Gratis traduction Anglais
91 traduction parallèle
Bedava, parasız, karşılıksız.
Free, gratis, for nothing.
Bu güzel insanlardan ayrılacaksam bunu birkaç haftalığına karşılıksız denemek isterim. Bedava yani.
Now, if I got to take leave of these good folks why, I'd rather try it gratis, for nothing, for a couple of weeks.
Sana hizmet etmek bir şerefti.
It's been an honour serving you gratis.
Wolf City Geliştirme A. AŞ'nin hediyesidir.
Free gratis from the Wolf City development corporation.
Sana Marseille'in bu tarafındaki en iyi maldan bedava vereceğim.
I'm gonna give you gratis some of the finest shit this side of Marseille.
Bedava.
Gratis.
Bu tamamen karşılıksız hizmet.
This is strictly gratis.
Bu pisti aşarsan Ithacus tayını bedava alabilirsin.
You can have that Ithacus colt gratis if you stay this course.
Gratis inträde till den som faktiskt levde när Indians senast vann en buckla.
Free admission to anyone who was actually alive the last time the Indians won a pennant.
Bunun 50 gramını da bedavadan sen alacaksın.
Of which you get 50 g gratis.
Gezgin şövalye kılıç kalkan kullanabilir. Aşık boşuna ah çekmez suratsız rolüne çıkan rahatça surat asabilir sonuna dek. Soytarı gülmeye can atanları güldürsün.
The adventurous knight shall use his foil and target the lover shall not sigh gratis the humorous man shall end his part in peace the clown shall make those laugh whose lungs are tickled o'th'sere and the lady shall speak her mind freely, or the blank verse shall halt for it.
Size başka bir dizeyi bedava okuyacağım.
I'll throw in another verse gratis.
Neyse, sizi temsil etmek istiyorum. Bedavaya.
Anyway, I would like to appear on your behalf... gratis.
Kanun düzenleyicilerdir. Resmi görevlilerdir.
Y se casan con una portera para tener casa gratis.
- "The booze gratis" ister misin?
- The booze gratis?
Çorbanız bedava.
Your soup is gratis.
Şirket bir hafta ücretsiz kullanım için gönderdi.
Company sent it to me gratis for a week.
Hey, eğer bu sonsuza kadar sürecekse, senin üzerine bir idrar örneği de bırakabilirim ;
Hey, if this is going to take forever I could lay a urine sample on you, too gratis.
Kont Leoni ile görüştüm. Sahibi olduğu "Gazettino" nun hisselerinin büyük bir kısmını Ulusal Özgürlük Komitesi'ne bedavaya devretmiş. Yaptığı işe devam etmek için de adam Direniş'teki dostlarımıza milyonlar veriyor.
... Count Leoni and he told me - he's turned over gratis... the majority of his "Gazettino" shares to moderates in the C.LN... and to keep his irons in the fire, he's giving millions to our friends in the Resistance.
Sakinler, bunu pek kafalarına takmıyorlar zira, karınca orduları salgın kontrolünde bedava hizmet veriyorlar.
Now, the locals don't mind that too much because the army ants perform a gratis service of pest control.
Otel, odayla ilgili problemi halletmek için beni bedava yolladı.
The hotel threw me in gratis to make up for the problem with the room.
Parasını etrafa saçan aptal bu işte.
This is the fool that lent out money gratis.
Tanrı aşkına ona merhamet göstermeyin.
A halter gratis, nothing else, for God's sake.
- Ama sebepsiz değil.
- But not gratis.
Bedava beleş.
Free fucking gratis.
"Daha önce bahsettiğimiz iş adamları sayesinde... -" aşı ücretsiz olarak dağıtılacak. "-" Ücretsiz olarak bedava. "
"Thanks also to the aforementioned merchants, the vaccine will be distributed gratis."
O halde "ücretsiz olarak" kısmını çıkar.
Then leave gratis out.
Merrick oraya "ücretsiz olarak" yazdırmak istedi.
Merrick wanted to put here "gratis."
Ve bunun karşılıksız olması gerektiğini düşünüyorum.
And I think it should be gratis.
Septumunu ücretsiz onaracağım... Sen de Gina'ya tanıklık yapmayacağını söyleyeceksin.
I'll rebuild your septum, gratis... and you tell Gina you won't take the stand.
Bu kurbanlara yardım amaçlı... parasız yaptığınız ameliyatlarda binlerce dolar kaybediyorsunuz.
You're losing thousands in OR time... to help these victims gratis.
Üstüne cila da çekerim.
I'll even throw in the glazing gratis.
Beni partneriniz olarak alın, ben de icabına bakayım, bedava.
Sign me up as your partner, and I'll take care of it, gratis.
Ama ikincisi, annen için, bedava.
But the second one, for your mama, is gratis.
Bu insanların bu hayatta beleşe neleri götürdüklerini duysan inanmazsın.
you wouldn't believe what these people in the business get, totally fuckin absolutely gratis.
Bana ne aradığını söylersen, onu sana veririm.
Tell you what, tell me what you're looking for, and it's yours, gratis.
Gratis.
Gratis.
O kızı becerdim ve ben, Julia'ya hiçbir şey söylemesin diye ona bedava bir burun ameliyatı yaptım.
I screwed her and I gave her a gratis nose job so she wouldn't say anything to Julia.
Sana ilacı bedava mı vermem gerekiyor?
I'm supposed to give your prescription gratis, huh?
Sana şu an da anlattığım şeyleri öğrenebilmek için birçok insan binlerce dolar öderken sana bedavaya anlatıyorum, genç pilot.
You know, many people pay multiple thousands of dollars for the same instruction... I'm giving you right now, young pilot, free, for gratis.
Bedava köstebeklik mi yapayım?
You expect me to be your gratis snitch?
bana bedava vermeni sağlardım.
I would get you to give it to me gratis.
Bedavaya tamir ediyorum, yeter ki bu gece mala vurayım.
I'll give it to you gratis, just let me fuck tonight.
- O zaman senin olabilir, bedava.
- And you can have it, gratis.
Ama parasız.
But gratis.
Bir kaç kişiyle görüşebilirim dedi ve seni ücretsiz kabul ettiler.
He said he was able to pull some strings and he got you in gratis.
güzel Sally sokaklarda bacaklarını erkeklere gösterir... ama fazlasını istersen para ödenir eteğini kaldırırken nerede duracağını bilir... um-pa-pa, bu işler böyledir um-pa-pa, bunu herkes bilir... ister gizli olsun isterse açık... hiç fark etmez um-pa-pa... saf bir genç kız hamile kalmış bir erkeğin evine sığınmış, o da onu ayartmış... sızlanmanın alemi yok, bu yola girmiş bir kez o da paralarını sayar ve şarkı söyler...
♪ Pretty little Sally Goes walking down the alley ♪ Displays her pretty ankles for all of the men ♪ They can see her garters But not for free and gratis
Bedavaya.
Gratis.
İşte, Tristen.
Here you go, Tristen. That's for you, gratis.
"Ücretsiz olarak bedava" lüzumsuz.
Free gratis. Free gratis is a redundancy.
Tebrikler.
Gratis.