English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ G ] / Groan

Groan traduction Anglais

280 traduction parallèle
Sanki yeryüzünün kendisinden, Geliyordu bu inleme. "
Pushing back the stone As if the earth itself did groan
Artık inlemek için gücüm kalmadı.
I no longer have the strength to groan.
"Her söyleneni yeminle inkâr etmen, " İçimi kemiren güçlü kanıtları "ne yok ediyor, ne de susturuyor. " Öleceksin!
Therefore confess thee freely of thy sin, for to deny each article with oath cannot remove nor choke the strong conception that I do groan withal.
Ne zaman üzülsem içimden bir inleme gelir
Whenever I do from down inside There comes a groan
İnleyip duruyordu yanıbaşımda.
I did hear him groan.
Ona böylesi şerefler yüklemekle birçok belalı, çamurlu yükü kendi sırtımızdan atmış oluyoruz. Bu yükleri eşek altın taşır gibi taşır o. Yükün altında terleye soluya, itile kakıla gider bizim çevirdiğimiz yola.
And though we lay these honors on this man to ease ourselves of diverse slanderous loads, he shall but bear them as the ass bears gold, to groan and sweat under the business, either led or driven, as we point the way.
Özellikle geceleri, Hücredeki mahkumların horultuları ve iniltileri, Yürüyenlerin ayak sesleri,
Especially the nights, the mutter and groan of the men in the cell blocks, the tramp of the walkers, the block guards going their rounds.
Grunt and groan Like you're about to die
Grunt and groan Like you're about to die
Gittiğimiz her filmde ne zaman birileri öpüşse ya da "Seni seviyorum" dese homurdanıp kıvranıyorsun.
Every time anyone kisses anyone or says, "I love you" you moan, groan, squirm. It's for the birds.
* Ağrı, rahatsızlık ve sıkıntı geçer gider. * * Rahatsızlık ve sıkıntı geçer gider. * * Arabalarla acele getirirler onları. *
pain, discomfort and groans are over... discomfort and groan....... they come quickly in carriages because everybody is in a rush if they want a place to be cured by Macario to be cured by Macario.
Gözlerin büyüyor- - daha da- - dudakların konuşmak istercesine aralık... feryat... veya figan etmek istercesine.
Your eyes wide open- - too wide- - lips parted as if to speak... or groan... or scream.
Şeytan tarafından ele geçirilmiş kimseye dokundurulduğunda çığlık atar.
When touching it, possessed by the devil will groan and shake.
Lâkin, ikinci gron, ilk gronun kuzuyu yakmasına çok kızmıştı, yeni kurbanların kızartılması yerine haşlanmasını istedi.
But the second groan was angry that the first had burned the lamb, and demanded that the new victims should be boiled instead of roasted.
İlk gron ateşteki şişe olanca siniriyle vurdu, diğerine halkını etle doyuracağı için sevinmesi gerektiğini söyledi.
The first groan furiously knocked the spit from the flames, and shouted that the second should be happy to have people flesh at all.
İkinci gronun dudakları kıpırdamıyordu, lâkin sesi bağırıyormuş gibiydi :
The second groan's lips didn't move, but his voice seemed to shout,
Kavra ve inle!
Grasp and groan.
Şey, doğrusu tam evine ayak basmak üzereyken kulağıma korkunç bir inleme geldi.
Well, when I was just about to enter his house, I heard an awful groan.
" Ağlarsın, sızlarsın,
''And you moan and you groan quite a lot
Hiç inlemedi bile.
He didn't even groan.
Bir homurtuyu ya da iniltiyi tercih ederim.
I'm better off with a grunt or a groan for a name.
Hayatımın geri kalanını inleyip, sızlayarak mı geçireyim?
You want me to moan and groan for the rest of my life?
İnsanlar figan içinde.
The people groan.
Neden sızlanıp içini çekiyor?
Why does he groan and sigh?
Hasta bir deve de inleyebilir.
A sick camel can groan too,
Homurdanmak yararsız.
- I don't believe you. - What can I do, moan and groan?
Ölümün iniltisini duyamıyor musun?
Can't you hear the groan of the dead?
[Hepsi sızlanıyor]
[All groan]
"ah" mıydı yoksa "oh" mu? yoksa sadece bir inilti miydi?
Was it "ah" or "oh", or was it merely a groan?
İniltisini bastırarak ona doğru koştu.
" and ran towards him suppressing a groan
Inlemesi... cigligi?
Groan... scream?
Arkadaşları inliyor şimdilik, ardından felaket yetişir ona.
His friends groan for a moment, then disaster catches up with him.
İnlemelerine bayılıyorum.
I love it when they groan.
- Ama eşlerin bu kadar bağırması gerekmez.
- But coaches don't have to groan so loud.
Bu "Yalnız ölmekten korkuyorum" iniltisi.
That's his afraid-to-die-alone groan.
Parternerinizle cinsel iletişim kurmanın ve.. yatağınızda istediklerinizi almanızın en kolay yolu sözcükler, inlemeler ve vücut hareketlerinizdir.
( Man ) Communicating your desire sexually with a partner, whether verbally or through the way you groan and move your body, is one of the easiest ways to get what you want in bed.
Ohh..
[All Groan] Oh.
Karım öyle aptal ki... seks sırasında inlememin kendisiyle bir alakası var sanıyor.
I mean, we got a woman so lame that she actually thinks when I groan during sex it has anything to do with her.
- Hadi.
- [Students Groan]
Özür dilemene gerek yok, Apu.
- [Angry Groan] - No need to apologize, Apu.
Bize Marge'la senden bahset.
- [All Groan] - Tell us more about you and Marge.
Bence hikayeleri bitti.
- [Students Groan] - Guess he's run out of stories.
Ve onu da.
- [Snap, Groan] - And those.
Asla yanlız değildirler. Kral ah çekti mi bütün halka da çeker.
Never alone did the king sigh, but with a general groan.
Bir saat inleyip homurdansın.
Let him moan and groan for an hour.
Oturun da şarkı söyleyelim.
- ( Groan ) - Motion passed!
" Konuşmasını yaptığında salondakilerden figanlar yükselmeye başladı.
" When he made his speech, people in the hall started to groan.
Özür dilerim, inek kardeş.
I'm sorry, sister cow. [Disgusted Groan]
JAMES NOBLE - "Tüccar" Çeşitli satılık eşyalar.
[Long groan]
Hatta inlemedi bile.
Not the smallest groan.
Çocuklar, vaz mı geçiyoruz, yoksa savaşıyor muyuz?
- No one's ever really disabled as long as he had courage! ( Autobots groan )
Ah, özgürlük.
[Both Giggle, Groan] Ah, freedom.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]