Grenade traduction Anglais
1,631 traduction parallèle
Bir sürü eklemelerde bulunabilirsiniz. El bombası atma aleti falan.
You can add a lot of attachments to it, like a grenade launcher attachment.
- El bombası!
Grenade!
Eğer bir saldırı tüfeği bakıyorsan, bende M203 silahı var, bomba fırlatabilecek türden.
Or if you are looking for an assault rifle, I have the M203, with under barrel grenade launcher.
Elbombası da.
The grenade too.
Bırak onu.
Drop the grenade.
Bazılarının dediğine göre Yanlışlıkla kamyonuna bomba atılmış...
Yeah, it seems like somebody accidentally threw a grenade in his truck.
AKler, RPG-7 roketatarlar ve 82 milimetrelik havan topları havadan ve denizden Pakistan'a ulaşıyor daha sonra kamyonlarla Afgan sınırına taşınıyor.
The AKs, RPG-7 grenade launchers and 82 millimeter mortars are coming into Pakistan by air and sea, and then trucks take them to the Afghan border.
Mücahitlerin RPG-7 tanksavar silahlarına 107 mm'lik Katyusha roketlerine, mayınlara plastik patlayıcılara, bisiklet bombalarına keskin nişancı tüfeklerine tüm bu silahlara ait cephaneye ve yerlerinin tespit edilememesi için frekans değiştiren telsizlere ve anlık yayın vericilerine ihtiyaçları var.
The fighters need RPG-7 anti-tank grenade launchers, Katyusha 107mm rockets, wire mines, plastic mines, bicycle bombs, sniper rifles, ammunition for all the above and frequency-hopping radios and burst transmitters so these guys aren't so fucking easy to find.
Bir el bombası yüzünden olmuştu.
It was a grenade.
Böylece, ona bir el bombası veriyorlar.
So, they gave her a grenade.
Eğer elimde bir el bombası olsaydı, onu o kahrolası kıçına sokardım.
If I had a grenade, I would stick it up your fucking ass.
Sarapnel parçalari nerede?
The grenade fragments?
Bak hanimefendi, sensiz gidersem Downey beni havaya uçurur ve burada kalmayacagim kesin.
Listen, lady, I go back without you and Downey rolls a grenade in my tent, and I'm sure as hell not staying here.
- Kahretsin fazla bişey var diyemem
Shit, two cameras and any grenade, less bad than we win that war, or we would be nailed.
Kahrolası bomba onu buraya kovaladı.
That fucking grenade drove him up here.
"Bisküviyi uzatsana," ya da "El bombam nerede?" diyemezsin.
You can't say, "Pass the biscuit," or "Where's me hand grenade?"
Elimde el bombası vardı, desem.
You know, I mean, I had a grenade from the bust.
Kullanımı el bombası gibidir.
It works like a hand grenade.
Bir çeşit el bombası gibi.
It's like a hand grenade.
Bomba attılar.
They threw a grenade.
Ama biri Lemansky'nin kucağına o el bombasını koydu.
But somebody put that grenade in Lemansky's lap.
Biri arabasının ön koltuğuna el bombası bırakmış.
Someone dropped a live grenade in the front seat of his car.
Arabasına el bombası koyup parçaladın.
You tossed a grenade in his car and blew his guts out.
El bombası.
Killer used a grenade.
- El bombasını bırak.
- Put down the grenade.
0-5, eğer o el bombasını bırakırsan hepimizi havaya uçurursun.
0-5, if you drop that grenade, you'll kill us all.
El bombasının pimini Vic çekmedi.
Vic didn't pull the pin on that grenade, did he?
Kafanızı eğin.
- Breakout. ( grenade )
Sis bombası!
Smoke grenade
Keyifli olmasaydın ne yapacaktın, el bombası mı atacaktın?
What would you have done if you weren't fine, throw a grenade?
Sana grenadadaki zombileri gösterebilirim.?
? Saw that exploded as a zombie with the grenade?
- El bombasıyla mı?
Do you want to fly it with a grenade?
Demiryolunu takip ederek buradan çıkacağız.
It is our only opportunity. We could use one maybe Grenade game.
Shane yumruklanmış, pala, el bombası yok.
Shane got hit with a fist, not a machete or a grenade.
Seni 30 yıI görmem sanıyordum, el bombacı.
Didn't expect to see your grenade-tossing ass for at least 30 years.
El bombasını kucağına bırakıp uzaklaştım.
I dropped the grenade in his lap and I just walked away.
Hey, Hawke, el bombası yok üstünde.
Hey, HaWke, you're short a concussion grenade.
El Bombası!
- Grenade!
El bombasının pimini çekmeye benziyor. Birine verip sonra da yanında durmak gibi.
It's like pulling the pin on a grenade, handing it to someone and then standing beside them.
mevcut telleride el bombası menzili dışına çıkar.
And shove the wire that exists out past hand grenade range.
el bombası!
- [Man Shouts] - Grenade!
Bu, Milkor MGL-140 dostum. El bombası fırlatır.
This, my friend, is a Milkor MGL-140 grenade launcher.
El bombası fırlatıcısını ver.
Give me the grenade launcher.
El bombası fırlatıcısını ver!
Give me the grenade launcher!
Bedava bir el bombası telefonu mu?
A free hand grenade phone?
Evet. El bombasının üzerine düşeceğim.
Yeah, I'll fall on that grenade.
Bu, kutsal su dolu balonları patlatmak için kullandığım hava basınçlı tüfek.
Next, we have my air-propelled-rocket grenade launcher for holy-water balloons.
Ateş açın, topu tekrar doldurun ve ateş!
Open fire, reload grenade. ... and fire!
El bombasını da ver.
That grenade, too.
Kahretsin!
I'll jump on that grenade, too, I suppose. - Thank you.
geliyor!
It's a grenade!