Gösterecegim traduction Anglais
7,459 traduction parallèle
Bana göstereceğim güzel sözleşme var mı?
You got some hot properties to show me?
Haydi, sana senin bütçene uygun bir kaç mekan göstereceğim.
Come on, I'll show some places in your price range.
Size göstereceğim.
I'm gonna show you.
Bir şey göstereceğim sana.
Let me show you something.
Güç neymiş göstereceğim sana!
I'll show you power!
Biraz sabret anne. Göstereceğim.
Wait for it, Ma.
- Lütfen, sana bir şey göstereceğim.
- Please, I got to show you something.
Kapatma düğmesini bulursam gerçek olmadığını size göstereceğim.
I'll find the off switch and show ya it ain't real.
- Göstereceğim.
I'll show you.
Bu yemek sayesinde Louise'e bölgesel asistan müdürlüğünü hak ettiğimi göstereceğim
This dinner is my opportunity to show Louise I have what it takes to be Regional Assistant Manager.
Bu tarafa gelirseniz size göstereceğim.
If you come over here, I'll show you.
Her şeyi göstereceğim.
I'll show you everything.
Gel, sana göstereceğim.
Come on, I'll show you.
Sana gençliğimde desteklenmeyen bir komedi filmini göstereceğim.
I am gonna show you a film comedy from my youth that won't hold up.
O orospu çocuğuna işimi geri almak için.. .. herşeyi yapacağımı göstereceğim.
I'm gonna prove to that son of a bitch that I'm willing to do anything to get my job back.
Mobilyamı boyayan adama göstereceğim de.
I want to show this color to the guy who stains my deck!
Sana ne kadar kolay olduğunu... hadi göstereceğim...
I'm gonna show you... come on... how easy it is...
Lyosha Amca, şimdi sana kedimin nasıl dans ettiğini göstereceğim.
Uncle Lyosha, I'll show you now how my cat dances?
Göstereceğim sana çekip gitmeyi.
Oh, I'll show you'get up and go'.
Ona göstereceğim bazı asil hareketlerim ve kıyafetlerim var.
I have some royal customs and-and clothes to share with her.
* Bir kadının sert olabileceğini göstereceğim *
* Is that a woman can be tough *
Aşağıya kadar nasıl ineceğimizi göstereceğim.
I'll show how we're going t get down.
Size bir şey göstereceğim.
I want to show you something.
Üzerinde çalıştığım şeyi göstereceğim.
Show you what I've been working on.
Elimde kanıtlar var ve sana bilmen gereken bazı şeyler göstereceğim.
I have evidence up here that I'll show you, Things that you need to know,
Sana bir şey göstereceğim.
I need to show you something.
- Evet, ona gününü göstereceğim.
Yeah, screw him.
Şimdi sana bazı resimler göstereceğim.
I'm going to show you some pictures.
Vizyon istedin, ben de sana koduğumun vizyonunu göstereceğim.
You want vision, I will show you fucking vision.
Bana yol göstereceğim bir şey vermezseniz size yol gösteremem.
I cannot guide you until you give me something to guide.
Aksi yönde herhangi bir girişim olursa Tanrı'nın gazabını göstereceğim.
Any attempt otherwise, and I shall show you God's wrath.
Sana göstereceğim. Bu bir soygundur!
This is a robbery!
Sana ne olduğumu göstereceğim.
I will show you what I am.
Oh, gerekirse görüntülü arama yoluyla size tekrar göstereceğim.
Oh, I'll review them with you over a video call, if necessary.
Göstereceğim.
I-I will.
Seni Dr. Skouras'a götüreceğim ve sevgisine layık olmadığını göstereceğim.
I'm gonna take you to Dr. Skouras, and I'm gonna show him that you're not worth his love.
Hayır, size kampüsün etrafını göstereceğim.
No, I'll be showing you around campus.
- Sana acayip birşey göstereceğim.
- I ´ m going to show you an amazing trick
Andy Cohen'a göstereceğim.
You know? Because I'm going to give this to Andy Cohen.
Sana göstereceğim!
- I'll show you!
Sana Los Angeles Emniyeti damgalı örnek bir referans mektubu göstereceğim.
Look, I'll show you a version of an LAPD reference letter on official stationary.
- Tamam, göstereceğim.
- Teacher : Okay! Okay.
Sana çığır açmış olan çalışmalarını göstereceğim.
I'm gonna prove you did groundbreaking work.
Bu adamın biraz aklı başına gelince, bunları O'na göstereceğim.
Well, when this guy sobers up a little, I'll have him take a look.
Cleveland'a filmle ilgili işler getireceğm ve başkana gününü göstereceğim.
I bring film jobs to Cleveland and stick it to the mayor.
Sana şu yeni kalabalık kontrolü teknolojisini göstereceğim.
I'll show you some of this new crowd control technology.
size göstereceğim!
Prepare yourself..
Size gününüzü göstereceğim!
I'm going to beat you!
Bugün size birkaç hareket göstereceğim.
so pay attention
Sana kiminle boy ölçüştüğünü göstereceğim.
I'll show you who you dared to infuriate.
Salla sana göstereceğim.
Roll. I'll show you.
göstereceğim 43
göster 167
göstereyim 129
gösteri 51
gösteririm 21
göster bana 174
göster kendini 124
göstersene 45
göster bakalım 43
göster onlara 61
göster 167
göstereyim 129
gösteri 51
gösteririm 21
göster bana 174
göster kendini 124
göstersene 45
göster bakalım 43
göster onlara 61