Gotten traduction Anglais
16,248 traduction parallèle
Hizmetçi onu kumarda kazandığını, içine hiç bakmadığını söyledi, ve Okada San'emonand'dan alamayacağını söyledi. çünkü o herzaman gözetim altındaydı.
The servant said he had won it gambling, had never looked inside, and could never have gotten the amulet from Okada San'emon since he was always underguard.
Ama sen büyümeye karar verdiğinden bu yana işler aptallaştı.
But shit's gotten dull since you decided to grow up.
Josh, sana ne oldu bilmiyorum.
Josh, I don't know what's gotten into you.
Sanırım beni burada temsil eden şeye çok yaklaştım.
Perhaps I've gotten too close to that which represents me in here.
Ve madem bu yola çıktınız siz de öldünüz demektir.
And now that you've gotten in his way... so are you.
Jongno'daki bahtı açık yaşlı adam heykeline benziyor.
Looks like the old man in Jongno has gotten his luck again.
Bu heriflerden yardım almış olmaları ihtimal dâhilinde.
Maybe they've gotten help from these people.
Kendine de bir tane almış demek ki.
She must have gotten one for herself.
Sırf zarla oynuyor diye Enoch'ı vurduğun kulaktan kulağa yayılıyor.
Word's gotten out that you shot Enoch for playing dice.
Kısacası artık buna alıştım.
But it's been a while now, so I've gotten used to it.
Sesli düşünüyor olabilirim ama gerçekten çok kötü bir başlagıç yaptık.
♪ I'm just thinking out loud here, but we've gotten off to a really rough start.
Galiba kilisedeki bazı insanlar şenlik eğlencelerini buraya taşımışlar.
Guess some folks from the church must've gotten wind of the festivities.
Evet, bir dinle... Doğum kaydını yaptırırken baban pek fazla uyuyamamıştı.
Yeah, listen, you know, your dad hadn't gotten a lot of sleep when he filled out the birth registration.
Ben şükrettiğimi söyleyemem.
I haven't gotten around to it.
Durmadan hayatlarımızı bu kız için tehlikeye attık ve nereye geldik peki?
We have risked our lives again and again for this girl, and where has it gotten us?
Bu işte baya yol katetmişsin.
You've gotten a lot better at this.
Eğer buraya zamanında gelmeseydin...
If you hadn't gotten here in time, I...
Adam olmak isteyen biriyle birlikte olsaydım bütün yaptıklarım farklı olurdu.
All I would have done different... Was gotten with somebody who wanted to be a man.
Bir de çok kilo almış.
She's gotten so fat...
Kim bilir, beş dakika daha erken gelseydim belki bu olay yaşanmazdı.
If I'd gotten there five minutes earlier, who knows?
Ya, Kupa'yı zamanında çıkaramasaydım?
What if... what if I hadn't gotten the Cup out in time?
Ondan kurtulabilirdim ama buraya getirdim.
I could have gotten rid of him, but instead I brought him here.
İblislerin Karnaval'a saldıracağı bilgisini aldık.
We'd gotten intel about a demon threat at Carnival.
Ben neye bulaştım böyle?
What have I gotten myself into?
Kasabada bir taverna kavgasına karıştık da.
We might've gotten into a barroom brawl back in town.
Ama sana söylemem gerek, geçen hafta, bilgiyi hangi kaynaktan aldığımı öğrenmek isteyen insanlardan yaklaşık 10 telefon çağrısı aldım.
But I have to tell you, in the last week, I've gotten about ten phone calls from people wanting to know where I'm getting my information.
Senin gibi insanların üstünü örttüklerini keşfetmeyi öğrendim.
I've gotten really good at digging up shit people like you wanna keep buried.
Frank'in ifade vereceği ile ilgili sözler yayılmış sanırım.
Word must have gotten out about Frank testifying.
Cezalarını düşürebilirdik.
We could have gotten the charges reduced.
Bu adam seni çok fena sinir etmiş gibi.
Sounds like this guy's really gotten under your skin.
Ne tür belalara bulaştınız peki?
Ooh, what kind of nasty trouble have you gotten yourself into then?
- Olay yerinde bulaşmıştır.
I must've gotten it on me at the scene.
Fazla uzaklaşmış olamaz.
He can't have gotten far.
Keşke on yıl önce falan içeri tıkılıp annemin döktüğü parayı kurtarabilseydim.
I should've just gotten locked up, like, a decade ago, saved my mom a suitcase of cash.
İskandinav meslektaşlarıma, Norveç'teki alfa kurtlarının sayılarının... Tamam.
I'll explain the Nordic colleagues how I, by taking out the leader wolves have gotten down the statistics in råkjørings Norway with 19.2 percent in two years.
UZI'nin yerini yıllar önce bulmuş olsaydım, Daniel Price asla cinayetten paçayı sıyıramazdı.
If I had located the Uzi years ago, Daniel Price would have never gotten away with murder.
Kevin'ın vücudunda yaşayan 23 kişiliğin tasvirine ve Barry'nin hareketlerine dayanarak mesleki bir tahminde bulunacağım.
I'm gonna take a professional guess based on the description of all 23 identities that live in Kevin's body, that I've gotten from Barry.
Rancho Sıerra ınn'de oda tutmuşlar gıbı.
They seem to have gotten a room at the Rancho Sierra Inn.
Kızılderili yerleşim alanına gitmeyi reddettikten sonra Lakota Siyu lideri Çılgın At savaşçılarını Birleşik Devletler ordusuyla aylarca sürecek savaşa hazırlıyordu.
After refusing to report to an Indian reservation, Lakota Sioux leader Crazy Horse has been preparing his warriors to fight the United States Army for months and he's just gotten word from his scouts that American forces are on their way.
Şimdiden yapılan yorumlara bak.
Wow. Look at all the comments you've already gotten.
Evet bana da hala gelmedi.
Yeah, I still haven't gotten that.
- Vay be, erken kalkmış olmalısın.
Wow, you must have gotten up early.
- İçine ne girdi senin?
- What has gotten into you?
Babanın dikkatini çekmek istiyorsan normal bir çocuk gibi hızma falan taktırabilirdin.
If you wanted your daddy's attention, you should have gotten a piercing like a normal kid.
Garson bize içkileri getirebilirdi.
The waiter could have gotten more drinks.
Duval bunun FBI'lık durum olmadığını farz ediyorum çünkü sana kullanamayacağın istihbarat verdi.
And, Duval, I'm assuming this isn't at the FBI because he's gotten you some kind of information you can't use.
Ama suç mahallinin kan raporlarını almıştı.
But she had gotten the crime-scene blood results.
Orada başka bir binaya ulaşabileceğini bir yol var mı?
Is there any way that he could've gotten to another building from up there?
Hızımı çalıp, buradan gidebilirdi.
He could have stolen my speed, gotten away with it.
Günün bu saatinde yatakta olurdun sen, ne işin var burada?
Wait. So, what has gotten you out of bed this time of day?
Duyduğuma göre bu Asya'da gerçekleşiyor olabilirmiş. Yani gönderdiğimiz tedavi yeterli insana ulaştırılmıyormuş.
From what I hear, that may be happening here in Asia, which means the cure we've been sending hasn't gotten to the people who need it.