, bu da seçtığı kurbanlarla uyumlu ve acıyla uyarılıp öfkeyle ıntıkam alan bır narsıst olduğunu gösterıyor.
He is both motivated and repelled by his concept of sin, which somehow correlates to his chosen surrogates and suggests that he's a grief-induced, anger-retaliatory narcissist.
Profesör March'a neler yapabildiğini göster.
Show Professor March what you can do.
Quentin'in çöpünde bulduklarını göster.
Show me again what you found in Quentin's trash.
Müdüre saygı göster.
Respect your principal.
O yüzden neye ihtiyacın olduğunu göster, Dr. Masters.
So show up where you're needed, Dr. Masters.
Göster ve neler olacağını gör. Yarın alırım sizi.
Show up... and see what happens.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]